Pazar Postası “Tatlı rüya görme makinesi geliştirdim!”
Paylaş
“Tatlı rüya görme makinesi geliştirdim!”

Tıp doktoru olmasına karşın Kur'an'ın şifrelerini çözmesiyle tanıdığımız Ömer Çelakıl; 'Tatlı Rüyalar Görme' projesiyle yeniden ses getirmeye hazırlanıyor. Öteki din alimlerinden görüşleri ve farklı bakış açısıyla ayrılan televizyoncu-yazar Ömer Çelakıl ile Türkiye ve dünyanın geleceğini, telepatiyi, ekonomiyi, daha pek çok şeyi konuştuk...

Röportajı:CANAN DANYILDIZ

Haberin Devamı

- Hiç tehdit aldın mı şimdiye kadar?

Hayır Allah’a çok şükür başıma hiç gelmedi.

- Yaşı büyük öteki din alimlerince kıskanılıyorsundur!

Bilmiyorum; ama gerçek din alimi insanlar; benim yaptığım çalışmaların yasak olmadığını biliyor. O anlamda sorun yok.

-Bu yaşına rağmen popülerliğini kast ediyorum!

Ha evet! (Gülüyor) Program yaptığım gün; Twitter’da ‘trend topic’ oluyordum ve elbette internet üzerinden sataşmalar oluyordu. Bazen dünya trend listesine girdiğim de oluyordu.

- Bu kadar popülerliği nasıl karşılıyorsun?

Genelde dışarıda bana sorular gelir, hep öyle oluyor. Aslında doktorlukla o anlamda çok paralel bir iş yapıyorum hala; doktorluk da insanlığın yararına çalışır; ben de şimdi topluma yararlı bir şey yaptığımı düşünüyorum.

Haberin Devamı

- Neden doktorluğa devam etmiyorsun?

O belki sonra devam eder; ama aslında insanları şu an çalıştığım şeylerle bilgilendirmek istiyorum. Dini konularda... O kadar çok bilgi kirliliği var ki; kendimi bunları anlatma konusunda sorumlu hissediyorum açıkçası. Bu konudaki yanlış algıları yıkmak ya da değiştirmek istiyorum.

- Bir konuda tıpçı kimliğin mi ağır basıyor yoksa din bilgin mi?

‘Çakışıyor mu?’ demek istiyorsun... Vallahi gerçeği söyleyim mi? Tıp ile Kur’an’ın çakıştığı hiçbir şey yok. Öyle bir ikileme hiç düşmedim. Din ve bilimi doğru yorumlarsan, iç içe olduğunu görürsün. Dinden insanlar hayatlarının kısıtlanacağını düşündüğü için uzak duruyor ama dinin senden istediği tek şey inanmak!

- Cesur konuşmana rağmen, çok kendi halinde birisin!

Hep böyleyimdir; uyumlu ve kolay anlaşabilen bir karakterim var. Mütevazı ve kendi halinde yaşıyorum.

- Üstünden, saçından başından anlaşılıyor zaten!

Abartılı olmasına gerek yok kıyafetlerimin. Saçlarımı da biraz düzeltiyorum televizyona çıkmadan önce. Doğalım...

- Ne zaman şifreleri çözmeye başladın?

Nasıl oldu, anlatsana... Ben matematikle çok haşır neşir olan biriydim; hatta zihinden sayıları çarpma hesaplama gibi yeteneklerim vardı çocukluktan beri. Bilinçli şeklide Kur’an okumaya başladığımda ayetlerin belli sıralarda tekrarlandığını ve belli bir kolerasyonla ilerlediğini fark ettim.

Haberin Devamı

- Sonra?

Biraz daha çalışmaya başlayınca mukadda’lar olduğunu gördüm; yani ‘başlatan’ denilen sırlı harfler olduğunu gördüm. Kur’an’ın 4’te 1’i aşağı yukarı henüz sırrını çözmediğimiz bu harflerle dolu.

- İlk sen misin bu işe merak salan? Hayır, asla! Benden önce de Kur’an’ın bu yönüyle ilgilenen alimler olmuş, ilk değilim. Kendim keşfettikten sonra başkalarının da bu konuda meraklı olduğunu gördüm.

- Senin farkın ne? Neden biz seni tanıdık ve beni bunları ben yaptım. Muhtemelen ondan. Kur’an’ın geçmiş, an ve geleceği içinde barındıran sırlı bir şey olduğuna inandım.

