RamazanÖzü sözü doğru olmak

Özü sözü doğru olmak

Paylaş
Özü sözü doğru olmak

İslam dini hakikate, doğruluğa ve hakkı söylemeye büyük önem vermiştir. O kadar ki doğruluk ve dürüstlük anlamına gelen sıdk, peygamber sıfatlarının ilkidir. Doğruluk; kurtuluşun nuru, hidayetin cevheri, yüksek ahlakın bir gereğidir.

Doğru söz, imanın sesi; hakkı söylemek müminin şiarıdır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz bir hadisinde “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin ya da sussun” demiştir. Doğruluk iyiliktir; yalan kötülüktür. Doğruluk rahmettir; yalan felakettir. Hak, doğrulukla yerini bulur; yalanla zayi olur. Doğrulukla kazanılan mal ve mülk bereketlenir.

Haberin Devamı

SÖZ, RUHUN AYNASIDIR

Yalanla elde edilen hiçbir şeyde hayır yoktur. Onur ve haysiyet, doğrulukla kalıcı hale gelir. Allah’ın rızasına doğrulukla varılır. Yalanla varılacak yer ise ancak cehennem azabıdır. Allah katında sözün değeri, hakkı ve hakikati ne derece yansıttığı ile ölçülür. Çünkü söz, kalbin ve gönlün tercümanı, özün ve ruhun aynasıdır. Bir toplumda fitne ateşinin yakılmasına, fesadın yayılmasına, dostlukların sona ermesine, masumların zarar görmesine ve hakların zayi olmasına çoğu zaman yalan bir söz sebep olur. Ailede güvenin zedelenmesinde, sevgi ve saygının azalmasında, nihayetinde yuvaların yıkılıp ocakların sönmesinde en büyük sebep yine söze yalan karıştırmaktır.

UHREVİ KÂR ELDE ETME

Haberin Devamı

İş hayatında ve ticarette güven ancak doğrulukla kazanılır. Dürüst bir müessese nihayetinde dünyevi ve uhrevi kâr elde eder. Toplumu aldatan, hilesini süslü sözlerle örtmeye çalışan ve bu uğurda yalan yere yemin etmekten kaçınmayan ise her iki cihanda iflas etmeye mahkûmdur.

Günün ayeti

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. (Ahzab, 70)

Günün hadisi

Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hainlik ile güvenilirlik bir arada bulunmaz.

YALANIN ŞAKASI DAHİ YASAKTIR

Söz ve davranışlarıyla ümmeti için en güzel örnek olan Hz. Muhammed, yalan konusunda o kadar hassas davranmıştır ki çocuklara yalan söylemeyi, hatta yalan söyleyerek şaka yapmayı dahi yasaklamıştır. Yalan söylemenin vebal gerektiren bir davranış olması gibi duyulan her haberi araştırmadan doğru kabul etmek, yayılmasına sebebiyet vermek de dini ve ahlaki bakımdan aynı derecede sorumluluk gerektiren bir davranıştır.

Nitekim Yüce Rabbimiz Kuran’da bizi şöyle uyarmaktadır: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur” (İsra, 36). Müslüman, hak ve hakikatin peşinden gitmeli, doğruluğu, saygı ve nezaketi kendisine şiar edinmelidir. Gönlü karartan, kalbi kirleten, çoğu zaman da hayatını alt üst eden yalandan sakınmalıdır.

Haberin Devamı