Kerem Akça ‘Carter’: Koş Lola Koş-Dönüş Yok-Bourne kırması tek plan illüzyonu
HABERİ PAYLAŞ

‘Carter’: Koş Lola Koş-Dönüş Yok-Bourne kırması tek plan illüzyonu

FİLMİN NOTU: 7.5

5 Ağustos’ta Netflix’te başlayan “Carter”, 2022’nin ilk sekiz ayının en iyi Kore filmi. Kore Yeni Dalgası’nın ikinci kuşağının John Woo’su Jung Byung-Gil, yarattığı ‘tek plan illüzyonu’ için bulduğu stilize bilgisayar oyunu estetiği vizyonuyla sersemletiyor. Geriye sarhoş edici koreografiler bırakan benzersiz ve sağlam bir aksiyon filmine imza atıyor.

‘Carter’: Koş Lola Koş-Dönüş Yok-Bourne kırması tek plan illüzyonu

TÜRDE MODEL YARATMAYA OYNUYOR

Jung Byung-Gil “The Villainess”te (2017) ileriye geriye kaldırılan kameranın dans eden tetikçiye eşlik etmesine olanak tanımıştı. Orada da aslında şiddet yüklü tek plan algısı yaratılıyordu. Bu sayede ‘öznel kamera’ deneyi kendine özgü hale gelebilmişti. Güney Kore’nin “Nikita”ya (1990) stilize cevabı gelmişti. Tür sinemasında özgün bir FRP deneyimi yaşatılmıştı.

Haberin Devamı

Ilya Naishuller’in de “Hardcore Henry”deki (2015) tamamı bakış açısından geçen aksiyon filmi düşüncesinin üzerinde bir vizyondu gelen. Orada bir yerden sonra kafa şişiren bir yaklaşım vardı. Bu durum aslında bambaşka bir koreografi yaratarak türde model yaratma arzusunu devreye sokmaya yarıyordu.

‘Carter’: Koş Lola Koş-Dönüş Yok-Bourne kırması tek plan illüzyonu

BİLGİSAYAR OYUNU ESTETİĞİNE SINIF ATLATMA

“Carter”da yönetmen kaldığı yerden alıyor. Orada bir tetikçi vardı. Burada ise pandemiden iki ay sonra belleğini yitirmiş, amneziden çeken bir karakterin üzerinden ‘kafada bir cihazla canlanan bir görev’ var. Bu damardan tür dehlizlerine deneysel giriş gerçekleşiyor. Film bir otobüs yolculuğunda “Geçmişi Olmayan Adam” (“The Bourne Identity”, 2002) gibi başlıyor. Oradan kaydırılarak ise sanki ikinci level’a atlama gerçekleşiyor. Bu sayede bizim izlediklerimiz fazlasıyla mest edici bir şiddet yüklü kaydırmalı uzun plan vizyonu getiriyor.

Gaspar Noé “Dönüş Yok”ta (“Irréversible”, 2002) kaydırmalı plan sekanslarla hikaye kurgusunu tersine çevirmişti. Burada sanki onunla bilgisayar oyunu estetiğinde başyapıta dönüşen “Koş Lola Koş” (“Run Lola Run”, 1998) arası bir dokunuş görüyoruz. Araya etap araları da girebiliyor. Bu sayede şiddetin vizyonu bize doğrudan anlamlı bir şekilde sıçrayabiliyor. Kamera öylesine ahenkli bir şekilde planlanmış ki onunla gidip gelenlerin, oyuncuların ve teknik donanımın müthiş bir koreografi bilinciyle sarıldığını görüyoruz.

Haberin Devamı

‘Carter’: Koş Lola Koş-Dönüş Yok-Bourne kırması tek plan illüzyonu

DETAYCI BİR SİNEMATOGRAFİ-GÖRSEL EFEKTİ BİRLİKTELİĞİ

Aslında “Dönüş Yok”-“Koş Lola Koş”-‘Bourne’ kırması bir illüzyon izler gibi oluyoruz. Bu duruma helikopter de, otobüs de, tek mekan da, asfaltlı yol da eklenebiliyor. Lineer akan aksiyon filminin kılcal damarlarından bir oraya bir buraya giderek aslında kurtulma arzusu gerçekleşiyor. Bu sayede bize tesir edenler ise yüzde yüz oranda aslında büyük bir emek oluyor!

İşin doğrusu olup bitenlerin tezahürü ucuz bir video oyunu yanılsaması olmuyor, aksine kendi kendine debelenen bir sinematografi-görsel efekt birlikteliği deneyine tanıklık ediyoruz! “Kingsman” (2014) heyecanı yaratma var tabii ki. Ama esasen ülkenin “Bugün Aslında Dündü”sü (“Groundhog Day”, 1993) “Bir Gün” (“Ha-Roo”, 2017) ile kardeşlik ilişkisi kuruluyor.

‘Carter’: Koş Lola Koş-Dönüş Yok-Bourne kırması tek plan illüzyonu

KORE SİNEMASININ JOHN WOO’SU OLMAYA OYNUYOR

Kore sinemasında John Woo olmaya çalışan bir yönetmen var mıdır bilinmez. Ama genel anlamda Byung-Gil’in onun 2. Hong Kong Yeni Dalgası’ndaki işlevini Kore Yeni Dalgası’nın ikinci kuşağında hissettirdiği söylenebilir. Bu sayede de bize onun Pekin operası algısından beslenen bir komşu ülke refleksi çıkıyor.

Haberin Devamı

O kadar öldürücü bir kamera kullanımı var ki burada, ‘Carter’la ister istemez özdeşleşiyoruz. Onun evrenine giriyoruz. Bu yanılsamadan ya da kafa halinden çıkmak da istemeyebiliyoruz. “Akıl Defteri” (“Memento”, 2000) da bağlantı kurulan filmler arasına ekleniyor buradaki melez uzun metraj deneyimi. Woo gibi stilize bir dünya yaratırken yenilikçi olmak da burada ciddi bir vizyon esasen.

‘Carter’: Koş Lola Koş-Dönüş Yok-Bourne kırması tek plan illüzyonu

SARHOŞ EDİCİ BİR TEK PLAN İLLÜZYONU

Sürekli bir stilize koreografiye (genelde dövüş eğilimli) kafa yorarken ciddi bir uzun plan algısının canlanması da aslında “Dönüş Yok”tan kaynaklanan bir vizyon getiriyor. Şiddet olgusu oradan alınıyor. Byung-Gil, mizahla işi olmamasıyla bazen bu anlamda fazla serbest hareket edip kontrolden çıkan yönetmenler için ders niteliğinde bir esere imza atıyor. Melezliği seçmeden teknik açıdan detaycı sinemasını ve dans niyetine canlanan melankolik koreografisini bize hissettiriyor.

Bu sayede sarhoş edici tek plan illüzyonu daha da manidar hale geliyor. Hayran bırakıyor. Koreografilerle sersemletiyor. Aynı zamanda da toplumsal şiddete dair bir şeyler söyleme şansı da buluyor. Çıplaklık da kan da çok dozunda kullanılıyor burada. Elbette stilize aksiyondan zaman bulabildiğinde! Adeta melankolik ve şiddet yüklü bir dans koreografisi deneyimliyoruz. Ülkemizden ise Derviş Zaim’in zirvelerinden “Nokta”yla (2008) bağlantı kuruluyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder