Gururlan Beşiktaşlı

İlk maçı deplasmanda kazansan da, rövanş daima tedirgin eder. Rakip Dinamo Kiev. Başında da Türk futbolunu en ince ayrıntısına kadar bilen Lucescu var. Üstüne üstlük Amartey ve Masuaku da yok. İkisi olmayınca takımın kimyası da etkileniyor elbet. Yine imdada yetişen Necip var. Kale hariç her yerin jokeri. İlk yarı epey sallıyoruz Dinamo’yu. Muleka’nın iki kafası biri direkten dönen top fileye gitse şıkıdımı çekecek taraftar. Aboubakar ve Gedson ile titretmeye devam ediyoruz. Sakin ve kontrollü bir oyun var Beşiktaş adına. Hücumlar da Ümraniye’de çalışılmış. Paldır-küldür ceza sahasına kesilen orta yok. Şenol hoca kenarda sakin mi, sakin. Popov bir ara yürekleri ağıza getirdi ama onu da atlattı Beşiktaş. Hal böyle olunca devreyi avantajlı kapattılar. Aboubakar ocak ayında geldi, 31 Ağustos’a kadar gol atıyor. Ligde, Avrupa’da, hazırlık maçında, antrenmanda nerede olursa olsun affetmiyor. 8 aydır gol atmadığı takım kalmadı desem yalan olmaz. Ona ayrı bir kitap yazılması lazım. Hatta hayatı film olmalı. Turu öyle bir sağamlaştırdı ki sormayın. Sanıyorum İngilizlerden önce futbol oyununu ve gol nasıl atılır da o bulmuş olsa gerek. Tabii bir de Şenol Güneş, yeni transferlerden fazla verim almadan, yarım takımla müthiş bir başarıya imza attı. Takımın da, hocanın da yolu açık. Bu da böyle biline. Kuralar diyorsunuz değil mi? Kim gelirse gelsin. Burası Beşiktaş. Korkacak olanlar her zaman olduğu gibi rakipleri.