Hakan Çelik Türkiye dış politikada yeni bir sürece girdi
HABERİ PAYLAŞ

Türkiye dış politikada yeni bir sürece girdi

Türkiye bir süredir dış politikada normalleşme adımları atıyor. İlk açılım, Ankara’nın uzun süre ilişkilerinin çok kötü olduğu Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) gelmişti. BAE ve Türkiye, Libya, Suriye, Doğu Akdeniz dâhil pek çok uluslararası konuda ters düşmüş, hatta sahada karşı karşıya gelmişti. Hayli yıpratıcı sürecin ardından iki ülke, anlaşmazlıkları konuşarak çözmek ve yeni bir sayfa açmak üzere görüş birliğine vardı.

Önce BAE Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Ankara’ya geldi, sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BAE’yi ziyaret etti. Mali boyutu da olan anlaşmalara imza atıldı. Ardından Türkiye ile Ermenistan’ın normalleşme adımları başladı. İki ülke heyetleri önce Moskova’da buluştu. Ardından Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan Antalya Diplomasi Forumu vesilesiyle Antalya’ya geldi.

Haberin Devamı

Türklerle Ermenilerin geleceği sadece 24 Nisan tartışmalarıyla sınırlanamayacak kadar önemli. Zaman zaman aksaklıklar olsa da Ankara ve Erivan’da bu iradenin olduğunu görüyorum. Ankara’nın son dönemdeki bir başka proaktif girişimi İsrail konusunda yaşandı. Ankara ve Tel Aviv arasında dış ticaret çok iyi seyrederken siyasi ilişkiler oldukça alt seviyede kalmış, sert açıklamalar ilişkilerin gelişimini engellemişti.

Gerçi İsrail, Mavi Marmara olayından ötürü özür dilemiş ve tazminat ödemeyi kabul etmişti ancak özellikle Filistin ile ilgili tartışmalar nedeniyle Türkiye katı tutumunu değiştirmemişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçmişte oldukça sert sözlerle eleştirdiği İsrail konusunda pragmatik bir çıkış yaparak yaraların sarılmasının yolunu açtı. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile karşılıklı saygı esasına dayalı bir diyalog başlattı.

Nitekim bu havanın sonunda Herzog, resmî bir ziyaret için Türkiye’ye geldi. Çok ağır sorunların yaşandığı Mısır ile de olumlu bir atmosfer var ancak bu hava henüz üst düzey ziyaretlere yansımadı. Bununla beraber Kahire yönetimi, Doğu Akdeniz sorunlarında Ankara’nın hassasiyetlerini dikkate alan bir yaklaşım içinde.

Türkiye dış politikada yeni bir sürece girdi

NORMALLEŞME ÇABASI

Haberin Devamı

Bütün bu yakınlaşma hamleleri içinde en çok dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile verdikleri fotoğraf oldu. Suudi asıllı gazetecinin İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda feci şekilde katledilmesi nedeniyle Türkiye olaydan Suud yönetimini sorumlu tutmuş ve çok kararlı bir tutum almıştı.

Erdoğan, bu konuda uluslararası toplumu ve hukuku harekete geçirmek için de kişisel gayret göstermişti. Buna karşın ABD dâhil dünyanın önde gelen ülkeleri Kaşıkçı olayını kınamakla beraber Riyad yönetimiyle hiçbir zaman köprüleri atmadı.

Hatta ekonomik krizler ve özellikle Ukrayna- Rusya savaşının enerji piyasalarına getirdiği belirsizlik nedeniyle Suudi Arabistan daha da önemli hâle geldi. ABD seçimlerini Joe Biden’ın kazanmasıyla Washington’ın Ortadoğu politikasının değişmesi, İran, Yemen ve Libya ile ilgili gelişmeler, ABD’nin East Med’den desteğini çekmesi, taşları yerinden oynattı. Ekonomik güçlüklerin yaşandığı bir ortamda Türkiye 2023 seçimlerine hazırlanıyor.

Haberin Devamı

Ben, Erdoğan’ın diğer ülkelerle yumuşama adımlarından sonra Muhammed bin Selman ile de görüşmesini, bütün bu saydığım etkenlerin bir araya gelmesine bağlıyorum. Ankara kendisini Katar’a bağımlı olmaktan kurtarıyor. Bölgenin en önemli aktörlerinden biri olan Türkiye, içine kapanma döneminin kayıplarını hızlı şekilde telafi etmek istiyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder