Yeni bakanlar

Ankara’da son zamanlarda ‘Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kabinenin neredeyse yarısını yeni isimlerle değiştirebileceği’ konuşuluyordu. Ancak Erdoğan, değişiklikleri 4 bakanlıkla sınırlı tuttu.

[[HAFTAYA]]

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ görev yaptığı süre içinde çok başarılı oldu. Zaten 10 yıl gibi rekor bir süreyle bakanlık koltuğunda oturması bunun işaretiydi.

Türkiye’de ulaşılamaz gibi görünen kimi sağlık hizmetlerinden hastane altyapısının iyileştirilmesine kadar geniş kitleleri ilgilendiren reformlarda Recep Akdağ’ın imzası var. Evde hasta bakımı ve uçakla transfer, Türkiye ölçeğindeki bir ülkede daha önce hiç tanışmadığımız hizmetlerdi.

Sağlık çalışanlarının, özellikle hekimlerin çok eleştirdiği uygulamalar da vardı; ancak herkesi eşit oranda memnun eden bir politika uygulayabilmek kolay iş değil.

Uzun süreli AK Parti iktidarının sağlık alanında bana göre en başarılı adımlarından biri, obezite ve sigara ile mücadele konusudur. Kapalı mekânlarda sigara yasağı, resmen dumanaltı olmuş Türkiye’nin çehresini değiştirdi. Erdoğan- Akdağ ikilisi ‘dünya çapında örnek’ bir başarı gösterdi. Sağlık Bakanlığı görevine getirilen Mehmet Müezzinoğlu’nun da bu politikaların tavizsiz takipçisi olmasını diliyorum. Partide Erdoğan’a yakın isimlerden biri olan Müezzinoğlu, siyasetteki birikimini bundan sonra bakan olarak yansıtma imkânı bulacak.

*

Kültür ve Turizm Bakanı olan Ömer Çelik, AK Parti’nin en önemli ve çalışkan isimlerinden biridir. Partiye katıldığı günden bu yana ciddi sorumluluklar yüklendi. Erdoğan’ın dünya liderleriyle yaptığı kritik görüşmelerinin çoğunda yer aldı. Ömer Çelik gibi uluslararası ilişkileri iyi takip eden, çok okuyan ve araştıran, genç kuşaktan bir siyasetçinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na getirilmesine sevindim. Başbakan Erdoğan’ın ve pek çok siyasetçinin “Nabi Hocası” artık Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda. Prof. Nabi Avcı saygı duyulan ve sevilen bir siyasetçidir. Çok tartışılan Eğitim Bakanlığı’nda Nabi Avcı gibi yüksek kabul gören bir kişiyle devam edilmesini ‘oluşabilecek yeni sorunlara karşı bir sigorta arayışı olarak’ yorumladım.

Muammer Güler, bundan önceki pozisyonu olan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nda istediklerini tam olarak gerçekleştirme fırsatı bulamamıştı. Demokratikleşmeden güvenlik alanına kadar Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren kritik adımların atıldığı bir dönemde Güler’e, İçişleri Bakanlığı’nda çok önemli bir sorumluluk düşecek.

Muammer Güler, Prof. Dr. Nabi Avcı, Mehmet Müezzinoğlu ve Ömer Çelik’in ortak bir özelliği de Başbakan’ın siyaset vizyonuyla uyumlu politikacılar olmaları. Erdoğan, kamuoyu ilişkileri açısından vitrin niteliğindeki bu alanlara, çok güvendiği ve inandığı isimleri getirerek seçimlerin yaklaştığı dönemde icraatlarıyla başını ağrıtmayacak yol arkadaşlarını belirlemiş oldu.