- Zamanla bu hissin kendini kanıtladı mı peki?

E tabii, baktım ki önce sadece aya çıkışın Kur’an’da yazdığı vardı; şimdi Mars’ta hayat, genetik ya da dünya savaşlarıyla ilgili işaretlerin olduğunu gördüm.

- Dini eğitimin var mı? İlahiyat fakültesi gibi?

Hayır, yıllardır kendi araştırmalarım; okumalarım oldu. Kendimi geliştirdim.

-Genel olarak hayatı nasıl algılarsın?

İnanan biriyim. İnanmak çok önemli bir şey Canan. İnanınca sistemi çözüyorsun ve kontrol etmeye başlıyorsun. Bu alem bir rüya, uyku alemi; ama rüyada olduğunu anladığın an; kral sensin. İnandığın vakit hayatta; her şey senin elinde olur. Birçok insan sistemin parçası olamadığı için mutsuz.

- İncil ya da Tevrat gibi öteki kutsal kitaplarda da böyle şifreler var mı?

Evet böyle iddialar var. Özellikle Tevrat’la ilgili; yapılan çalışmaları gördüm; onlar Matrix şeklinde yapıyorlar. Ve bu şekilde yaparsan birtakım harfleri çıkartırsın ama onların yaptıklarını tartışmalı buluyorum.

- Senin çalışmanın farkı ne?

Benimkinde her harf yan yana. Mesela DNA hafleri ‘Dal, Nun ve Elif’ harfleri yan yana.

- Peki hiç farklı dinden bir alimle çalıştın mı bu konuda?

Çalışmadım, ama onların çalışmalarını internet üzerinden takip ediyorum. Yazılımları ve teknikleri bizden farklı.

- İslam bu kadar birleştirici, peki bu kadar savaş, kavga niye?

Kur’an kardeşlik dini olmasına rağmen, ben de tüm dünyadaki gerginlikten; savaştan çok rahatsızım. Hatta bir ayet-i kelime vardır; peygamberimizin Kabe’ye girişini engelleyenlere karşı kin gütmemesini tavsiye eden.

- Neyi yanlış anlıyoruz sence?

Kur’an’ı biz okuyoruz ama anlamını bilmiyoruz. Sadece Arapça okumak yetmez; bir de onu anladığımız dilde okuyup yorumlamak, çıkarımlar yapmak gerek. Türkçe manasını çok bilmediğimiz için İslam’ın nasıl bir din olduğunu ıskalıyoruz.

Avrupa Birliği dağılacak

- Sen falcılıkla suçlanmadın mı hiç? Sen de ‘şu olacak’, işaret var diyorsun...

Yok, şimdiye kadar hiç olmadı. Geleceği ben Kur’an’a dayandırarak yorumluyorum. Daha doğrusu bunu ben değil kutsal kitabın kendisi söylüyor. Benden önce İslam alimleri de ebced hesaplarıyla geleceği tahmin etmeye çalışmış; ama hep Kur’an üzerinden.

- Ne işaretler var?

Savaşlara, genetik ya da uzay çalışmalarına ya da büyük doğa olaylarına. Hatta ülkelerin kuruluşlarına dair ipuçları var. Bizim ülkemizle ilgili işaretlerin olduğunu da çözmüştüm. Mesela ‘TRKY’ harfleri geçiyor: Türkiye. Ve o zamanlar daha biz kurulmuş değiliz, düşün.

- Ortadoğu’daki bu gerginlik nereye varır? Var mı işaretler?

Öyle basit bir gerginlik değil şimdiki olaylar. Kaç yılda olur bilmiyorum ama işaretler gösteriyor ki; bu bölgede büyük bir savaş olacak. Önce altın fiyatları etkilenecek. Hatta atların diz kapaklarına gelecek kadar kanla dolu olacak her yer. Suriye karışmadan önce de, Kur’an’da Şam’ın çok yerde bahsedildiğine dikkat çekmiştim zaten. Kıyamet savaşları başlıyor Canan. Avrupa Birliği dağılacak.

- ‘Daha açık söyle!’ dersem?

Ki ama bana göre bu böyle kalmayacak. Biz bunları konuştuktan 1 hafta sonra bile, işler ciddi boyutlara gelebilir. Bunu daha idrak edemedik. Biz de bu coğrafyanın tam ortasındayız ve epey etkileneceğiz! Göründüğü kadar basit bir gerginlik değil, birileri lütfen önlem alsın!

-Türkiye’nin Ortadoğu’daki geleceğine dair işaretler yakaladın mı?

Bizim çok büyük bir rol oynayacağımızın işaretlerini Fil suresinde yakaladım. Fil suresindeki bazı harflerin TRKY olarak gizlendiğini gördüm. Ama bu benim yorumumdur sadece; ister inanırsınız ister inanmazsınız. Ha o Fil’de yalnızca Türkiye değil; Amerika, Suriye ve İran’a da işaretler var.

- Bu işaretleri görünce, endişe edip milleti uyarma ihtiyacı duyuyor musun?

Genellikle geri duruyorum Canan. Televizyondaki programım çok reyting almasına rağmen; kendi çalışmalarım için geri durdum. Elbette insanları uyarma ihtiyacı duyuyorum, inanıp inanmamak ellerinde.

“Düşünceleri okuyabiliriz”

- Yeni bir projen var mı?

Tatlı ve güzel rüyalar gördüren bir yöntem üzerinde çalışıyorum epeydir.

- Zaten görmüyor muyduk, tövbe estağfurullah!

Yok bu biraz da tıpla ilgili... Kişinin vücut elektriğini değiştirerek, bazı cihazlar yardımıyla ve ortamdaki anyon-katyon seviyesini kontrol ederek; rüya görmesini sağlıyorum.

- Başımıza taş yağacak! Nasıl rüyalar?

Nasıl rüya göreceğini kontrol etmek zor! O biraz daha ileri bir seviye açıkçası. Çalışmak gerek. Ama şu an yapabildiğim; hiç rüya görmeyen insanlara rüya gördürebilmek ve ayrıca tatlı, güzel rüyalar görmesini sağlamak!

- Yani?

Kişinin rüyada güzel mekanlara gitmesini, güzel insanlarla karşılaşmasını ve mutlu olmasını sağlayabilirim bu proje ile. Ama doğrudan ne göreceğine müdahale edemem.

- Biraz daha açsana şu projeyi...

Kişi gelip bir yerde uyuyacak, ben de yanında olacağım. Hiçbir şekilde temas yok. Alanı bir makine gibi düşün. Güzel rüya görme makinesi bir tür. Ortamdaki iyon dengesini kuruyorum ve manyetik alanda değişim sağlıyorum. Böylece kişi rüya görmeye başlıyor. Suni değil doğal olarak görüyor. Ama güzel ve mutlu olacağı rüyalar.

-Çok önemli bir şey mi rüya görmek, katkısı ne bize?

Elbette önemli! Çoğu insan uykusunda gördüklerini hatırlamıyor; ama bilmek istiyor. Ya da kabus değil güzel rüyalar görmek istiyor; uyanınca mutlu olmak istiyor. Ayrıca Kültür Bakanlığı’na duyurulur; bunu geliştirirsek turizmini bile yaparız; iddia ediyorum yüzbinlerce insan gelir buraya sadece rüya görmek için.

- Rüya Kur’an’da yer alan özel bir hal...

Bu dünyanın gerçek olmadığı bir rüya alemi olduğu muhakkak. Ayrıca ‘küçük ölüm’ diye de halk arasında geçen uyku halinde ruh; öteki aleme geçiş sağlıyor. O yüzden ölü yakınlarımızı rüyada görürüz. Uyku aracılığıyla öteki dünyayla irtibat kurma olanağı var.

- Ne?

Dini anlamda da böyle; ben de buna inanıyorum... Öteki dünya ile uyku ile iletişim kurabiliyor.

- Kendimiz nasıl güzel rüya görürüz? Kontrol edebilir miyiz?

Yatmadan önce yediklerimiz, aldığımız ilaçlar, odanın yönü, evdeki manyetik ürünler her şey etkiler uykuyu. Havadaki nem ve iyon dengesi bile çok etkiler. Bazı vitaminler rüyada kontrol etme yeteneğini etkiler. B vitamini ve maneviyat önemli.

-Paraya mı çeviyoruz şu an rüya projesini dersin?

(Gülüyor) Hayır! Asla tek kuruş istemiyorum, sadece bunu yapmak için bize destek olsunlar. Para almayacağım.

- Telepati mümkün mü Ömer?

