Serpil Dokurel Uzmanından sonsuz atık uyarısı: Kansere neden olup hormonları alt üst ediyor!
HABERİ PAYLAŞ

Uzmanından sonsuz atık uyarısı: Kansere neden olup hormonları alt üst ediyor!

Serpil Dokurel/Posta.com.tr| Son yıllarda kanser vakalarında ciddi bir artış yaşanıyor. Uzmanlar bu hastalıklardan korunmak için sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlar, günlük hayatta kullanılan pek çok ürünün kansere davetiye çıkarttığını belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hormonal yani endokrin sistemin fonksiyonlarını etkileyen ve bunun sonucunda sağlıklı bir bireyde veya bu bireyin gelecek nesillerinde sağlık sorunlarına neden olan maddelere endokrin bozucular adını veriyor. Bu maddeler evde kullanılan plastikler, poşetler, gıda ambalajları ve kozmetik ürünlerden oluşuyor. Prof. Dr. Berkan Reşorlu, hormonlarımızı alt üst eden ve kansere neden olan bu kimyasallar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Haberin Devamı

PLASTİK ŞİŞE VE POŞETLER HORMONLARI ALT ÜST EDİYOR

Prof. Dr. Reşorlu, endokrin bozucuların, metaller, plastik şişe ve poşetler, gıda ambalajları, kozmetik ürünler, böcek ilaçları, deterjanlar ve gündelik hayatta kullandığımız daha birçok materyallerden oluşturduğunu belirtiyor. Bu maddelerin içerdiği birtakım kimyasallar genellikle hormonal reseptörlere bağlanarak bağışıklık sisteminden üreme sistemine kadar birçok sistemi etkiliyor. Endokrin bozucuların sebep olduğu en önemli hastalık grubunu ise üreme ve cinsel sağlık ile ilgili bozukluklar (testis kanseri, infertilite, hipospadias, küçük penis ve inmemiş testis gibi) oluşturuyor.

TESTİS KANSERİNE NEDEN OLUYOR

PFAS kimyasallarının vücutta biriktiğini ve çevrede de parçalanmadığını söyleyen Reşorlu, “Çok küçük PFAS dozları kanser, üreme ve bağışıklık sistemi hasarı ve diğer hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Çok sayıda çalışmada, testis, böbrek, karaciğer ve pankreas kanseri, üreme sorunları, zayıflamış çocukluk bağışıklığı, düşük doğum ağırlığı, endokrin bozulması, artan kolesterol, çocuklarda ve diyet yapan yetişkinlerde kilo alımı, kanser ve hormonal sisteme müdahale ettiği belirlendi. Üreme sistemine ve fetüsün gelişimine müdahale eder, bağışıklık sistemini etkiler ve çocuklarda aşılara verilen tepkilerin azalmasıyla da ilişkilendirilebilir” dedi.

Haberin Devamı

GÜNÜMÜZDE TESTİS KANSERİNDE SAĞKALIM ORANI %73

Testis kanserleri genel anlamda tedavilere oldukça iyi yanıt veren, yüksek kür oranına sahip tümörler olduğunu, sağkalım oranlarının tümörün patolojik özelliklerine, hastanın genel durumuna ve yaşına, uygulanan tedavi planına bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Tüm testis tümörleri göz önüne alındığında 5 yıllık sağkalım oranı yüzde 95 olarak karşımıza çıkıyor. Evre 1 hastalıkta 5 yıllık sağkalım oranı yüzde 99; evre 2 yani lenf bezi tutulumu olan hastalarda 5 yıllık sağkalım oranı yüzde 96; evre 3 yani uzak organ metastazı olan hastalarda ise 5 yıllık sağkalım oranı yüzde 73 olarak belirtiliyor.

DOĞURGANLIK ETKİLENİYOR!

Testis kanseri tedavisi sonrası fertilite yani doğurganlık etkilenebiliyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Reşorlu, testis kanseri olan hastalarda tedavi uygulanmadan önce de normal popülasyona göre fertilite problemlerinin daha sık izlendiğinin unutulmaması gerektiğini vurguluyor. Tek testisin alınması ile birlikte kalan diğer testis sağlıklı ise sperm ve testosteron üretimi fonksiyonlarını yerine getirmek için yeterli oluyor. Ancak ameliyat sonrası uygulanan kemoterapi, radyoterapi veya karın içi lenf bezlerine müdahalenin (RPLND) kalan testiste de sperm ve testosteron üretimi üzerine olumsuz etkileri olabiliyor. Bu nedenle tedavi öncesi sperm dondurma açısından hastaların mutlaka bilgilendirilmeleri gerekiyor. Genel anlamda kemoterapi sonrası 2. yılda sperm değerleri normal değerlerine dönebiliyor.

Haberin Devamı

TESTİS KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN MUTLAKA BUNLARI YAPIN!

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Reşorlu, testis kanseri için en önemli risk faktörünün inmemiş testis varlığı olduğunu ve inmemiş testislerin ameliyatla düzeltilmesi sonrası testis kanseri riskinin azalıp azalmadığı tartışmalı olduğunu vurguluyor. Ancak testisler indirildikten sonra elle muayene şansı olacağı için testiste meydana gelebilecek bir tümörün erken tespitine olanak sağlıyor.

Testis kanserinin olumsuz etkilerinden korunmada en önemli basamağı erken teşhis oluşturuyor. Bu kanser türünün erken teşhisi için erkeklerin ayda bir kez sıcak duş sonrası testislerini kendi kendilerine muayene etmesi ve ele gelen şüpheli bir kitle varlığında mutlaka bir üroloji uzmanına başvurmaları öneriliyor.


KANSERDEN KORUNMAK İÇİN SPOR VE DOĞAL BESLENME ŞART

Testis kanserinin hem tedavisi sırasında hem de sonrasında beslenme önemli bir faktör olduğunun altını çizen Prof. Dr. Reşorlu, kanserden korunmak için yapılması gerekenleri sıralıyor;

“Dengeli ve düzenli beslenme, kişinin daha güçlü hissetmesine, tedavileri daha iyi tolere etmesine ve iyileşme sürecini daha kolay atlatmasına yardımcı olmaktadır. Testis kanserini tedavi eden bir diyet ya da gıda takviyesi yoktur. Kişi genel olarak dengeli ve sağlıklı beslenmeyi hedefleyerek ihtiyacı olan besinleri sağlıklı yemekler ile sağlamalıdır.”

Bunun için; diyete tüm besin gruplarını içerecek şekilde, kepekli tahıllar, meyveler, sebzeler ve protein dahil edilmesi ve bol miktarda meyve ve sebze tüketimine özen gösterilmesi gerekiyor. Diyabet, yüksek tansiyon, düşük demir gibi özel sağlık sorunları varsa menülerin buna göre düzenlenmesi önem taşıyor.

İdeal kilonun korunması, spor yapılması, zararlı alışkanlıklardan uzak durulması, düzenli uyku, sık sık ama düşük porsiyonlar halinde yemeklerin tüketilmesi, takviye ilaçlar yerinde doğal gıdaların tercih edilmesi testis kanseri hastalarının dikkat etmesi gereken beslenme ve yaşam tarzı önerileri arasında yer alıyor.

TEDAVİ SONRASI KALP VE DAMAR HASTALIKLARINA DİKKAT!

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Reşorlu, tedavi sonrası hastaların düzenli kontrollerinin oldukça önemli olduğunu, oluşabilecek nükslerin erken tanısı ile kür olma ihtimalinin daha yüksek olduğunun altını çiziyor. Tedavi süreci sonrası oluşabilecek fiziksel ve psikolojik yan etkiler açısından da dikkatli olunması gerekiyor. Uygulanan tedavilere bağlı akciğer fibrozisi, işitme problemleri, nörolojik sorunlar, fertilite ve cinsel sağlıkla ilgili sorunlar, kalp damar problemleri ve ikincil kanserler açısından da hastaların takip altında tutulmaları ve değerlendirilmeleri önem taşıyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder