Başka türlüsü mümkün

Sevgili dünlük memlekete yaz geldi. Hava ısındı, kalpler yumuşadı, gönül yayları genişledi, yüzler pembeleşti. Tıpkı, kirazın kızarması, domatesin lezzetlenmesi, çileğin, eriğin bollaşması gibi, insanın içini hoş eden türlü güzelliğin artması söz konusu. Havada, rahiyası yüksek çiçeklerin, bitkilerin kokusu var. Martılar bile daha neşeli salınıyor, körfezin üstünde. Çocuklar, ellerindeki dondurmayı yerken mevsime yaraşır bir filmde oynuyorlar sanki. Şarkılar bile bir başka dilleniyor, eşlik edenler saçlarını, ellerini senkronize hareket ettiriyorlar.

Dev bir prodüksiyonla bir araya getirilmiş, oyuncuların, yaz konulu müzikalini izliyoruz sahillerde. Günün doğuşu ayrı, batışı ayrı artistlik. Renkler belirginleşiyor, koyulaşıp canlanıyor. Ortaya izlemeye doyulamayacak anlar çıkıyor. Hal böyle olunca, herkesin hayali bir yerlere gitmek. Daha uzun keyif yapmak, denizin, güneşin tadını çıkarmak istiyoruz. Ben bize dayatılan tatil algısının dışına çıkıp, “başka türlüsü ziyadesiyle mümkün!” diyenlerdenim. Tam da bu sebeple size çok bilinmeyen kaçış noktalarını listeliyorum.

DALYAN KOCAKARI PLAJI

Çeşme bizim kocaman masmavi cennetimiz. Herkesin bildiği, koşarak gittiği, özel beach ve halk plajlarının dışında da şahane yerlerin olduğunu unutmamak lazım tabi. Bunlardan sadece biri, Dalyan’da bulunan Kocakarı plajı. Plajın üst tarafında tesisler mevcut ancak, plaj içinde ücretli bir tesis yok.

Bu da demek oluyor ki, sandalyenizi, şemsiyenizi alıp, pırıl pırıl denizin tadını misler gibi çıkarabilirsiniz. Çok yakınında market vesaire olmadığı için, içecekleri, yiyecekleri yanınıza alırsanız çok iyi oluyor. Gölgede oturabileceğiniz bir taş duvar kısmı var. Güneşlenmek isteyenler için de, sosyal mesafe çizgileri ile ayrılmış yine tamamen ücretsiz, düzenli bir plaj bulunuyor.

Çok büyük olmayan sahilin, büyük bir kısmı kum. Bir kısmı ise, taşlık olduğundan deniz kestanesi var. Deniz ayakkabılarınızı mutlaka yanınıza almanızı öneririm. Sabah erken saatlerde giderek, aşırı güzel bir yer bulabilirsiniz. Girişinde kocaman bir sakız ağacı var mesela, benden söylemesi.

KARABURUN BADEMBÜKÜ

Karaburun merkeze yaklaşık 40 dakika uzaklıktaki Badembükü, yeni yeni keşfediliyor. Oldukça geniş bir plajı var. Denizin hemen başlangıcındaki dik kayalar, size, okyanuslar aşıp, Bali adasına gitmişsiniz gibi tropik bir hissi yaşatıyor. Tüm bakir güzel koyların ortak özelliği olduğu üzere, burada da büfe, market yok.

Gün boyu tüketeceğiniz her şeyi yanınızda götürmeniz gerekiyor. Bu plajda da gölge ve elbette güneş altı geniş geniş alanlar mevcut. Karaburun yarımadasının ortak özelliği olarak bu sahilde de yoğun taş ve dolayısıyla deniz kestanesi olduğunu belirtmek isterim. Deniz ayakkabıları burada denize girerken çok işe yaramasının yanı sıra, sahili çevreleyen kayalıklar arasında yürüyüş yapmak isteyenlerin de kurtarıcısı olacaktır.

Yolun son bir kaç kilometresi, toprak bir yola giriliyor. Bir miktar zorlayabilir ama sabrın sonu selamet. Park yeri ile ilgili hiç bir sorun yok. Sahile çok yakın bir yere park edebilir ve çok yürümeden eşyalarınızı taşıyabilirsiniz.