Aşk - İlişkiler Romantik ilişkilerin kanseri ghosting: Seçenekler arttıkça saygı azaldı mı?

Romantik ilişkilerin kanseri ghosting: Seçenekler arttıkça saygı azaldı mı?

Paylaş
Romantik ilişkilerin kanseri ghosting: Seçenekler arttıkça saygı azaldı mı?

Birçok insan, partner seçiminde duygusal anlamda eşitlenmenin ve karşılıklı şefkatin gücünü arar. Bu kriterler, dünya görüşünün benzerliği ve ten uyumunun yüksek olması gibi maddelerle de çeşitlenebilir. Ancak son dönemlerde adını sıklıkla duyduğumuz 'ghosting' kavramı, bireylerin ikili ilişkilerde özgüven kaybı yaşamasına ve yeni bir başlangıç yaparken zorlanmasına neden olabiliyor. Ghosting, herhangi bir uyarı ve gerekçe olmaksızın bir partner veya arkadaşla iletişimi, aniden sonlandırma durumunu anlatıyor. Uzman Klinik Psikolog Suna Özışık, bu kavramın aslında 2000'li yılların başında ortaya çıktığını ancak sosyal medya ve tanışma uygulamalarına olan ilginin artması ile daha sık rastlanılan bir durum haline geldiğini açıkladı. Özışık, kişilerin seçeneklerinin artmasının, ghostingi kolaylaştırıcı unsurlardan biri olabileceğinin de altını çizdi.

Öznur Doğan / Posta.com.tr - Son dönemlerde özellikle genç bireyler arasında oldukça sık konuşulan bir konu haline gelen ghosting, maruz kalan kişilerin benlik algısını olumsuz etkileyebiliyor. Kişi, cevaplanmamış sorular ve kendisine dair olumsuz düşüncelerle baş başa kalıyor. Uzman Klinik Psikolog Suna Özışık, özellikle romantik ilişkilerin önemli bir problemi olarak nitelendirilebilen ghosting kavramının psikolojik alt yapısına dair dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. 

Haberin Devamı

Suna Özışık, sözlerine yakın ilişki ve romantik ilişki arasındaki ayrımı yaparak başladı:

''Yakın ilişki; kişinin gelişim evrelerine göre farklılık gösterebilen fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçların karşılanmasında, kişiliğin oluşumunda etkin rol oynayan ilişki türüdür. Yakın ilişki genellikle romantik ilişki anlamında kullanılsa da ebeveyn, aile, arkadaş ve romantik ilişkileri de kapsamaktadır.  Yakın ilişkilerin kuruluş şekli kişinin zihinsel ve fizyolojik sağlığını, güven duygusunu, kendilerine yönelik değerlilik veya değersizlik, sevilme veya sevilmeme, kabul görme, reddedilme gibi algılarını arttırıp azaltabilmektedir.

Romantik ilişki; kişilerin gönüllülük esasına dayalı, davranışsal, bilişsel ve duygusal yapısında psikolojik öğeleri barındıran, kişinin partneri ile aşk, tutku, bağlanma, cinsel çekim, hayranlık, destek ve aidiyet gibi duyguları barındırdığı ilişki örüntüsüdür.

Haberin Devamı

Yapılan araştırmalar ve gözlemlerde, kişilik gelişiminin sağlıklı olarak değerlendirilme ölçütlerinden bir tanesinin romantik ilişki kurabilme becerisi olduğunu ifade edilmiştir. Bununla birlikte kişinin sağlıklı (bazı kuramcılar için başarılı) bir romantik ilişki kurabilmesi, yaşam doyumunu etkileyen durumlar arasında sayılmaktadır.  Aynı zamanda sağlıklı ve işlevsel romantik ilişkiler kişiyi fiziksel ve duygusal olarak motive eder. Yakın ilişki içinde bulunan kişiler sürekli ilişkilerini değerlendirme eğiliminde olabilirler. Bu da kişinin iyilik halini, ilişkinin devamlılığını ve ilişki doyumunu etkilemektedir. Romantik yakın ilişkilerde, sürelerine bağlı olarak partnere bağımlılık gelişebilir. Burada soruları cevaplarken genel kuramlar ve öğretiler üzerinden romantik ilişkileri ele alsak da her ilişkinin kendi içinde bir dinamiği olduğunu belirtmek isterim. Çiftleri değerlendirirken her ilişkiyi kendi dinamiğinde, kişilerin olayları nasıl algıladıkları, partnerlerini bu olaylarda nasıl algıladıklarını, ne hissettiklerini dinleyerek değerlendirmek en doğru sonucu verecektir. Diğer türlüsü bilgilerimiz ışığında yorumlamak ve yaklaşık bir fikir yürütme halinden öteye gidemez.

