Giriş
Sevgili dünlük, hayatlarımız boyunca asla unutamayacağımız bir yılı geride bırakıyoruz. Okuduğum, gördüğüm, işittiğim her yerde ve her şeyde, geçirdiğimiz yıla kocaman kocaman şikayetler var. “Git artık, bit artık” deniyor. Yıl dediğimiz; yeryuvarlağının Güneş çevresinde tam bir devir yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman aslında. Biz insanlar, kötü giden her şeyi, başka bir olguya yükleme konusunda çok hevesliyiz. Oysa ihtiyacımız olan tek şey, kendimize inanmak.
İyi bir insan olmanın gereklerini yerine getirmek için çabalamak. Eksik, hatalı yönlerimizi kabul edip, onarmaya çalışmak. İyi şansı, güzelliği, maddi olanakları, sadece kendimiz için dilememeyi öğrenmek, öyle kıymetli ki! Yeni yıl sofraları için şimdiden planlar yapılmaya başlandı. Ana yemek, mezeler, salata, börek, sarma, kabak tatlısı.
Peki yeni yılda, kendin için hangi planları yaptın? Neyi değiştirmeye niyet ettin? Yaklaş, çünkü, şikayet ettiğin her şeyin değişmesi için sihirli bir formül biliyorum; kendine yeni bir “SEN” lazım. Gücünü, her şeyi düzeltmek için kullan. Hadi biraz bu konunun ara sokaklarında gezelim.
ŞİKAYET ETMEKTEN VAZGEÇ
Yeni bir güne başladın. Sabah yorgun uyandıysan, çok uyumuş olabilirsin. Yetişkinler için günlük uyku süresinin ortalama 7-9 saat olması gerekiyor. 65 yaş üzerinde ise gerekli uyku süresi günde 7-8 saat ve bu sürenin 5 saatten az olmaması ve 9 saati aşmaması tavsiye ediliyor. Hadi düzelt bunu hemen. Perdeyi açıp, güneşin gözünün içine girmesinden şikayet ediyorsan, dışarda yapılacak güzel bir şey getir aklına.
Hava kapalı, yağmurlu diye mızmızlanıyorsan, hemen bir kahve yap kendine, bir kitabın sayfalarına dokun. Bir Zuhal Olcay şarkısı dinle. Kilo aldım, çok kötü oldum diye söylenme. Taze meyveler, yulaf ve yağsız sütle yepyeni bir kahvaltı fikrine açık ol. Akşam saatlerinde yemeği çok kaçırma, tabağını silip süpürme, bol bol su iç.
Sabah öyle hafif uyanacaksın ki, bu mutluluğun kelimelerle karşılığı yok. Yürüyüş yap. Temiz havanın, vücudanda dolaşmasına izin ver. Ciğerlerinin içine yayılsın iyilik, temizlik. Kötü enerjiyi yollarda bırak. Ve tüm bunlar için çabalamıyorsan, şikayet edip durma; çünkü emin ol, yerinde saymaya devam edeceksin.
PAYLAŞMAYI BİL
Derdini, tasasını paylaşıp hafiflemeyi herkes sever. Peki sen, varlığını, başkasında olmayanı, senin için kıymetli olanı, paylaşmayı biliyor musun? Bir lüksünden, başkası için, hemen şu an vazgeçmeye razı mısın? Eğer yanıtınız “evet” ise sizden bir ricam var. Maalesef ülkemizde, yaklaşık 3 bin SMA hastası çocuk olduğu tahmin ediliyor. Kan örneğinde genetik incelemeyle tanı konulabiliyor.
Spinal Müsküler Atrofi (SMA), nadir görülen hastalıklardan biri. Özellikle sosyal medyada sıkça önünüze çıktığından eminim. Aileler, tedavisi sadece Amerika’da yapılan bu hastalıkla maddi manevi mücadele ediyor. Tedavinin bedeli 2.4 milyon dolar. Varlıklı bir ailenin bile, karşılamasının çok zor olduğu bu tedavi için, düzenlenen kampanyalara bir göz atmanızı rica ediyorum.
Minnacık bedenlerini, taşıyamayan, kas gelişimleri sağlıklı olmayan bu meleklere yardım elini uzatmaktan imtina etmeyin. Kazandığınız her paradan minik bir kısmını bu kampayalara bağışlayın. Bizler için önemli olmayan, 50, 100, 150 liralar, o bebekler için çok önemli. İçinizdeki iyi insanın, yardım etmesine, paylaşmasına, izin verin. Ettiğiniz yardımın size, kat kat iyilikle döneceğinden emin olun. Başınızı yastığa gönül rahatlığı ile koyun. Bu his, buna değecektir.
