Sağlık Ülsere karşı bitkisel karışımlı lahana suyu

Ülsere karşı bitkisel karışımlı lahana suyu

Paylaş
Ülsere karşı bitkisel karışımlı lahana suyu

Günümüzde ülser çok sık görülen bir rahatsızlık olsa da önemsenmediği zaman ilerleyerek tehlikeli durumlara yol açıyor. Ülser tedavisinde bitkisel karışımlar önemli rol oynuyor

Ülseratif kolit kronik ve peryodik olarak ağırlaşan kalın bağırsak iltihaplanmasıdır. Kalın bağırsak mukozasının genelikle yüzeyi iltihaplanır ve ülsere (yara) dönüşür ve hafif kanamalı şekilde kendini bellieder. Hastalığın tipik belirtisi kanlı fecaset, ishal ve karın ağrısıdır.

Ülseratif kolit Morbus krohn hastalığına çok benzer ve birbirinden ayrımak oldukca zordur. Morbus Krohn hastalığı genellikle bağırsakların tamamında görülsede daha çok ince bağırsakta ve tabii kalın bağırsakta da görüldüğünden bu iki hastalığı birbirinden ayrımak zor olmaktadır.

Ülseratif kolite genelikle 20-40 yaşı arasındaki yetişkin insanalar yakalanmaktadır ve bayanlarda erkeklere oranla daha çok görülmektedir. Almanyada takriben 700-800.000 kişide Ülseratif Kolit görülmektedir.

Haberin Devamı

ÜLSERATİF KOLİT TEDAVİSİNE YARDIMCI BİTKİSEL KARIŞIM İÇİN TIKLAYIN.

Ülseratif kolit ağır bir hastalıktır ve hastalık beli aralıklarla ağırlaşmaktadır ve ağırlaştığı zaman kişinin dinlenmesi ve hatta hastanede gözetim altında olması gerekebilir. Ülseratif kolit zamanında tedavi edilmediğinde bağırsak kanserine bile sebep olabilir.

Ülseratif kolitin Sebebi:
Bağırsak mukozasındaki bu iltihaplı değişimin sebebi yıllardır süren araştırmalara rağmen neden olduğu ve nasıl tedavi edilebileceği bilinmemektedir. Uzmanlar bu konuda farklı görüşteler. Bu görüşlerden bazıları: Enfeksiyon, genetik kalıtım, pisikolojik faktörler olabileceği yönündedir. Bana göre bağırsakalardaki bu iltihaplı hastalıkların asıl sebebi bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle mikroplarla başedememesidir.

Ülseratif Kolit hastalarında hastalık % 50 oranında kalın bağırsağın son kısmında (rektum) görülmekte ve % 30 ornında kalın bağırsağın sol iniş kısmıda ve sadece % 20 oranında kalın bağırsağın tamamında görülmektedir. Hastalık % 85 oranında kronik olarak yıllarca devam eder ve periyodik aralıklarla hafif ağırlaşır ama pek problem yaratmazlar. Hastalık sadece hastaların %10'unda çok ağır ve tehlikeli görülebilir.

Hastalığın Belirtileri:
Hastalık ne kadar çok yayılmışsa o kadar çok ağır geçer ve aşağıdaki belirtileri görülür.
Kanlı İshaller, feces cerahatli, sümüksü olur ve kişide günde 10-20 defa ishal olabilir. Bu aşırı kanlı ishaller kansızlığa sebep olabilir ve bu kansızlık hayati tehlikeye sebep olabilir.
Zayıflama
Karında kramplı ağrılar
Hafif ateşlenme
Nadiren Ülseratif kolitle birlikte deride ve gözde iltihapalnmada olabilir.
Çok nadirende toksik zehirlenme görülebilir.

Ülseratif Kolitin Teşhisi:
Kan testi ile hastalığın ağırlığı ve kanamanın yoğunluğu anlaşılır, bu nedenle kan testi yapılması şartır. Kolonoskopi ile kalın bağırsak muhazasından alınan doku ve iltihap incelenir ve hastalığa sebep olan bakterilerin özelikleri tespit edilir. Buna ilavetten ultrason muayenesi yapılır. Tabii bağırsak florasının iyice incelenmesi gerekir vede patolojik bakterilerin olma ihtimalinin olmaması gerekir.

Ülseratif Kolitin Tedavisi:
Ülseratif Kolit günümüzde kortizonla tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Fakat kortizonun o kadar çok yan tesiri vardır ki bu ilacın tedavide kulanılmaması daha uygundur. Kortizon yerine keten, çörekotu ve Bitki Karışımlı Lahana Suyu kulanılmalıdır. Bağırsaklarda bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle iltihaplanmaya sebep olan bakteri ve mantarları yokedemez. Antibiyotik ilaçlar kulanınca sadece zararlı bakteriler yok olumaz, aynı zamanda faydalı bakterilerde azalır. Bozulan bağırsak florası nedeniyle faydalı bakteriler azalır ve onun yerine çok tehlikeli mantarlar yerleşir.

Doğru ilaç kulanmak gibi doğru beslenmekte çok önemlidir. Peynir, et ve mamülleri vücuttaki asit oranını artırır. Asidi nötürleştirmek için aşırı oksijen ve kalsiyum kulanılır. Aşırı oksijen harcanması demek bağışıklık sistemindeki T-Hücreleri, B-Hücreleri, Lenfositler, Makrofajlar vb enerji düştüğünden mikroplarla mücadelle edemezler. Siyah çayda mahsuzludur, çünkü siyah çayın birleşimindeki tanin bağırsakaları kurutur ve bağırsakalarda 2.000.000.000 pompa vardır. Pompalar vitaminleri, mineralleri ve aminositleri absorbe ederler, şayet kuruma olursa fonksiyonları azalır.

Bağırsak mantarlarının üretiği zehirli maddelere mikotosinler denir ve Mikotoksinler (mantar zehirleri): Kronik bronşit, astım, psödo-krup, bronş karzinomu, ishal, kabızlık, bulantı, besin allerjisi, kronik bağırsak ilt. (morbus krohn hastalığı ), kalın bağırsak iltihaplanması (kolit), kalın bağırsak ülseri (ülseratif kolit), psodö-allerji, allerji, allerjik astım, kronik bronşit, enfeksiyon ve çoçuklarda hiperaktifitete neden olur. Buna karşı kulanılan kortizonlu ilaçlar küf mantarının yayılmasına neden olduğundan hastalık dahada karmaşı bir hal alır ve daha başka hastalıklarda ortaya çıkar. Mikotoksinler organizmayı taripeder, mutajenik (genetik değişim yaratan), kanserojen (kanser yapıcı ), ve teratojenik (organ ve dokuların özürlü olmasına sebep olan) etkilere sahiptir.

Haberin Devamı