Deniz Sarıhanlıoğlu Sevdiğim her şey bekleyin geliyorum
HABERİ PAYLAŞ

Sevdiğim her şey bekleyin geliyorum

Sevgili dünlük, izlenecek manzaralar bulmak hayattaki en büyük zevkim. İlla ışıl ışıl bir köprü, görkemli bir bina, dönümlerce lale tarlası gerekmez. Tertemiz yıkanmış bir taş sokağı gölgeleyen palmiye ağacına tüm gün bakabilirim ben. Parkta oynayan çocukların, dünyayı henüz anlayamamış hallerine dalar giderim. Trafik ışıklarının senkronize yanışları, vapurun iskeleye varışları, martıların körfezin üstündeki yarışları, güneşin mis gibi batışları, güzelleştirir hayatımı.

Hiç kendime saklamadım manzaramı, yanımdakini dürttüm, keyfime ortak ettim daima. Fark edilmemiş güzellikler biraz hüzünlü oluyor. Bir görenin, bana göstermesini ve gördüğümü göstermeyi öyle çok seviyorum ki, tam olarak böyle katlanıp büyüyor mutluluklar. Kış bahara dönerken bana da daha çok yola koyulmak kalıyor. Papatyaların tarlaları, çayırları büsbütün kaplayışını kaçırmayı hiç sevmem. Bu sebeple, özellikle şehrime yakın yollara koşa koşa giderim. Sevdiğim her şey, bekleyin geliyorum!

Haberin Devamı

NERGİS, HURMA ZEYTİN, KURABİYE

Bu üç kelimeyi duyar duymaz, Karaburun’a ışınlanmak istiyorum. Belki gelecekte burada yaşarım hayalleri kuruyorum. Zaten, Karaburun’da nergis kokulu güzel toprakları gören her faninin, günün birinde Karaburun’da yaşamayı istemesi kuvvetle muhtemel. Balıklıova’da şıpır şıpır minik dalgaları dinleyerek geçen koca bir gün düşünüyorum da, o bile iyi geliyor.

Çünkü bir öğlen vakti, sarımsaklı tereyağlı karidese, köy ekmeği banmak, insan ömrünü kaç yüz yıl uzatır düşünmeden edemiyorum. Badembükü koyunda uzaklara dalıp gitmek, Mordoğan’da hisli bir şarkı dinleyerek sahilin tadını çıkarmak bence dünyanın en güzel terapilerinden biri. Tam da bu mevsimde, siz de enginar, hurma zeytin, Balıklıova kurabiyesi alıp eve dönmek ve üstünüzü başınızı Ege’ye bulamak isterseniz, yarımada kollarını açmış sizi bekler.

BİRGİ’DE SICAKOTLU PİŞİ

Birgi’yi çok seviyorum. Film seti gibi Birgi. Yolları kalemle çizilmiş, dere boyunca uzanan çam ağaçları, tertiple konduruluvermiş gibi güzel. Girer girmez, sizi içine çekiveren havasıyla, artık siz de o filmin bir parçası gibi hissediyorsunuz kendinizi. Bir köyden çok, eski zamanlardan kopup, gökten günümüze düşmüş bir kara parçası. İzmir’e 110 km. uzaklıktaki Birgi, köftesine vurgun olduğumuz Ödemiş’e bağlı. Nefis görüntüsünün yanında köklü bir tarihe sahip Birgi Köyü, M.Ö. 3000’lerden bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmış.

Haberin Devamı

Taş evleri ve tarihi yapılarıyla da Birgi 2012 yılında da UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listeye girmeyi başarmış. Daracık taş sokaklarında, nefis bir tarihin saklı olduğu Birgi Köyü, oldukça önemli medeniyetlere ev sahipliği yaptığından, ustaların işlediği eski konaklar, medrese, türbe ve camileriyle, gezilecek birçok kültürel tarihi alan bulunduruyor. Çakırağa ve Sandıkoğlu konaklarını gezerken, bir zaman yolculuğuna çıkacaksınız.

Her köşesi fotoğraflık köyün, arka sokaklarında bulunan bazı evlerinin duvarlarında, sanatsal çizimler var. Onları görmeden ve önünde fotoğraf çekilmeden dönmeyin. Köy girişinde güzel bahçeli kahvaltıcılar var. Orada mutlaka sıcak otlu pişi yemelisiniz. Dere kenarında kızartmaya, ekmek banın. El işi tezgahlarından hatıra alışverişi yapın. Çınar altındaki kahvehanelerde çay içip köy meydanını izleyin.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder