Allah için sevmek

Yüce Yaratan’ın varlıklara duyduğu sonsuz sevgi ve şefkatin bilincinde olan bir Müslümanın yüreğinde en çok Allah sevgisi vardır. Çünkü diğer bütün sevgiler, Allah’ı sevmenin, O’na boyun eğmenin bir gereğidir. İnsanın Yaratan’ına duyduğu bu içten sevgi ve bağlılık, yalnız O’na imanı gerektirir. Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği imanın lezzeti ise ancak sevgiyle tezahür eder. Hayatını Allah sevgisi ile yoğurmuş bir insanın kalbinde Allah sevgisini, Peygamberimizin sevgisi izler.

Paylaşmak gerekir

“De ki: eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir” (Al-i İmran, 31) ayetiyle sevgili Peygamberimize uymak Allah sevgisinin ayrılmaz bir parçası olarak gösterilmiş, Peygamber’in gösterdiği yolu gönülden benimsemeyen kişinin Allah’ı sevdiğini iddia edemeyeceği belirtilmiştir. Sevgi sözcüğü aile içinde bulunan sıkıntıların en büyük ilacı olmaktadır.

Komşuluk ilişkilerimizi en iyi seviyeye, arkadaşlarımız arasındaki muhabbeti en güzele hep sevgi sözcükleriyle ulaştırırız. Bu vesile ile birbirimizi Allah için sevmeli, Allah için sevgimizi ise birbirimize güzel kelimelerle aktarmalıyız. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde bu hususu bizlere şöyle bildirmektedir.

‘Allah da seni sevsin’

Bir gün bir adam Hz. Peygamber’in yanında iken oradan birisi geçer. Adam, “Ey Allah’ın Resûlü, ben bu adamı seviyorum” der. Hz. Peygamber de ona, “Peki sen bu sevgini kendisine bildirdin mi?” diye sorar. Adam “Hayır” cevabını verince Peygamberimiz, “Git, ona sevdiğini bildir” der. Bunun üzerine adam o kimsenin yanına giderek, “Ben seni Allah için seviyorum” deyince şu cevabı alır; “Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin.”

Günün ayeti

"Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır." (Bakara, 286)

Günün hadisi

"Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer; Allah ve Resulü’nü herkesten çok sevmek, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmek, imandan sonra küfre dönmekten hoşlanmamak."

MÜMİN OLMANIN KOŞULU

Allah tarafından gönderilen ilahi öğretiyi diliyle ikrar eden ve kalbiyle tasdik eden kimseye de mümin denir. Mümin, varoluş gayesini bilmekle kendisini güvende hissettiği gibi, aynı şekilde çevresindeki varlıklara da güven telkin eden kimsedir. Bizler de günümüz dünyasında güvenilir bir toplum olmalı, sevgiyi ve merhameti aramızda hakim kılmalıyız.

Çünkü bizler sevecen ve güvenilir müminler olursak işte o vakit Rabbimizin güveni ve sevgisi bizimle beraber olacaktır. Hanelerimiz, işyerlerimiz, mahallelerimiz, yaşadığımız yerlerde sevgi ve güven hakim olacaktır. Güven duygusu, insanca bir hayatın olmazsa olmazlarındandır. Zira her insan canı, inancı, nesli, malı ve haysiyetinin emniyette olduğu, temel hak ve özgürlüklerinin korunduğu güvenli ortamlarda yaşamak ister.