Doç. Dr. Gökçen Erdoğan Hoş gelsin!
HABERİ PAYLAŞ

Dün çok güzel bir zamanın başlangıcıydı. Evlerinizden bereket, bolluk ve huzur eksik olmasın. İhtiyaçları görün, çağrıları duyun, isyanları hissedin. Eliniz uzanıyorsa mutlaka yetişin. Ramazan, dininiz ne olursa olsun, dayanışmanın vesilesi olsun. Okullara kitap, çocuklara oyuncak, sofralara bereket olsun, sizinle bizimle olsun! Hayırlı Ramazanlar.

Dün çok güzel bir zamanın başlangıcıydı. Sizinle buradan hayata dair her şeyi konuşabilmeyi, bir ekranın, matbaada dizilmiş harflerin ötesine geçebilmeyi büyük bir fırsat olarak görüyor ve birkaç şey söylemek istiyorum. Bütün dinler, inanışlar iyiliği emreder. Uygulayan ve uygulamayanlar, kötülüğe devşirenler, anlamını çiğneyenler insanlardır. Ve buna karşı duranlar, göğsünde bir isyan yeşertenler, iyilikten vazgeçmeyerek savaşanlar da insanlardır. Biz sizinle iyiliğe, güzelliğe, paylaşmaya, adalete, barışa dair bir isyan yeşerteceğiz; akılla, mantıkla, kalple, vicdanla. Biz dünyanın hepimize yettiğini ve yeteceğini hep bileceğiz. Ramazan bir kez daha, tıpkı olması gerektiği gibi, ışıklarla geldi ışıklarla gidecek. Aydınlığı birlikte büyüteceğiz. Gazze’de ve dünyanın herhangi bir yerinde kendisiyle aynı olmayanların zulmüne maruz kalan her bir halk için dualarla büyüteceğiz. Vurulup düşmeyenler için umut olacağız. Sofradan aç kalkan kalmayana kadar büyüteceğiz o aydınlığı. Çünkü ben insana her şeye rağmen, hâlâ ve daima inanıyorum.

Haberin Devamı

BİR TENCEREYE ET, BİR ÇOCUĞA SÜT BİR KÖPEĞE MAMA, BİR YAŞLIYA NEFES

Mevzubahis ne olursa olsun dayanışmanın gücünü defalarca gördüm, siz de gördünüz biliyorum. Paylaşmanın, sahip olduklarımızı nasıl da büyülü bir şekilde artırdığını, sorumluluğun elbette bize ait olmadığı yerlerde bile bir şeyler yapma çabamızın bizi nasıl büyüttüğünü, tüketmek dururken. Yokluğun ve yoksulluğun pratikten teoriye dönüşeceği o güne dek, varlığımızı bir başkası için de anlamlı kılmanın nasıl bir mücadele olduğunu, biliyorum hep birlikte yaşadık gördük. Biz hep birbirimize uzanan el, yanaşan omuz, sarılan yürek olduk. Bize mi düşmeliydi bu, elbette tartışılır ancak şu an faydası yok. Şu an gücümüz yettiğince odun olacağız bir sobaya, bir tencereye et, bir çocuğa süt, bir köpeğe mama, bir yaşlıya nefes olacağız. Kapılar çalacağız yaşadığımız yerde, selamlar götüreceğiz. İftarlar, sahurlar olacağız şu insan halimizle. Sıcak pideler olacağız. Komşumuz açken tok yatmayacağız. Ziyaretsiz, neşesiz kalanlar olmayacak etrafımızda, birbirimize ‘kimse’ler olacağız.

Haberin Devamı

DİNİNİZ NE OLURSA OLSUN RAMAZAN DAYANIŞMANIN VESİLESİ OLSUN

Ben her Ramazan’ın ilk günü, her bayramın sabahı çok uzaklarda, başka bir dinle, başka bir dille, başka bir inanışla yaşayan birkaç meslektaşımdan güzel dilekler, mesajlar alırım. Bilirim ki mesele neye inandığın değil; inandığın dünyanın nasıl bir yer olduğu. Hayallerindeki yaşamın nasıl bir şey olduğu... İyilikle, güzellikle, barışla, eşitlikle, saygıyla, sevgiyle, paylaşmayla örülü bir dünya düşlüyorsan bir parçası olmak için didiniyorsun yaşamın boyunca. Ben göremem, ben yetişemem demeden; çocuklarına bu düşü bırakmak için uğraşıyorsun. Bizler, hayatları boyunca bunun için uğraşmış insanlar olarak elbette bu düşü nesilden nesile aktaracağız. Ama kalabalıklaşmalıyız. Daha çok insan inanmalı ‘yalnızca insan olmaya’. Evlerinizden bereket, bolluk ve huzur eksik olmasın. Güzel sofralarda, sevdiklerinizle mutlulukla birleşin. İhtiyaçları görün, çağrıları duyun, isyanları hissedin. Eliniz uzanıyorsa mutlaka yetişin. Ramazan, dininiz ne olursa olsun dayanışmanın vesilesi olsun. Okullara kitap, çocuklara oyuncak, sofralara bereket olsun, sizinle bizimle olsun! Hayırlı Ramazanlar. Hâlâ barışa, huzura, adalete inanan herkes için, kalabalıklaşmaya sonsuz umutla...

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder