Giriş
Ege’nin zeytin ağaçlarıyla, sıra selvilerle, rengarenk begonvillerle sarılı yollarında, kuzeyden güneye doğru inmek ve birbirinden lezzetli duraklarına uğramak, bu hayatta yaşayabileceğiniz en keyifli deneyimlerden biri olacaktır. Ege; Sefarad, Levanten ve Anadolu mutfağının birleşmesinden oluşuyor. Bu çok kültürlülük hali, Ege’nin iklim koşulları ile harmanlanan coğrafyası ve bölgeye özgü ürünlerle birleşince, sonuç tadına doyulamayan bir noktaya varıyor. Nerede ne yenir bir bakalım ve bu durakları bir bir kaydedelim.
GÜNE İZMİR’DE BAŞLAMAK
Gevrek, boyoz, kumru, tulum peyniri, sele zeytini, roka, Çeşme limonu, zeytinyağı. Güne İzmir’de şölen gibi başlanır. Taş fırınlarda, nohut mayasından yapılmış bol susamlı bir gevrekle başlamak gibisi yoktur. Midye dolma, söğüş ve kokoreçi de anlatmadan olmaz. Dünyada yükselen gastronomi trendlerinin başında sakatat geliyor ve İzmir’de en iyi örnekleri görmek mümkün. Bu topraklar güneşten aldığı neşeyi, masalara ustaca taşıyor.
TİRE KÖFTE
İzmir’in yemyeşil ilçesi Tire; tüm dünyada gıpta ile bakılan eşsiz bereketli topraklarında yetişen türlü otlarıyla ve salı günleri kurulan efsane pazarıyla dillere destan zeytinyağlı yemeklerin, ot kavurmaların ve elbet Tire köftenin ev sahibi. Tire köfte, kıymasına tuzdan başka baharat karıştırılmadan, uzun şişlerde odun ateşinde pişer. Altı domatesli, yanı yoğurtlu, üstü kıyılmış maydanozludur. Cızırdayan tereyağı ile servis edildiğinde favori köfteleriniz listenize bir numaradan giriş yapacaktır.
BOZDOĞAN PİDESİ
Aydın ve ilçeleri, pide konusunda şov yapıyor desem azdır. Nazilli, Yenipazar ve Bozdoğan da bunların başında geliyor. Bozdoğan; Denizli, Aydın ve Muğla üçgeninin ortasında kalan inanılmaz bir yer. Burada yapılan pidelerin içi yumuşacık ve doygun, dış tabakası ise çıtır hamuru ile tam bir lezzet bombası. Genelde tek bir çeşit sipariş edilmeyen ve sırayla her türden pidenin ‘yeter’ denilene kadar geldiği pidecilerin, üstüne manda kaymağı ile getirdikleri kıymalı pidesi sizi oldukça mutlu edecek.
MUĞLA SEBZE YOĞURTLAMASI
Muğla’nın; Bodrum’u, Dalaman’ı, Fethiye’si kadar meşhur, harika bir yoğurtlaması var. Patlıcan, biber ve patatesin çalı ateşinde kızartıldığı ve üzerine muazzam lezzette bir süzme yoğurdun tabir-i caizse boca edildiği, onun da üzerine ise zeytinyağında çevrilmiş kırmızı toz biberin döküldüğü yoğurtlamayı sevmemek, hayranı olmamak mümkün değil. Yanında sıcacık taş fırın pidesi ile geldiğinde banmalara doyulmayan kocaman tabak, kısa sürede bitiriliyor.
DENİZLİ FIRIN KEBABI
Kuzu etinin Denizli’de kıymetli bir mücevher gibi işlendiğini söylemem gerek. Şahsına münhasır bir biçimde, kuzunun kemikli ve özellikle sırt tarafından pişirilen fırın kebabını denemeden Denizli’den ayrılmamalısınız. Büyük ustalıkla pişirilmiş ve aromalarını damağınızın her noktasında hissedeceğiniz fırın kebabı, altına doğranmış pide ile servis ediliyor. Yanında çatal bıçak verilmiyor, dolayısıyla elleriniz de lezzete bulanıyor.
AKHİSAR’DA KATMER
Katmer, tüm Ege’ye yayılmış ve oldukça geleneksel bir ‘günün her saati yenir’ yemeği. Ancak en iyisini Manisa Akhisar’da yiyebileceğinizi gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Sert bir hamurdan yapılan katmer, uzun süre yoğurulup dinlendiriliyor ve zeytinyağlandıktan sonra bezelere ayrılıp elle incecik açılıyor. Sac üzerinde yine zeytinyağı ile pişiriliyor. Hamurun içine yumurta kırılıyor ve hamur kabarıyor, otlu peynirli iç malzemesi konulduktan sonra hızlıca pişen katmer, tezgahta doğranıyor ve üzerine rende tulum peyniri serpiliyor. Dayanılmaz bir lezzet.
