Sayfiye

Sevgili dünlük, dün şehrin en güzel, en eski, en mavi sayfiye yerlerinden birinde Güzelbahçe’deydim. Hal böyle olunca insan, ağaçlı yolların, begonvillerin, hem Sezen Aksu hem Haris Alexiou şarkılarının içinde buluyor kendini. İki yakanın ortasındaki deniz buralara; mis gibi kokular, lezzetler ve dinlemeye doyulmaz müzikler yayıyor. Güzelbahçe’nin, çevre yolundan kestiğinizde, mandalina bahçelerinin sonsuz kollarındasınız. Yazlar, yazlıkçılar, balıkçılar ve Ege’nin tatlı esintisi hep burada. Güzelbahçe de her çocuk gibi, büyüdü serpildi. Dünya standartlarında ne yapılıyorsa, sadece küçük bir sahil semti olmaktan çıkıp kendini geliştirdi. Zamanla, ne isterseniz fazlasını bulabileceğiniz bir yere dönüştü.

KİLİZMAN

İzmir’in ilk sayfiye yerlerinden Kilizman; 1940’lı yılların başında, Karadenizli balıkçıların bölgeye yerleşmesinin ardından, şimdilerde bolca balık hali, balıkçıları ve balık restoranları ile anılıyor. Gerçekten de renk renk balıkların, türlü deniz mahsüllerinin olduğu balıkçıların ve tabiki restoranların neredeyse merkezi. Kalamarın, midye dolmanın, çilek barbunun, ahtapot bacağının en güzelini bulabilirsin her gün dolup taşan tezgahlarda. “Ben balıktan anlamam” deme. Tüm esnaf güler yüzlü, yardımcı ve Ege gibi sıcak. Ne alırsan al, temizleyip hangi restoranda oturacaksan oraya gönderiyorlar. Sen istediğin açıdan denizi, dalgakıranı, martıları izlemeye başla. Radikanı, şevket-i bostanını, cibezini seç, onlar balığını pişirip getirsin. İster en özel gününü kutla, ister sıradan bir pazartesinin keyifle bitişini...