Haberin Devamı

KAYGILI BAĞLANMANIN 'GHOSTING' ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NEDİR?

Ghosting kavramının altında yatan psikolojik nedenleri de sıralayan Özışık, ''Kaygılı bağlanmanın artması, ghosting teriminin hayatımızdaki yerini artırdı mı?'' sorusuna ise şu yanıtı verdi:

Ghosting kavramı Türkçe’ye 'yok olma, hayalet olma' olarak çevrilmiştir. Bu duruma maruz kalan 'ghostee', ilişkiyi aniden bitiren kişi ise 'ghoster' olarak tanımlanır. İlişki kurduğunuz bir kişinin sizinle aniden, haber vermeden, herhangi bir sebep olmaksızın bağlantı kurabileceğiniz her yerden iletişimi kesme durumu olarak tanımlanıyor.

Genellikle romantik ilişkilerde tanımlansa da, aslında arkadaş, aile, partner gibi    yakın ilişkilerde de rastlanılan bir durum... Bu durumun flörtün ilk aşamalarında, hatta bazı araştırmalara göre en fazla ilk veya ikinci buluşmada görülme sıklığı yüksek. Kavram, 2000‘li yıllarda gündeme gelmeye başlasa da sosyal medyanın ve tanışma uygulamaları üzerinden tanışmaların artması ile daha da sık rastlanılan bir durum haline geldi. Sosyal uygulamalarda gerçekleşen tanışmalar, yüz yüze tanışmalara göre çok daha kolay. Çünkü kişi daha az kaygılı ve daha fazla seçme olanaklarına sahip. Bu durum da kişinin opsiyonlarının artması anlamına geliyor. Opsiyonların fazla  olması da kişinin iletişimde olduğu kişide en küçük bir beğenmediği durum ile karşılaştığında iletişimi rahatça kesmesini sağlıyor. Çünkü kişi, bir şekilde daha iyisini bulabileceği inancını kendisine referans olarak gösteriyor.

Haberin Devamı

Bu durum dijital ortamın yardımı ile daha da kolay bir hale geldi. Sıklıkla duyduğumuz örnekler arasında ''Elektrik alamadım'', ''Zaten doğru düzgün görüşmedik ki, sadece birkaç kez konuştuk'' ve ''Sen beni yanlış anlamışsın'' gibi tanımlara dönüşse de (ki hayalet olan kişi bu açıklamaları bile yapmıyor) aslında temelde kişinin çatışmadan ve kendince hoş olmayan bir durumdan kaçma isteğini tanımlıyor. Bu duruma kaçıngan bağlanan kişilerde daha sık rastlanıyor. Kaçıngan bağlanan kişiler, başkaları ile ilişki kurmak arzusunda olmalarına karşın aşırı yakınlıktan kaçınırlar çünkü zarar görebilecekleri konusunda kaygılıdırlar.

Haberin Devamı

KİŞİ, DUYGUSAL SORUMLULUĞU NEDEN KALDIRAMIYOR?

Kişilerin bağlanma örüntüsünün ghosting üzerinde etkisi olup olmadığı hakkında da konuşan Özışık, bağlanma kavramını çocuk ile bakım veren kişi arasında (bakım veren kişi genellikle anne olarak algılansa da bazen baba, bazen bakımına yardımcı olan kişi olarak da düşünülmelidir) derin ve uzun süreli kurulan, zamanla gelişen, sadece çocukluk dönemindeki gelişimi değil aynı zamanda yetişkinlik döneminde kurulan ilişkileri de etkileyen bir süreç olarak tanımladı.

Özışık, ''Bağlanma yaşam boyu devam eder. Çocuk tehdit içeren, stres durumlarında veya endişe verici durumlar ile karşı karşıya kaldığında baş edebilmek için bakım verenlerin desteğine ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacın nasıl karşılandığı ya da karşılanmadığı, yalnızca çocukluk dönemindeki gelişimimizi değil aynı zamanda yetişkinlik döneminde kurduğumuz ilişkilerin niteliğini de etkilemektedir'' dedi.

BAĞLANMA ŞEKLİMİZDE ÇOCUKLUĞUMUZUN ETKİSİ ÇOK BÜYÜK

Kaygılı, kaçıngan ya da güvenli bağlanma stillerine dair detaylı açıklamalarda bulunan Suna Özışık, ''Çocuk, ihtiyaç duyduğunda bakım verenden gereken desteği ve olumlu tepkiyi görürse, bakım verenin ulaşılabilir, güvenilir ve destekleyici olduğuna ilişkin süreçleri oluşturmaya başlar. Bakım veren, çocuğun ihtiyaçlarına duyarsız kaldığında ya da olumsuz bir tepkiyle karşılaştığında ise çocuk bağlanma figürünü reddedici, kendisini de sevilmeye ve desteklenmeye değmez biri olarak algılayabilir. Burada oluşan algılar, yakın ilişkilere yansır. Örneğin güvenli bağlanma, bağlanma kaygısı, mesafeyi koruma veya kaçınma davranışı ile ilişkilendirilebilir'' dedi.

Uzman isim, güvenli bağlanma stiline sahip kişilerin hem benliklerine hem de diğer bireylere yönelik olumlu algılara sahip oldukları söyledi:

Bu bireyler, hem başkalarıyla yakınlık kurabilirler hem de özerk kalmayı başarabilirler. Güvenli bağlanma örüntüsü olan kişiler, romantik ilişkilerde kendi sınırları, ilişkiden beklentileri, yaşadıkları problemleri çözme becerileri açısından ideal ilişki kurabilen ve partnerleri ile iletişimi sağlıklı olan kişilerdir. Bu durum sadece ilişkiyi sürdürürken değil, ayrılma sürecinde de böyledir. Ayrılığı, hem kendisi hem de partneri için olabilecek en uygun koşullar içerisinde gerçekleştirirler. Bu kişiler ‘ghostee’ durumunda kaldıklarında kendilerini suçlama eğilimden ziyade durumu daha farklı analiz edebilirler. Genellikle de ‘ghoster’ durumunda olmazlar.

KAYGILI BAĞLANAN KİŞİLER GHOSTING DURUMUNDA KENDİLERİNİ SUÇLARLAR

Kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler ise bakım veren kişiyi çağırdıklarında yanıt alabileceklerinden ya da yardımcı alabileceklerinden emin olmazlar.  Bu nedenle ayrılığa direnirler ve bakım veren döndüğünde yatışmazlar. Araştırıcı davranışlarda bulunmaya ilişkin kaygıları olabilir. Genellikle bakım veren tepkilerinde tutarlı olmayan ve kontrol amaçlı terk etme tehdidinde bulunan kişilerdir. Bu örüntüye sahip kişiler; ilişkilerinde bağ kurma süreçleri biraz daha bağımlı bir yapıya dönüşebilir ve terk edilme korkularından dolayı kendi sınırlarını korumakta zorlanabilir, her durumda kendilerini suçlama eğiliminde olabilirler. Özellikle ‘ghostee’ durumunda kaldıklarında ‘’Böyle davrandığım için oldu’’, ‘’Ben şurada hata yaptım’’ ve ‘’Aslında çok iyi ilişki kurmuştuk’’ gibi kendilerini suçladıkları değerlendirmelerde bulunabilirler.

 

DEĞERSİZLİK DUYGUSU, KAÇINGAN BAĞLANMAYA YOL AÇABİLİYOR

Kaçıngan bağlanma stiline sahip kişilerin ise bakım verenin yardımcı olacağına ilişkin hiç güveni yoktur. Sürekli olarak çocuklarını geri çeviren ya da reddeden bir bakım verenle yetişen bu çocuklar, ayrılığa tepkisiz kalıp bakım veren döndüğünde yakın durmazlar. Örneğin kaçıngan bağlanmaya sahip çocuklar, başkaları tarafından reddedilmeyi beklediklerinden, başkalarını (bazen bilinçsiz bazen bilinçli olarak) iterler ve kendilerinden uzaklaştırabilirler ve bu ilişki biçimleri bazen kendilerinin karşı tarafı reddetmesi ya da bekledikleri gibi kendi reddedilmelerine yol açabilir. Bu anlamda çocuğun, ergenin ya da erişkinin duygusal yakınlık kurma davranışı, erken bağlanma örüntülerinin izlerini taşıyor olabilir. Genellikle ‘ghoster’ olma durumu bu bağlanma örüntüsü ile ilişkili olabilir. Değersizlik duygusu veya reddedilme korkusundan dolayı romantik ilişkiler kurmakta zorluklar yaşayabilirler. Kişi, ilişki kurmaya başladığı andan itibaren bağ oluşturma kaygısı ile partnerinden uzak durma, bağ oluşturacak kadar süre iletişimde kalmama çabasında olabilir ve bu durumun farkında olmayabilir. Bu bir kaçınma davranışıdır. Kişinin her kaçındığı ilişki bir sonraki ilişkisinde daha fazla zorlantı geliştirmektedir fakat kişi bunun farkında olmayabilir. Kişi için zorlu bir iletişime geçme, kendisi açıklama, karşısındaki kişinin sorularına açıklık getirme kaygı yaratan bir duruma dönüşebileceği için kaçınma davranışını oluşmaktadır. Peki kişinin bu durumu bilinçli yapmadığını düşünmek maruz kalan için bir açıklama sayılabilir mi?

Hayır sayılamaz. Bu sürece maruz kalan kişi, hangi bağlanma örüntüsüne sahip olursa olsun tabi ki bu durumdan etkilenebilir. Sonuçta uzun süreli bir ilişki, flört evresi ya da birkaç görüşme adı ne olursa olsun ilişki içinde olduğunuz biri ile ilişkiyi keserken bir açıklama, durumu anlama ya da sebebi bilme ihtiyacı duyarız. Sağlıklı olanı da budur zaten.

GHOSTING ÖNCEDEN ANLAŞILABİLİR Mİ?

Suna Özışık, ghostingin her zaman olmasa bile zaman zaman sinyaller verebileceğinin altını çizdi. Özışık, bu faktörleri aşağıdaki şekilde sıraladı:

  • Sadece kendi istediği zamanlarda size yanıt veriyorsa, sizin arama, mesaj, buluşma isteklerinize yanıt vermiyor ya da görmemezlikten geliyorsa. (Burada kişinin sebepsiz yere bu durumları yapmasından söz ediyoruz. Kişi gerçekten yoğunsa, işi varsa, bir sebeple müsait değilse bu başka bir durumdur.)
  • Kişi sizinle sadece telefon ya da mesaj üzerinden iletişime geçiyorsa ve buluşmalarınız bir bahane ile sürekli erteleniyorsa ya da ilk buluşmadan sonra iletişim sıklığınız değiştiyse. Burada da gerçek bir sebep dışında bu durumlar söz konusu ise

 Bu gözlemler, her zaman olmasa da ghosting ile sonuçlanabiliyor.

 

GHOSTING’DEN NASIL KORUNABİLİRİZ?

  • Karşınızdaki kişiyi tanımaya yönelik açık ve doğrudan bir iletişim dili kullanın.
  • Öncelikle kendiniz için sonrasında da karşınızdaki kişiyi anlamak için davranışlarınızın açık, net ve tutarlı olmasına özen gösterin.
  • Mesaj ve telefon yolu dışında iletişiminiz yok ise ve yüz yüze görüşme sağlanamıyorsa durumu objektif olarak tekrar analiz etmeyi deneyin. Duygularınız ile yüzleşin, genellikle kişiler bu durumu yaşadıklarında şöyle cümlelerle tanımlayabiliyorlar; ‘’Bir tuhaflık olduğunu hissetmiştim” “İçimden bir ses yolunda gitmeyen bir şey var dedi.”

Belki de bu ve benzeri durumlarda kendimizi dinlememiz, olabildiğince süreci iyi analiz edebilmemiz bize yardımcı olacaktır. Çünkü bu duruma çok sayıda maruz kalma, kişinin sonraki ilişkilerini de etkileyebilir.

Bunların yanı sıra önemli diğer bir unsur da kendi ilişki kurma şeklimiz ve inanışlarımız. Sağlıklı bir ilişki kurmak için ilk önce kendi ilişki kurma biçiminizi  tanımlayabiliyor olmanız gerekir. İlişki, zaman içerisinde paylaşım artıkça, kişilerin birbirini tanıması ile gelişen bir süreçtir. Kısa sürede birini çok sevmek, birinin sizi çok sevdiğine inanmak ya da bunu istemek, üzerine düşünülecek ve değerlendirilecek bir durum olabilir. Bu duruma maruz kaldığınızda yaşadığınız süreçle ilgili baş etmekte zorlanıyorsanız bir uzmandan yardım alın.