Deniz Sarıhanlıoğlu Yeni bir şarkı
HABERİ PAYLAŞ

Sevgili dünlük, her yeni ay, yeni bir şarkı gibi heyecanlandırıyor beni. Zaten yeni olanın yarattığı gerginlik, ne olacak, ne getirip ne götürecek düşüncesi ve bu bilinmezlik hali güzelleştiriyor bence hayatı. Düşünsenize, her şeyi bilsek ne sıkıcı olurdu! Hiç bir şey bilmediğini ya da çok az şey bildiğini kabul etmekse, yaşamaya dair en büyük motivasyonum. Gezeyim, göreyim, geçmişe bakıp günümüzü anlamaya çabalayayım diye düşünmek bile mutlu olmama yetiyor. Amaçsızlık, yolu olmayan köy gibi, sıkışıp kalırsın hayatın içinde. Bu fikirden yola çıkarak da, herkesin koşa koşa plajlara yığıldığı bu sıcak günlerde size en sevdiğim üç müzeyi öneriyorum. Serin serin gezer, uzun masalarda sohbet ederken anlatacak güzel hikayeler biriktirir dönersiniz.

Haberin Devamı

Yeni bir şarkı

BERGAMA MÜZESİ

En çok etkilendiğim müzelerden biri, Bergama Müzesi. Carl Humman ve Alexander Conze yönetiminde 1878 yılında Bergama’da başlayan arkeolojik kazıların sonucunda, 1900-1913 yıllarında akropolde yapılan kazılar sırasında bugünkü Alman Kazı Evi yanında bir depo müzesi yapılmış. Bu depo o dönemde Türkiye’deki iki arkeolojik eser deposundan biri. I. Dünya Savaşı nedeniyle ara verilen Bergama’daki kazılara 1927 yılında Theodor Wiegand başkanlığında yeniden başlanmış. Aynı yıl akropol kazılarına ek olarak Asklepion’da kazıların başlamasıyla birlikte eserler çoğalmış ve yeni bir müze binasına gereksinim duyulmuş. 1932 yılında Bergama’ya gelen Mareşal Fevzi Çakmak konuyla yakından ilgilenmiş ve ziyaretinden sonra yeni bir müze kurulması için emir vermiş. Türk-Alman işbirliği ile gerçekleştirilmesi planlanan yeni yapı için eski bir mezarlık olan bugünkü yeri uygun görülmüş. Mutlaka görmenizi öneririm.

Yeni bir şarkı

ÇEŞME MÜZESİ

Çoğunuz Çeşme’ye gidiyorsunuz ama o güzelim manzaralı müzeyi görmeden dönüyorsunuz, üzülüyorum. Oysa Çeşme’nin görülmeye değer tarihi ve kültürel değerlerden biri de Çeşme Kalesi. Çeşme Kalesi Sultan II. Beyazıt Döneminde 1508 yılında inşa edilmiş. Aydın Valisi Mir Haydar tarafından Mimar Ahmet oğlu Mehmet’e yaptırılmış. Günümüze kadar çok iyi bir şekilde korunarak gelen kale içinde Çeşme Arkeoloji Müzesi yer alıyor. Çeşme Müzesi ilk defa 1965 yılında İstanbul Topkapı Müzesi’nden getirilen silahlarla silah müzesi olarak ziyarete açılmış ve 1984 yılına kadar böyle devam etmiş. Müzede bulunan silahlar salondaki aşırı nemden dolayı oksitlenerek bozulmaya başladığından, İzmir Arkeoloji ve Ödemiş müzelerine devredilmiş. Aynı teşhir salonu düzenlenerek 1964 yılından beri devam eden Ildırı (Erythrai) antik şehrinde yapılan kurtarma kazılardan elde edilen eserler sergileniyor. Pişmiş topraktan yapılmış olan tanrı ve tanrıça heykelleri, büstler, mermer heykeller, gümüş ve bronz sikkeler, altın varak, amphoralar gibi eserler de müzede yer alıyor. Ülkenin en güzel müzelerinden biri.

Haberin Devamı

Yeni bir şarkı

ÖDEMİŞ MÜZESİ

Kuzeyde Bozdağlar ile güneyde Aydın Dağları arasında uzanan Küçük Menderes Nehri’nin suladığı verimli ovada yer alan Ödemiş’te bir müze kurulması fikri 1974 yılında oluşmaya başlamış. Ödemiş Müzesi’nin kuruluş adımı, eski eser koleksiyoneri ve eski belediye başkanlarından Avukat Mutahhar Başoğlu’nun 1976’da arsasını müze yapılmak üzere hazineye bağışlamasıyla atılmış. Müzenin yapımına 1977 yılında başlanmış, inşaat 1983 yılında tamamlanmış. Müze, eser depoları ve laboratuvarların yer aldığı bodrum kat ile, çadır formundan esinlenerek planlanan, sergi salonu ve ofisleri kapsayan giriş katından oluşuyor. Yapım süreci ve öncesinde bölgeye ait eserler İzmir Arkeoloji Müzesi ve Tire Müzesi’nde korunmaya alınmış, toplanan eserler inşaatın tamamlanmasının ardından Ödemiş Müzesi’ne devredilmiş. Ödemiş Müzesi 2013-2015 yıllarındaki kapsamlı bir restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmasının ardından 2015 yılında yeni bir anlayışla ziyarete açılmış. Müzede arkeolojik ve etnografik eserler iki ayrı seksiyon halinde sergileniyor, gezmesi de çok keyifli…

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder