Banu Şen İyiyi de kötüyü de gördük İzmir'de
HABERİ PAYLAŞ

İyiyi de kötüyü de gördük İzmir'de

İyileri de kötüleri de gördük. Hepsiyle yüzleştik. Battaniyeleri, dağıtılan yardım malzemelerini toplayanları da iyilik için günlerce enkazda, çadırlarda gönüllü uykusuz sabahlayanları da... 30 Ekim’de aklımızda korona; aylardır her dakika değişen hayatımıza devam etmeye çalışırken 14.51’de felaketi yaşadık İzmir’de. Çığlıklar, siren sesleri, yıkılan bina haberleri, enkaz altından can kurtarma hikayeleri, yitirilenler... O saniyeler ne çok şeyi aldı götürdü. Kiminin en sevdiklerini, kiminin yıllarca ilmek ilmek, emek emek kurduğu evini. Kiminin yaşadığı yere güvenini...

Haberin Devamı

Akla kazınan zaman birimleri

Aklımıza hep kazınan zaman birimleri:

  • “Saniyelerle kurtuldu”,
  • “91 saat sonra enkaz altından çıkarıldı”,
  • “Evlerimizi boşaltmamız için yarım saat verdiler”,
  • “10 dakikada ziynet eşyalarınızı alın çıkın”!

Zamanla yarışıldı hep. Ya o saniyeler, dakikalar aldı sevdiklerimizi ya da kavuşturdu. Enkaz çalışmaları bittikten sonra yüzlerce eve yıkım kararı verildi...

Evin durumuna göre de yaşayanlara belli bir zaman. “Yarım saatte alacaklarınızı alın.” Düşündüm de koca bir ömrünü sığdırdığı evinden yarım saat içinde ne alabilir ki insan? Kiminin ise girmesine hiç izin verilmedi. Gözü yaşlı izlediler yuvalarının kepçelerle yerle bir edilmesini. Can dostları vardı bir de; onlar için de herkes seferber oldu. Kediler, kuşlar, köpekler...

Sabırla saatlerce, günlerce arandılar. 30 Ekim’de İzmir’de derin izler bırakan deprem sonrası görülmemiş yardım, birliktelik anıları da kaldı. İzmirlilerin aklı, kalbi kurulan çadır kentlerdeki hemşehrileriyleydi. Yardımın, gönüllülüğün ötesinde akrabalık, kardeşlik köprüsü kuruldu sanki.

“Vicdandan yoksun”

Tüm bu burnumuzun direğini sızlatan acı anılarımızın yanına keşke o fırsatçılar da eklenmeseydi. İlk günlerde bir market sahibini gördük; yardım malzemelerini satmak için toplayan. Önceki gün ise ayıptan öte bir haber düştü. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur şöyle diyordu:

“Bayraklı’daki çadır alanında olması gereken battaniyelerin Basmane semtinde satışa çıkarıldığına dair ihbarı dikkate alarak zaman kaybetmeden zabıta ekiplerimizi bölgeye gönderdik. Dayanışmaya ve yardımlaşmaya en çok ihtiyacımız olduğu günlerde, evlerini kaybetmiş hemşehrilerimizin battaniyelerinin, vicdandan yoksun kişilerce satışa çıkarıldığını gördük. Zabıta denetimlerimizi artırarak, deprem felaketinden çıkar sağlamaya çalışanlara göz açtırmayacağız.”

Haberin Devamı

Diyecek bir şey bulamadım... Neresinden tutup, ne söyleyeceğimi bilemedim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder