Giriş
Sevgili Dünlük, bugün Posta İzmir’de başlayan yolculuğumun 2. yılı. Her hafta buluştuğumuzu düşünürsek, 104 yazı yazmışım şimdiye kadar. Bazen, güzel şehrimin eski bir semtinden, bazen de dünyanın en güzel kıyılarına sahip beldelerinden selam getirdim size. Şahane sokaklardan, müzelerden, pazar yerlerinden, festivallerden, konser ve sergilerden haberler ilettim.
Yeni normalimiz, karmakarışık duygularımız, özlediklerimiz, iç çekip ümitlendiklerimiz, dönüp ardımızı gittiklerimiz, ilham aldıklarımız, “Helal olsun” dediklerimiz de buradaydı. Bundan böyle de, kalemimizin mürekkebi bitmedikçe, hikayelerinden etkilendiğim ve hepimize iyi gelecek, kadın girişimcilerden, yetenekli şeflerden, üstatlardan ve yeni nesilden isimleri de bu sayfada görmeye devam edeceksiniz. Pandemi etkisini yitirmeye başladığında ise, yepyeni formatta içeriklerle karşınızda olacağım. Bugün için ise, geçtiğimiz aylarda keşfettiğim şahane bir köyden bahsedeceğim.
ÇINARDİBİ
Çınardibi, Bayındır’a bağlı bir dağ köyü. 1890 yılında, Bulgaristan’dan göç eden 7 ailenin kurduğu köy, görür görmez insanın içinde sonsuz bir huzur yaratıyor. Köyün en bilinen özelliği, bugüne dek hiç adli bir olay yaşanmaması. Günümüzde köyde 700 hane bulunuyor.
Köy meydanında, kocaman bir çınar ağacı ve gölgesinde mutlu insanlar var. Köyde kiminle sohbet etsem, hep aynı şeyi hissettirdiler: Güven. Yaşadığımız çağda neredeyse herkesin eksikliğini hissettiği en temel ihtiyaç bence, güven duygusu. Köyün kuruluşundan buyana gelen bu dürüstlük geleneği, yıllar geçse de değişmemiş. Bu anlamda gerçekten kendilerine ve tesis ettikleri düzene hayran oldum.
PEMBE DOMATES
Çınardibi’nin geçim kaynağı tarım. Ancak en özel ürünü nefis domatesleri. Ataları, Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Bulgaristan‘ın Filibe kentine bağlı Dreneova ve Dupnisa köylerinden göç ederek Bayındır’ın Çınardibi Köyü’nü kuran mahalle sakinleri, atalarının bu göç sırasında yanlarında getirdikleri domates tohumlarını kullanarak üretime devam ediyor.
Etrafı ormanlarla çevrili 700 metre rakımda bulunan köyde, “pembe domates” olarak bildiğimiz yerli domates bahçelerde yetiştiriliyor. Mayıs ayında fideleri dikilen domatesin ağustosun ilk haftasından itibaren aralık ayına kadar hasadı yapılıyor. Pembe rengi, incecik kabuğu, köyün coğrafi yapısı ve mikroklima özelliği nedeniyle oluşan lezzeti ile bu domates daha çok konuşulmayı hak ediyor bence. Belki yakın gelecekte bir festivalle adından daha çok söz ettirir.
BALKAN LEZZETLERİ
Köyde az sayıda da olsa yerel işletme var. Daracık bir orman yolunda keşfettiğimiz ve tamamen kadınlar tarafından işletilen bir restorana uğramıştık, yasaklar gelmeden önce. Karnımız tok olmasına rağmen, fırından yeni çıkmış börek kokusuna dayanamayıp hemen sipariş verdik. Balkanların hamur işlerinin ününü bilmeyen yoktur sanırım. Yediğim en iyi böreklerden biriydi. Çınardibi’ne gittiğinizde mutlaka bu lezzetlerin peşine düşmelisiniz.
KAR MANZARALI
Çınardibi’nin en güzel özelliklerinden biri de, yüksekte olduğu için, yazın serin olması. Bu mevsimde ise gayet güzel kar yağışı alıyor. Kar keşiflerinize ekleyebileceğiniz bir alternatif de bu güzeller güzeli köy olsun. Taş evleri, harika doğası ile kar manzaraları için doğru adres.