Telepati yeteneği var insanların. Mesela bir yerden telefon beklersiniz gelmez; olduğunuz yerden uzaklaşırsınız; beklediğiniz telefon gelir. O bununla ilgili bir şey işte. Olumlu düşünmek; karşı insanın aklına etki etmek mümkün. Düşünceleri okuyabiliyoruz.

- Başka ilginç bir projen var mı?

Var, özellikle yeni mezun olmuş işsizler için. Arama sonucunda para kazanabilecek, belli bir bilgiye sahip çocuklara bir telefon hattı vermeli devlet. Diyelim; akşam 21’de bir matematik sorusunun yanıtına ihtiyacım var; telefonla matematik mezunu olan birini arayabilirim. O kişi de her arandığında bu sistemle para kazanabilir.

“C vitamini kanseri yeniyor!”

- Tıbbi olarak ne önerilerin var bize?

Saç dökülmesi önemli. Erkek ve kadındaki saç dökülmesinin sebepleri ve tipleri farklı. Kadınlarda demir, çinko ve biyotin çok etkili. Kan dolaşımı da çok etkili. Aspirin ve Diklofenak birlikte alınmalı. Yeniden saçlarının çıktığını göreceksin. Erkekler bu 2 maddeye ek olarak bir de Finasterit almalı. Bu aynı zamanda iktidar sorunu olan erkeklere de yarar bir formül. E vitamini ve sarımsak yağı da iyi geliyor.

- Kadınların kilo sorununa var mı çözüm?

Bağırsak tembelliği kilo yapar. Metabolizmayı hızlandırmalıyız. Balık yağı, yumurta, kayısı, B ve C vitamini bu anlamda önemli.

- Başka?

C vitamini! Kanseri yenmenize yardımcı olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. Turunçgiller ve bazı sebzeler. C vitamini zengini maydanoz, biber gibi...

- Bel fıtığıyla ilgili bir iddian vardı?

Ameliyat yapılıyor genelde; Glukozamin ve MSM çok önemli. Bu tabletlerden alsın hastalar; kıkırdak dokusunu iyileştirici etkisi var. Sağlık Bakanlığı bedava dağıtmalı bence; onların ameliyat yükünü de azaltır.

-Mutluluğun bir formulü var mı sende?

Çikolata, muz, kalsiyum ve C vitamini!

- Yoksa bazı ilaç firmalarından para mı alıyorsun bunları demek için?

Hayır, bana asla böyle bir teklifle gelmediler. Bunlar benim gözlemlediğim şeyler.

“Çok çok para kazanmıyorum”

- Çok para kazanıyor musun?

Hayır! Benim parayla pek işim yok; kazanmaya da meraklı değilim. Hatta birçok kitabımı gazetelerle bedava dağıttık; okunsun diye sadece. Kendi masraflarımı çıkartacak ve çalışmalarımı yapacak kadar. Daha çok kitaplardan gelen teliflerle devam ediyorum. Televizyonculuk da var tabii, çok harcaması olan biri değilim.

- Evet gördüm! Cep telefonun 1990 model, gerçek bir antika!

Evet! (Kahkaha atıyoruz) Gerek yok daha yenisine, çünkü bu işimi görüyor. Ayrıca o akıllı telefonlar sizinle ilgili her şeyi bilgi olarak saklıyor kendine. Gerek yok bence. Bozulana kadar kullanırım elimdekini. Tarihi bir telefon değil mi?

- Telefonun çalışıyor şu an Ömer!

(Kahkaha atıyoruz) Ben de şaşırıyorum bazen ‘Aaaa, bu telefon bu yaşına rağmen nasıl çalıyor’ diye!

- Tıp doktorusun aslında; şimdi kendini ne olarak görüyorsun?

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum; doçentlik için bir üniversitede kaydım var; ama dini çalışmalarım devam ettiği için henüz tamamlamadım. Kendimi daha çok kaşif olarak görüyorum ve Kur’an çok ipuçlarıyla dolu bir alan. Şu sıralar yeniden ciddi çalışmalar yapma isteğindeyim. Yazarlık ve televizyonculuk da var tabii.

“Kıyamet “ uzaydan gelen bir şeyin çarpmasıyla olacak!”

- Bizi daha neler bekliyor? Mars’ta hayat, insan kopyası?

Bundan 10 yıl önce kıyamet konusunda daha iyi ama yozlaşma çok çabuk oldu. Daha karamsar bakıyorum. Nükleer güç, ahlaki değerlerin erozyonu beni olumsuz yaptı. Ama daha çok tuhaf şeyler olacak.

