Yazarlar Paşa gönlüm bilir
HABERİ PAYLAŞ

Paşa gönlüm bilir

Haberin Devamı

Aklımıza toz kondurmayı sevmiyoruz. Her şeyi biz biliyoruz. Kimse bizi karışmasın ve özgürlüğümüzü kafamıza göre yaşayalım istiyoruz. Yargılamak, hele eleştirmek kimin haddine. Egomuzu bir seviyoruz ki sormayın. Tabiri caizse burnumuzdan kıl aldırmıyoruz. Sokaklar dolu kavgalar küfürlerin bini bir para. İnsanoğlunun ayarı ne zaman kaçtı? Biz nasıl bu hale geldik? Düşünmesi ayrı bir dert, düzeltmesi bin bir dert. Saygı kelimesi tedavülden kalktı. Unutalı sanki yıllar oldu. Sahi böyle bir duygu var mıydı? Sorusunun cevabı çok gerilerde. Konuşmak ve tartışmanın bile can sıkıcı durum olduğu dünya hallerindeyiz.
Özlem duymak bile muhteşem bir his. Anımsamak ve hatırlanmak. Her insanın yüreğinin diplerinde kalan onu mutlu edecek bir duygusu olmalı. Hatırlamalı sığınmalı ve kendi kendinle özlem gidermeli. Şimdi anlıyorum geçmişte büyüklerimizi neden bu kadar kendi aralarında eskileri konuşurlardı. Ne askerlik anıları, ne okul yıllarının konuları bitmezdi. Yaşanmışlık içinde biriktirilen güzel şeyler varsa kişi vazgeçemiyor geçmişinden.
Yaşamın anlamı, insanın mutlu olmasında yatar. Mutlu olmak kişiye özgü bir durumdur. Her insanı mutlu eden durumlar farklıdır. Çünkü her birey, etrafındaki nesneleri, olup biten olayları, durumları gerçeğe uygun olduğu gibi değil de kendileri için taşıdıkları anlama göre algılar, yorumlar ve değerlendirir. “Yaşamın anlamı nedir diye” sorulduğunda kişiler buna cevap vermekte zorlanır ya da cevap veremez. Çünkü yaşamın anlamının ne olduğu her zaman sorgulanacak bir şey değildir. Kişi genellikle bir sorunla karşılaştığında bu soru aklına gelir ve kendi kendine sorar...
Dünya değerleri artık değişiyor. Eskiden fedakarlık bir erdemdi. Şimdilerde boşa geçen bir zaman. Uzun vadeli işler artık gereksiz. Amaçlar ve hedeflere kestirme yoldan gitmeyi ilke etmiş durumdayız. Dünya insanına bir haller oldu. İsimlendirme ve tanı koyma telaffuzuna hiç girmek istemiyorum. Nasıl olsa sonu gelmeyecek.
Doksanlı yıllarda sevgili Zerrin Özer’in bir şarkısı geldi aklıma. ‘’Hey benim paşa gönlüm, yılları çürüttün mü? Bunca yıllardan sonra kendini büyüttün mü?’’ ne anlamlı bir cümleydi. Tüm yaptıklarınız ve yaşadıklarınız hiçbir şeye değmiyor. Anlam kazanmaya çalıştıkça anlamsızlığın içinde kayboluyoruz. Dünyanın geldiği son durum tüm mutluluk duygularımız neredeyse elimizden aldı alacak.. Çürük çarık bir evren. Tutunacak bir şey kalmadı..
Her toplum daima bir değişim süreci içerisindedir. Toplumsal yapılar, kurumlar ve ilişkiler sürekli değişmekte olup; bu değişimin hızlı veya yavaş olduğu dönemler bulunmaktadır.
Hayatın gittikçe zorlaşması mı bizi yoruyor? Yoksa bizim yanlışlarımız mı yaşamı garip hale getiriyor. Kim kime göre haklı diye zor bir sorunun cevabını bulmak için gereksiz bir çaba sarf etmeye sinir katsayımız ne kadar dayanır diye matematiksel hesapların içinde kaybolmak istemiyorum. Hep söylediğim halde, galiba insanın başına gelmeden bazı şeylerin algılamasının çözümü zor olabiliyor.
İçimizde kötü bir ben gelişmiş olabilir. Sohbet ettiğimiz kişilerde hemen fark ediliyor. Zaman hızlı bir şekilde geçiyor. Kişiler önce kendini eğitmekle başlayacak. Kendimize nasıl davranırsak, başkaları da bize öyle davranır. Dünyanın düzeni içinde kaybolmak istemiyorsak, doğru iletişim içinde olmak zorundayız.. Hep bizim paşa gönlümüz biliyor da, her zaman doğru bilmiyor maalesef. Aklımızı severken yanlışlarımızı sevmeyelim.
İnsan okuyarak bilir, yaşayarak öğrenir. (Ali Suad)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder