Giriş
AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı yüzde 99 ihtimalle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olacak. Yüzde 1’lik olmama ihtimalinin iki nedeni var: Birincisi, Erdoğan’ın başkanlık modeline geçişi istemesi, ancak şimdiki anayasa ile bunun uygulanmasının mümkün olmaması.
[[HAFTAYA]]
İkincisi, genel başkanlıktan ayrılması durumunda AK Parti’nin yaşayabileceği güç kaybı. Ayrıca bir gerçek daha var: Türkiye siyaseti sürprizlere açıktır. Erdoğan’ın aklında kimseyle paylaşmadığı başka bir oyun planı da olabilir. “Ters köşe yapabiliriz” sözü akıllarda. Bu nedenle partisinin başında kalmayı da tercih edebilir. Bu durumda AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül olacaktır. Cumhurbaşkanı Gül, geçenlerde yaptığı bir açıklamada “Mevcut şartlar çerçevesinde siyasetle ilgili planının olmadığını” ifade etmişti. Buna rağmen bütün senaryolarda Gül’ün varlığı önem kazanıyor. Şöyle anlatayım: Recep Tayyip Erdoğan, Türk siyasetinin son 50 yılının en güçlü isimlerinden. Geçen 13 yıllık sürede sadece AK Parti’de değil, devletin her alanına etkisini ve izini bıraktı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olursa kurduğu partide muazzam bir boşluk oluşacaktır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nde Erdoğan’ın boşluğunu doldurmak sanıldığından daha zordur. Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay’ın çağrı niteliğindeki değerlendirmelerine katılıyorum. Abdullah Gül, partiyi ayakta tutabilecek tek kişi. Gül, uluslararası kuruluşlar ve diplomasi çevrelerinde saygı duyulan, ekonominin gerçeklerini iyi bilen, Türkiye’de sadece mütedeyyinleri değil, laiklik hassasiyeti güçlü kesimleri anlayan bir insan. Türkiye’nin en kavgalı günlerinde bile ılımlı ve uzlaşmacı bir dil kullanarak siyasi geleceğinde nasıl davranacağı hakkında güçlü ipuçları verdi. AK Parti’de adı başbakanlık için geçen başka önemli adaylar da var. Ancak hiçbiri Gül ölçüsünde siyasi güce sahip değil. Her birinin destekçisi olduğu kadar aleyhinde çalışan da var. Siyasetin doğası gereği Erdoğan, belki Gül ile yüzde yüz uyumlu çalışamayacaktır; ancak kurucusu olduğu partinin zayıflamasını ve güç kaybetmesini de istemez. Bu nedenle Çankaya tercihini kesinleştirirse işbirliği yapmak isteyeceği kişi yüzde 99 ihtimalle Gül olacaktır.
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklediği ve sahibi olduğu medya kuruluşlarına bu yönde talimat verdiği yazılıp çiziliyor. Bu, son derece saçma bir iddia. Her Türk vatandaşı gibi elbette Aydın Doğan’ın da kişisel bir siyasi tercihi ve görüşü vardır; ancak hiçbir dönemde Aydın Bey sahibi olduğu kuruluşların kendi görüşleri doğrultusunda yayın yapmasını beklemedi. Ayrıca Aydın Doğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili tek bir açıklama yapmadığına göre kendisinin siyasi eğilimiyle ilgili her türlü değerlendirme spekülatiftir.
