Sağlık Mutluluk aşısı etkisi

Mutluluk aşısı etkisi

Paylaş
Mutluluk aşısı etkisi

Morbid obezite ameliyatlarının ardından yaşam kalitesinin çok arttığını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ali Yerdel “Hastalar kendilerini mutluluk aşısı yaptırmış gibi hissediyor” diyor

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Yerdel www.posta.com.tr 'ye anlatmaya devam ediyor...

Tüp mide ameliyatı nedir?

Ameliyatla mideyi incecik uzun bir tüpe çeviriyoruz. Midenin hatırı sayılır bölümünü kesip çıkarmaya dayalı bir girişim. Öte yandan iştahı da kesiyor. Ameliyat yaklaşık 90 dakika sürüyor. Eskiden mide tüpleri çok aşırı obez hastaları mide by pass’ına hazırlamak için ara formüldü. Fakat zamanla mide tüpünün de başlı başına etkili olabileceği anlaşıldı. Tüp ameliyatı son 5 yıldır en sık kullanılan obezite ameliyatlarının başında geliyor.

Bu yöntemle ne kadar kilo veriliyor?

İlk yıl içinde fazla kiloların yüzde 90’ı gidiyor. Tüp mide ameliyatından 5 yıl sonra kişiler fazla kilolarının yüzde 55’ini halen kaybetmiş oluyorlar. Bu ameliyat sonrasında yeniden kilo alma oranı ise yüzde 20’ler civarında. Emilim bozukluğu mide by-pass’ına göre daha az olduğu için ameliyat sonrası sürekli vitamin ve mineral desteği gerekmiyor. Aşırı şişmanlar hangi uzmana başvurmalı? Çevrelerinde bir obezite (şişmanlık) merkezi yoksa bulundukları ilde devlet ya da üniversite hastanelerindeki metabolizma ya da endokrin merkezlerine başvurabilirler. Bunlar da yoksa dahiliyecilere gidebilirler. Aşırı şişman hastaların bu ünitelerde diyet, egzersiz ve psikolojik destek alarak bir süre ameliyatsız tedavileri uygulamaları şart. Belki bu aşamada doktor kontrolünde zayıflamaya yardımcı ilaçlar da kullanılabilir. Bu şekilde zayıflama oranı yüzde 2’ler civarında olsa da mutlaka denenmeli.

‘Ben ameliyat olmak istiyorum’ diyen biri için nasıl bir yol izleniyor?

Önce hastayı dinliyoruz, ayrıntılı muayene ediyoruz. Daha sonra ek sağlık sorunlarının olup olmadığını belirliyoruz.Bu aşamada endokrinoloji, kardiyoloji ve akciğer hastalıkları uzmanlarıyla çalışıyoruz. Endokrinolog öncelikle Cushing, hipotiroidi gibi hormon hastalıklarına bağlı bir şişmanlığın söz konusu olup olmadığını muayene ve bazı kan testleriyle 1-2 günde saptıyor. Diyabet varlığı bu aşamada net biçimde ortaya konuluyor. Bize başvuran çoğu hasta zaten bu aşamalardan geçmiş oluyor. Bu sayede ilk olarak şişmanlığın dış nedenlerden (çok yemek gibi) oluştuğu saptanıyor. Bundan sonra tüm morbid obezite cerrahisi adaylarını bir kalp doktoru ve göğüs hastalıkları uzmanı görüyor, bazı tetkikler istiyor.

Her hasta bu tetkikleri yaptırıyor mu?

20 yaşında, şişmanlık dışında bir problemi olmayan hastaya bu tetkiklerin tamamı gerekmiyor. Ama obez hastalarda ameliyat öncesinde kalp fonksiyonunun mükemmel olduğunu anlamak bizim için rahatlatıcı. Bir de hastalarımızın psikiyatrik muayene olmaları mutlaka gerekiyor. Ameliyatı neden olacaklarını, nasıl bir ameliyat olduğunu, ameliyat sonrasında kendilerini tam olarak nelerin beklediğini, nasıl bir diyet ve yaşam tarzıyla karşı karşıya kalacaklarını anladıklarından emin olmamız gerekiyor. Sonuçta uyumlu ve ameliyata iyi biçimde motive olmuş hastalar bizim için de çok büyük kolaylık yaratıyor.

Morbid obezite ameliyatı öncesinde mutlaka yapılması gereken başka neler var?

Ameliyat öncesinde mutlaka endoskopi yapıyoruz. Endoskopi içeriye bakmak demek. Burada söz konusu olan gastroskopi yani mideye özel bir hortumla bakmak. Ayrıca yandaş yutma borusu, mide ve onikiparmakbağırsağı problemlerinin olup olmadığına bakıyoruz. Bütün bu işlemler bir anestezi uzmanı varlığında hastayı uyutarak 4-5 dakikada bitiyor. Ameliyat öncesi dönemde bir de mutlaka batın ultrasonu istiyoruz. Ultrason tamamen zararsız ve hastanın ışın bile almadığı çok kolay bir görüntüleme yöntemi. Ultrason obez kişilerde son derece sık gözlenebilen safra kesesi taşı bulunup bulunmadığını, başka karın içi yandaş problemlerin varlığını anlamada yardımcı oluyor. Eğer safra kesesi taşı saptanırsa ameliyat sırasında o sorunu da çözüyoruz.

Ameliyatın riskleri nelerdir?

Ameliyatın yüzde 0.4 oranında cerrahi bir riski var. Ama morbid obezitenin kendisi ölümcül bir hastalık. Dolayısıyla bu risk son derece kabul edilebilir bir oran. Şu ana kadar yüzlerce morbid obezite ameliyatı yaptık ve bir tane bile hasta kaybetmedik.

Ameliyattan sonra hasta memnuniyeti yüksek mi?

Hastaların tamamına yakını ciddi biçimde kilo veriyor, diyabetleri (şeker hastalığı) çok uzun yıllara dayalı değilse mutlaka geçiyor, hipertansiyon geriliyor. Ayrıca dizler hatırı sayılır bir yükten kurtulduğu için toparlıyor, uyku apnesi ve bir dizi başka problem düzeliyor. Psikolojik olarak hastalarımıza adeta mutluluk aşısı yapılmış gibi oluyor diyebilirim. En ama en önemlisi ise tüm bu düzelmelere bağlı olarak hastalarımızın yaşamı hem de bilimsel olarak anlamlı biçimde uzuyor.

HANGİ HASTAYA HANGİ YÖNTEM?

İşte, tüp mide ve mide by-pass’ı ameliyatlarının tercih edildiği durumlar:

- Crohn hastalığı gibi müzmin incebağırsak problemi olan ya da önceden incebağırsaklarla ilgili ameliyatlar geçirmiş kişilerde mide by-pass’ı uygulaması yapılamıyor. Bu hastalara tüp mide ameliyatı öneriliyor.

- Aşırı şişkin bir karın görüntüsü olan ve yattığında bu şiş göbek görüntüsünün yanlara doğru yayılıp dağılmadığı hastalarda da tüp mide ameliyatını tercih edebiliyoruz. Bu hastalarda mide by passı ciddi teknik zorluklara yol açar.

- Morbid obezite ameliyatı sonrasında hastaların bazı diyetler, ek tedaviler konusunda uyumlu olması gerekiyor. Örneğin mide by pass’ı sonrasında ömür boyu bazı vitamin ve minerallerin alınması gerekiyor. Dolayısıyla sürekli ilaç alma konusunda uyum sağlamasının zor olacağını düşündüğümüz kişilerde tüp mide ameliyatını tercih ediyoruz.

- Bazı morbid obezlerde ağır derecede psikiyatrik yemek yeme bozuklukları olabiliyor. Örneğin çikolata, kola, dondurma gibi yüksek kalorili gıdalara karşı bağımlı olabiliyorlar. Bu hasta grubunda ise tüp mide ameliyatı iyi sonuç vermiyor, mide by -pass’ı çok daha başarılı oluyor.

- Şişmanlığa bağlı şeker hastalığı olanlarda mide by pass’ı çok daha etkili.

- Mide tüp ameliyatı olan biri uzun dönemde haddinden fazla kilo alırsa ameliyat mide by pass’ına çevrilebiliyor. Fakat tersi o kadar kolay değil. Yani mide by-pass’ı yapılan birine ileride başka bir tekniği uygulamak çok zor.

7 AYDA 51 KİLO

Behiç Çinçin (48 yaşında, doktor)

12 yıl öncesine kadar kilo sorunu olmayan biriydim. Hatta rüzgar sörfü yapıyor, düzenli yüzüyordum. Fakat birdenbire nedensiz bir oburluk gelişti. 138 kiloya kadar çıktım. Fazla kiloyla birlikte yüksek tansiyon ve şeker hastası oldum. Uyku düzensizlikleri, hareket zorlukları, diz, bel, sırt ağrıları ortaya çıktı. Yatağın içinde bile sırtım ağrıyordu. Bunun üzerine diyet yapmaya başladım. Fakat 20 kilo verip sonra fazlasıyla geri alıyordum. Diyet çözüm olmayınca mide balonu işlemiyle 6 ayda 20 kilo verdim. Mide balonunu çok tavsiye etmiyorum. Bira şişesi büyüklüğünde bir balon midenizde duruyor. Sürekli ishal oluyorsunuz. Balon çıktığında verdiğim kiloları da tekrar aldım. 1 yıl önce bir doktor arkadaşım obezite cerrahisinden bahsedince kararımı verdim. Ameliyatın üzerinden 7 ay geçti ve 87 kiloya düştüm. Her gün 30 kilometre bisiklet Fazla kilolarımdan kurtulunca hayatım tamamen normale döndü. Tekrar rüzgar sörfü yapmaya başladım.

Her gün 30 kilometre bisiklet biniyorum

Bunlar benim için ne kadar büyük mutluluk siz düşünün. Artık yemek yemekten zevk almaya başladım. Oburken yemek size haz vermiyor. Bu nedenle sürekli yemek yiyorsunuz. Şimdi 1 porsiyon balıkla doyuyorum ve daha fazla haz alıyorum. İşin zorluğu yok mu? Açıkçası ilk 5 haftası zor. Ama her şeye değiyor.

Vücut kitle indeksi?

100 ve boyunuz 1.80 hesabı şöyle yapacaksınız: 1.8 çarpı 1.8=3.24 100 bölü 3.24=30.8 VKİ’niz 30.8 Sonucu şöyle değerlendirebilirsiniz: 20-25: Normal 25-30: Kilolu 30-35 : Şişman (obez) 35-40: Aşırı şişman (Tip2 obez) 40 ve üzeri: Morbid obez Not: Şişmanlık ameliyatı vücut kütle indeksi 40’ın üzerinde olanlara yapılıyor. Ancak şişmanlığa bağlı şeker hastalığı, tansiyon gibi ek hastalıklar varsa vücut kütle indeksi 35 olanlara da özel merkezlerde ameliyat yapılabiliyor.

3

Haberin Devamı