- Kıyamet sence nasıl olacak?

İşaretlere bakılırsa; dünyaya uzaydan gelen bir şey çarpacak.

- Organ nakline, hayvan kopyalamaya nasıl bakıyorsun?

Bir insanın hayatını kurtarmak; insanlığı kurtarmış olmak gibidir; fazla bir şey söylemeye gerek yok. Ama hayvan, insan kopyalama Kur’an’da işaretleri olan bir gelişme, Nisa suresi bunu anlatır. Ve orada şeytani, kötü amaçla yapılacağına dair izler geçiyor. O konuda biraz endişeliyim. Kibirli davranılacak bir şey değil bu, zaten yaratılmış bir DNA’yı alıp başka bir yere koyuyorsunuz. Yeniden yaratma yok. İnsanlığın yararına ise asla karşı değilim.

-Gözünün önünden şifreler geçiyor mu? Uçtuğun oluyor mu?

(Gülüyoruz) Hayır! Bilakis her şey normal gelmeye başlıyor. Mesela sana ilginç gelen bir şey artık benim için çok acayip sayılmıyor.

“Bildiklerimi kendi yararıma kullanmıyorum” “Bildiklerimi kendi yararıma kullanmıyorum”

- Ekonomi-finans anlamında da işaretler vardır, kendi yararına kullanıyor musun?

Asla! Kişisel bir şey için kullanmıyorum çalışmalarımı. Bir tv programında 1,5 yıl önce euro’nun ciddi değer kaybedeceğinin işaretini söyledim. Euro, 1 TL’nin altına düşecek. Bunu hiçbir ekonomist söylemez Canan! Doların çok güçleneceğini de orada söylemiştim.

-Koşturarak döviz alıp satmadın mı peki!

Yok yahu! Gidip almadım! Başkasının yararına söylüyorum bunu.

- Her şeyde haklı çıkıyorsun! Ama hala sadece ‘rüya projenin’ peşindesin!

Şöyle düşün; İstanbul’daki her şeyin sana kaldığını düşün; tüm AVM’lerin, dükkanların, her şeyin... Ama sadece sen varsın! Mutlu olman mümkün mü?

- Kur’an’da ‘nasıl zengin olunur’un işaretleri var mı?

Yani şöyle; 7 yıl kıtlık 7 yıl bolluk diyor. Ama bireysel bir şey yok. Hep toplumlara mesaj veriyor kutsal kitap. Döngüleri yakalarsak daha zengin ve ferah bir hayat sürebiliriz belki.

-Bireysel danışmanlık yapıyor musun? Siyasilerden gelen var mı?

Hayır, bireysel hiç çalışmıyorum. Bu çok fazla vakit alır. Siyasi anlamda gelip danışan hiç olmadı

“Seçeceğim eş, benim gibi olmalı!”

¦ Özel hayatınla ilgili çok bir şey bilmiyoruz...

Bunu istemiyorum; gerek de yok; bir yararı da.

¦ Ben isterim! Ailen de senin gibi mütevazı ve müteassıp mı?

Evet, tam da böyle bir ailede büyüdüm. Evde 5 vakit namaz kılınır, Kur’an okunur.

¦ Bekar mısın? Kızlar merak ediyordur, sormam lazım!

Evli değilim, bekarım evet.

¦ Hoşgörüden vs. bahsediyorsun ya, eşine de aynı özgürlüğü verir misin?

Ona göre, kendine göre bir evlilik yapar zaten insan. Seçeceğim eş de bana uygun olacaktır mutlaka; farklı biri değil. Ama dinde zorlama yoktur; ben de bir şey için zorlayamam, mizacım değil. Düşünsene ben hadisi şeriften bahsediyorum; eşim başka şeyden. Yok; aynı vizyonda birini seçerim.

¦ Kur’an evleneceklerin birbirini tanımasına, flört etmesine ne diyor?

Bu konuda farklı görüşler var aslında. Ne söylesem başka bir tarafa çekilebilir. Belli ölçüler içinde çiftlerin birbirini tanıması gerek. Ama şunu net söylebilirim ki herkesin sandığı gibi katı kurallar yok İslam’da, evlillik, eş seçme konusunda. Ki kurallar ise mutlu olsunlar diye.

(23.03.2014 tarihli Posta Karnaval'dan alınmıştır)