Doç. Dr. Gökçen ErdoğanDeğerine inanmak
HABERİ PAYLAŞ

Medyada ve yeni medyamız olan sosyal medyada yıllardır pek çok insanla temasta bulunuyorum. Sosyal yaşamımın ve mesleki yaşamımın dışında da, hiç görmediğim ve görmeyeceğim sayısız insanın derdine hakimim anlayacağınız. Binlerce soru, bir o kadar da yaşam hikayesi okuyorum. Çoğu zaman yetemiyorum. Bunun için ziyadesiyle üzgünüm. Ancak bir yandan da biliyorum ki gerçek çare, insanın içinde. Aklında, kalbinde, olması gerekeni bulacak olan ve onu uygulayacak olan yine ve daima o şahsi irade. Elbette yolunu bulamayanlar, kaybedenler, bocalayanlar ve yorgunlar için, çok önemsediğim profesyonel yardım gerçeğini atlayamam. İnsan ruhunun da doktoru var. Ama temelde insanın bunu da önce istemesi gerekiyor. Yani ne varsa sizde var.

Haberin Devamı

KADINLARIN EN ÇOK KONUŞTUĞU EN ÇOK SUSTUĞU ŞEY İHANET

Peki bunca soru ve sorun içinde kadınların en çok konuştuğu, tartıştığı ya da en çok sustuğu ne dersiniz; ihanet. İhanete uğrayan, onunla baş edemeyen, gidemeyen ama bir yandan da kalamayan sayısız kadın... Herkesin kendince nedenleri var. Herkes kendince haklı. Yargılamak ne haddime, çabam ancak anlamak için. Çünkü herkes kendi yaşamını yine ancak kendisi bilir. Ama çok sık sorulduğu için buradan da bir pencere açmak istedim kendimce. Ülkemizde, toplumumuzda ihanet normal bir şey değil, hayır. Kadınlar ihanete aldırmıyor falan değiller. Susup oturmaları, tepki gösterseler de kalmaları keyfi değil. Çoğu zaman ekonomik koşulları ve gidecek yerleri olmaması nedeniyle siniyorlar. Mecburen yaralarıyla yaşıyorlar. İşte ekonomik özgürlüğe sahip olmak bu yüzden çok önemli. Aileler, kız çocuklarını ancak kefenle geri alma koşuluyla gelin ediyorlar ve maalesef sıklıkla da öyle oluyor. İşte ailelerin cinsiyet eşitliğine inanmaları ve çocuklarını her koşulda sevip kollamaları bu yüzden gerekli. Nesillerce aktarılan bir mirasa dönüşüyor çaresizlik. Fark ediyorsunuz, değil mi? Pek çok kadın, annesinin kaderini yaşıyor. Pek çok erkek, toplumun ve ailelerin verdiği cesaretten besleniyor. Ama bu böyle olmamalı!

KIZ KARDEŞLERİM NE OLUR GÜÇLENİN

Haberin Devamı

Gerçekten büyük bir pişmanlık ve telafi için gösterilen samimi bir çaba olmadıkça ihanetin yaraları sarılamıyor çoğu zaman. Unuttu zannedilenler, aslında unutmuyor. Bahsi geçen pişmanlık ve çaba da gerçekten nadir zaten. Dolayısıyla pek çok kadın, evliliğine yaralarla ve travmayla devam ediyor. Affedilen ihanet ne oluyor peki? Çoğu zaman tekrarlanıyor. Çünkü bedelini ödemeyenler için hata ve suç zamanla daha da cazip hale geliyor. Suskunluğunuza ve tepkisizliğinize tanıklık edenler, zalimce cüret buluyor. Bunlar yaşanıyor. İnkar edemez hiç kimse. Peki var mı bir önerim? Ahh ben ne diyebilirim... İstiyorum ki bütün kadınlar, kendilerine değer veren insanlarla, iyi koşullarda yaşasın. Ve ihaneti affetmekten yana olduğumu söyleyemem. Ama sizi de anlıyorum kız kardeşlerim, içinde olduğunuz açmazı hissediyorum, görüyorum. Bir yanım da çok iyi biliyor ki ihanet eden siz olsanız asla affedilmezdiniz ve yaşamanıza bile izin verilmezdi kuvvetle muhtemel. Bu cinsiyetçi tavrı, bu ayrımı kesinlikle reddeden bir kadın olarak; her zaman hak ettiğiniz o mutlu ve huzurlu yaşamdan, şeffaf aşklardan ve ilişkilerden yanayım. Ne olur güçlenin. Zayıf anlara hakkınız var, kimseye güç göstermek zorunda değilsiniz. Ama kendinizi güçlü hissetmek ve yaşamınıza sahip çıkmanız için biraz kararlılığa ve cesarete ihtiyacınız var. Eliniz bir iş tutsun isterim en başta. Ve anne babalarınız, kaç yaşınıza gelirseniz gelin anne babanız olduklarını unutmasınlar isterim, onlara gidebilin, desteklerini alabilin, haklarınızı birlikte savunabilin isterim. Affetmek isterseniz de sizin için çabalansın isterim elbet. Hak edilin isterim. Siz de böylesini istemez misiniz?

Haberin Devamı

MUTLU OLMA HAKKINIZDAN VAZGEÇMEYİN

Çektiğiniz acının yok sayıldığı, kırgınlığınıza, kızgınlığınıza hak verilmeyen, itilip kakıldığınız ve bir insan, bir kadın olarak değer görmediğiniz yerlerde yaşamınızı çürütmenizi hiç istemem. Ne olur çareniz var mı bakın. Hemen inanmayın çaresiz olduğunuza. Hemen vazgeçmeyin mutlu olma hakkınızdan. Ve ne olursa olsun yanınızdayım. Kalmak zorunda olduğunuzda da, gitmek için cesaret aradığınızda da. Yaşamınızdan utanmayın ve onu değersiz saymayın sakın. Kendi değerinizi sonsuza dek haykırın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder