Aytül Farquharson Güneşten olabildiğince uzak durun!
HABERİ PAYLAŞ

Güneşten olabildiğince uzak durun!

Güneşin yakıp kavuracağı günler yakında... Hem güzellik hem de sağlık kaynağı olarak görülen güneşin kötü etkileri son yıllarda doktorlar tarafından çok tekrarlanır oldu. Kanser, ciltte yaşlanma bunlardan en etkilileri... 1920’li yıllara kadar bronz ten kimsenin arzu ettiği bir şey değildi. Tümüyle sınıfsal bir ayırımın sonucu olan bu durumun sebebi güneşten yanan kişilerin açık alanda çalışan alt tabakaya mensup insanlar olmasıydı... 1929’da moda dergileri bronz teni güzellik sembolü olarak göstermeye başladığında, güneşlenmenin sosyal boyutu da şekil değiştirmeye başladı.

Haberin Devamı

Taa ki bilim adamları “Güneşten kaçın! Cilt kanseri yapıyor!” diyene kadar. 1935’de 500 kişiden birinde görülen cilt kanseri oranı bugün her 55 kişiden birinde olarak değişti... İncelen ozon tabakası, cildi açıkta bırakan cazibeli kıyafetler, dışarıda daha çok zaman geçirmeyi gerektiren sosyal ve sportif faaliyetler, risk arttırıcı nedenlerden bazıları. Peki, yıllardır her yerde karşımıza çıkan “Güneşten korunun” uyarılarına rağmen, neden bazılarımız bile bile ‘lades’ diyor? Yapılan araştırmalar bronzlaşma çılgınlığının altında yatan nedenleri şöyle sıralıyor:

Güneşi ve bronzlaşmayı seven bağımlılar:

Yapılan araştırmalar bronzlaşmadan duramayan, bundan büyük haz duyan insanların esasen güneşin UV ışınlarına bağımlı olduğunu gösteriyor. ‘Tanoreksik’ olarak adlandırılan bu insanlar aynen uyuşturucu kullanımında görülenin benzeri bir durum sergiliyor. Ve bu bağımlılılar güneş ışınlarından yoksun bırakıldıklarında aynen uyuşturucu bağımlılığında görülen tepkileri verebiliyorlar. İnsanların güneş ışınlarına bağımlı olma durumu tıpkı diğer bağımlılık geliştirilen maddelerde olduğu gibi gözleniyor.

Güneş insana mutluluk sağlıyor: Araştırmalar güneşin UV ışınlarının insan beyninde endorfin (mutluluk hissini veren kimyasal) salgısını harekete geçirdiğini gösteriyor. Endorfinler vücudun doğal morfini olarak biliniyor ve vücutta doğal ağrı kesici görevi görüyorlar. Buna ek olarak, güneş ışınlarından aldığımız D vitamini bağışıklık sistemimize iyi geliyor; dolayısıyla kendimizi daha iyi, daha sağlıklı ve mutlu hissediyoruz. Ayrıca ultraviyole ışınları kan dolaşımımızı hızlandırdığı için cildimizin bakterilere karşı güçlenmesini sağlıyor.

Haberin Devamı

Güneş ışınlarının neden bizi esir aldığını biliyoruz, ya nasıl korunacağımız konusunda bilgimiz ne kadar? Güneşten kendinizi koruyun sloganları, güneşe korumasız çıkmayın sloganlarıyla birlikte geliyor. Piyasada bu amaçla satılan sayısız güneşten koruma ürünü var. Bu ürünler konusunda da tüketicinin kafasını karıştıracak bir sürü tartışma. Bu tartışmalar esasen güneş kremlerinin, ihtiva ettikleri kimyasallar nedeniyle, güneşin kendisinden bile daha zararlı olduğu iddiasına kadar gidiyor.

İşte Amerikan Tüketici Raporları’nın yaptığı son araştırmalara göre güneşten korunma ürünlerinin bugünkü gerçekleri:

Araştırmalar güneş kremlerinin suya girmeden önce UVB’ye (güneşin cildi kızartıp yakmasına neden olan ışın, UVB cilt kanserinin en önemli nedeni) karşı korumasının çok etkili olduğunu gösteriyor. Suya girdikten sonra ise bu ürünlerin neredeyse tümünün koruyuculuğu azalıyor. Bu sebeple kullandığınız güneş kreminin suya dayanıklı olması ve SPF derecesinin en az 30 olması gerekiyor. Bu arada SPF korumasının 30’un üstüne çıkması daha fazla koruyuculuk anlamına gelmiyor. 30 faktör aşağı yukarı maksimum etkinin görüldüğü nokta. Kullandığınız ürünü en geç iki saatte bir tekrar uygulamanız gerekiyor.

Haberin Devamı

Her sürüşte 3 veya 4 yemek kaşığı miktarında güneş yağını vücudunuza yedirmeniz gerekiyor. Bu arada sadece güneş kremlerine güvenmeyin. Koruyucu kıyafet giyin ve güneşte kaldığınız zamanı olabildiğince kısıtlayın. Pek çok güneş kremi güneşin UVA ışınlarına (UVA ışınları UVB’ye kıyasla derinin çok daha derinlerine nüfuz ediyor, ciltte yaşlanma ve kırışıklığa neden oluyor, üstelik aynen UVB gibi kansere yol açıyor) karşı koruyucu özellik göstermiyor. Test edilen bütün koruma kremlerinde hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda sağlığa zararlı maddeler bulunduğu ortaya çıkmış durumda! Bütün güneş kremlerinde bulunan oxybenzon, endokrin sistemini bozucu bir madde ve vücudun hormon işleyişini olumsuz etkileyebiliyor. Bu ürünlerde nano boyutlarda olan çinko ve titanium oksitler üreme ve büyüme ile ilgili ciddi sorunlara yol açabiliyor.

Bir başka tehlikeli kimyasal ise retinyl palmitate. Bir tür tropikal A vitamini olan retinyl palmitate aslında antioksidan bir madde, fakat yine hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar bu maddenin yüksek derecede kanserojen olabildiğini gösteriyor. Retinyl palmitate ihtiva eden akne ilaçları da, tüketenlerden bilindiği gibi, bebeklerde doğum hatalarına yol açabiliyor. Bünyesinde tümüyle bağımsız araştırmalar yapılan Amerikan Tüketici Raporları’nın tavsiyesi mümkün olduğunca herkesin ama önlem olarak özellikle hamile kadınların hiçbir güneşten korunma ürününü kullanmaması gerektiği yönünde... Güneş ışınlarından çok sınırlı yararlanmak ise temel olarak benimsenmesi gereken bir kural!

(03.07.2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder