YazarlarKendine iyi bak!
HABERİ PAYLAŞ

Kendine iyi bak!

‘’Kendine iyi bak’’ beni kahkahalarla güldüren bir cümle haline geldi son dönemde. Biz kadınlar kendi aramızda alolaşırken sıkça kullandığımız bir deyimdir. Ağız alışkanlığımı desek.. Gerçekten iyi temennimi desek her neyse. Sonuç olarak üzerimizde hoş bir etki bıraktığı gerçeği. Özellikle oğlumla her birlikte olduğumda ayrılırken ‘’Aman oğlum yemeğini iyi ye, Sigarayı azalt, kendine iyi bak’’ cümlesiyle sonlandırırım konuşmamızı. Oğlumun da ‘’Aman anne hep aynı şeyi söylüyorsun’’ demesine rağmen her seferinde yine aynı sözcükler ağzımdan dökülüverir. Söz verdim kendime bundan sonra kullanmayacağım diye ama biliyorum ki nafile...

Haberin Devamı

Gelelim yine bizim konuya. Biliyorum merakla konuyu nereye bağlayacağımı düşünüyorsunuz. Çevreniz kalabalıksa ve herkesin derdini dinliyorsanız konuların arkası kesilmiyor. Yine bir arkadaşım uzun süren bir ilişkisinden ayrılmış ve çok sinirli. ‘’Bir kahve içebilir miyiz’’ diye beni aradı. Ses tonunu beğenmediğim için hemen kabul ettim belli ki dertleşmeye ihtiyacı var diye düşündüm. Nişantaşı’nın enerjisini seviyorum. Dertli ve üzüntülü günlerinizde kafa dağıtmak için muhteşem. Yarım saat sonra semtin en işlek caddesi Abdi ipekçide bir cafe de kahve içerken dertleşmeye başladık. ‘’Sevdiği adamdan iki saat önce ayrılmış. ‘’Sevgilisi’’ demek istemiyorum çünkü muhteşem bir duygu yoğunluğu içinde bağlandığı bu aşkın kahramanına ‘’sevgili’’ demek olayı ucuza indirgemek gibi olurdu.. Karşımda arkadaşım hüngür hüngür ağlayarak anlatmaya başladı.. Bir sürü klişe şeyler hepimizin bildiği veya az çok tahmin ettiği.. Adamın söylediği en son söz aklıma takıldı. "Kendine iyi bak’’ arkadaşımda en çok buna içerlemiş haklı olarak.. Yani adam sayesinde mi hayatı iyiydi de benden sonra iyi bak temennisinde bulunuyor... Ben kaçış cümlelerinden bayağı nefret etmeye başladım. Sonra düşünüyorum herkese hak vermek istiyorum. Olmuyorsa olmuyor. Zorlamanın bir anlamı da yok. İlişkiyi bitirmek isteyen başka nasıl bir cümle kurması gerekiyor ki. Henüz insanın içini acıtmayan kelimeler icat edilmedi ki. Veya başka bir dilde bunun yumuşatılmış şekli varmı acaba?

Haberin Devamı

İLİŞKİ OYUNLARI

Her şey ne güzel başlıyor. Aslında tüm ilişkiler karşılıklı bir oyundur. Kazanmak için gireriz. Başarımızı oyunun sonu belirler. Oysa dünyada yüzlerce kayıpların arkasında dimdik duran başarılı insanlar vardır ve bir tek alkış bile beklemezler. Ego ön plana çıkınca yarış başlar ve her yarışın bir kazananı vardır. Kaybeden belki ondan daha yeteneklidir. Kim bilebilir başarı bir yarışın ucundadır. Hayatın gizli kahramanlarına ne dersiniz. Kendilerini ortaya atmayı lüzum bile hissetmezler. Sakin ve dingin bir şekilde beklerler. Son noktayı belki de onlar koyar. Aşırı hırs savaşma duygusunu körüklerken bize çok yanlışlıklar yaptırıyor.
Toplumsal ilişkiler bir yana ikili ilişkilerimizin çıkmazlığı karşısında herkes kördüğüm olmuş durumda. Hepimiz beraberliklerimize büyük hayallerle başlıyor, ilişkilerimize büyük anlamlar yüklüyoruz. Ancak bir süre sonra sevdiğimiz insanın üzerindeki yaldızlar dökülmeye, ilişkimizin tepesindeki mutluluk halesi solmaya başlıyor. Peki bu yokuş aşağı süreç işin olası gereken olgusundan mı? başka bir deyişle ilişkilerin sıradanlaşması kadersel bir sonuç mu?

Haberin Devamı

Anladım ki ilişkiler biterken ne tür konuşma yaparsak yapalım, gitmeye hazırlanan taraf karşısındakinin yüreğine bir çizik atıyor istemeden de olsa.
Sonuçda; aşklar bitiyor, dostluklar bitiyor, romanlar bitiyor, filmler bitiyor, sevgiler bitiyor, hayat bitiyor. Kaçınılmaz sona koştururken kim haklı kim haksız diye kafa yormaya değmiyor. Hayat hepimize tabiri caizse okkalı bir kazık atıyor. ‘’son’’ kelimesine ne kadar da yakınız.

Hepimiz kendimize iyi bakalım. Bizden sonrası yok.

Elveda deyince değil, ‘o gözler bana eskisi gibi bakmıyor’ dediğin an bitermiş aşklar.

 

Sıradaki haber yükleniyor...
holder