Giriş
Öfke, şiddet, gerginlik hiç olmadığı kadar gündelik hayatımızın bir parçası haline geldi. Adeta herkes burnundan soluyor son dönemlerde... Bu öfke durumumuz yapılan uluslararası araştırmalarda da iyiden iyiye ön plana çıkmış durumda. ABD merkezli global düzeyde araştırmalar yapan araştırma şirketi Gallup, “Global Emotions” raporunu yayınladı ve dünyanın en sinirli ülkelerini sıraladı. Rapora göre geçen yıl üçüncü sırada olan Lübnan ilk sıraya yerleşirken, Türkiye de ikinci sırada yer aldı. Dünyanın en sinirli ülkeleri sıralamasında Türkiye’yi sırasıyla Ermenistan, Irak, Afganistan, Ürdün, Mali ve Sierra Leone takip etti.
Lübnan’da halkın yüzde 49’u kendisini ‘sinirli’ olarak tanımlarken, bu oran Türkiye’de yüzde 48 oldu. Yani ülkemizin neredeyse yarısı sinirli... Türkiye, 2020 yılında en sinirli altıncı ülke konumundaydı... O yıl en sinirli ülke, yüzde 45’lik oranla Ermenistan olarak belirlenmişti. İkinci sırada yüzde 44 ile Irak yer alırken, üçüncü sıraya yüzde 43 ile İran yerleşmişti. Oysa bu konuyla ilgili birbirinden güzel atasözlerimiz mevcut...
“Öfke ile kalkan zarar ile oturur” veya “Öfkede akıl olmaz” bunlardan sadece ikisi. Öfkenin ne öfkeli insana ne de karşısındakine bir faydası yok. Tam anlamıyla bir “Keskin sirke küpüne zarar” durumu söz konusu. Bu nedenle sakin olmaya, karşılaştığımız zorlukları ve sıkıntıları öfkeyle daha da büyütmek yerine soğukkanlı kalarak çözmeye çalışalım.
Üstelik dünya öfke liginde adı Türkiye ile bir arada anılan ülkelerin ne ekonomileri ne sosyal hayat düzeyleri bizimle kıyaslanabilecek düzeyde bile değil. Kötüyü değil iyiyi görmeye çalışalım. Hayatı kendimize ve çevremizdekilere zehir etmek yerine huzuru baş köşeye koyalım. İnanın bunu başarabilirsek hem biz hem de ülkemiz bundan kazançlı çıkar.
HERKESİN DERDİ BAŞKA
Biz bir yandan öfkeyle mücadele edip diğer yandan enflasyonla uğraşırken dünyanın en mutlu, en gelişmiş, gelir düzeyi en yüksek ve en huzurlu ülkeleri arasında yer alan Norveç, İtalya tatili sırasında can yeleği olmadan sörf yapan Adalet Bakanı Emilie Enger Mehl’i tartışıyor.
Muhalefet partileri, 29 yaşındaki genç adalet bakanının hem Norveç yasalarını çiğnediğini hem de vatandaşlar için kötü bir örnek oluşturduğunu savunuyor. Tartışmaların iyice alevlenmesi üzerine bir açıklama yapmak zorunda kalan Mehl, “Norveç Denizcilik Müdürlüğü’nün yelek zorunluluğu karaya yakın yüzmelerde geçerli değil. Ben her zaman bölgenin kuralları ve yasaklarına uyan bir insanım” dedi. Ne diyelim; Allah başka dert vermesin.
NAZAR DEĞMESİN
Türkiye’nin ihracatı, 2022’nin ilk yedi ayında 2021’in aynı dönemine kıyasla yüzde 19.1 artarak 144 milyar 416 milyon dolara yükseldi. Söz konusu dönemde tarım grubu da 18 milyar 790 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek ocak-temmuz ihracatını gerçekleştirdi. Türkiye’nin tarım ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.4 artarken, toplam ihracattan yüzde 13.0 pay aldı.
Yıllardır, gerekli yatırım ve destek sağlanması halinde, Türk tarımının, tıpkı cumhuriyetimizin ilk yıllarında olduğu gibi büyümenin lokomotifleri arasında yer alacağını söyleyen biri olarak bu durumdan çok memnunum. Üstelik bu başarı, girdi maliyetlerinin ciddi anlamda arttığı ve desteklerin aynı oranda yükselmediği bir dönemde gerçekleşti. Yani daha gidecek çok yolumuz var. Yeter ki tarıma biraz daha fazla ilgi gösterip destekleyelim.
