Mehmet Coşkundeniz Hiç ayrılmadığın biriyle çıktın mı?
HABERİ PAYLAŞ

Hiç ayrılmadığın biriyle çıktın mı?

Sonu belli olan bir ilişkiye baştan girer misiniz? Ya da şöyle sorayım; ayrılacağınızı bile bile bir ilişkiye başlar mısınız? Zeynep, Murat’a işte böyle bir şart koşmuştu. Birbirlerine aşıklardı ama Zeynep ilişkilerinin sadece üç ay süreceğini ve bu süre bittiğinde gideceğini söylüyordu. “Neden?” diye sordu Murat, “Neden devam edemiyoruz?” “Çünkü benim için aşktan daha önemli şeyler var Murat. Ben bir düzene alıştığımda kopamıyorum. O düzen sona erdiğinde de toparlanamıyorum. Öyle ya da böyle, bir gün ayrılacağız ve ben o an çok kötü olacağım. İşim, gücüm, ailem her şey darmadağın olacak. Bunu yaşamak istemiyorum.” “Nereden biliyorsun ayrılacağımızı?” “Sana bir filmde duyduğum cümleyle cevap vereyim. Sen hiç ayrılmadığın biriyle çıktın mı Murat?”

Haberin Devamı

Hiç ayrılmadığın biriyle çıktın mı

DAHA BAŞTAN BELLİYDİ

Hiç kimse ayrılma ihtimalini düşünerek bir ilişkiye başlamazdı kuşkusuz ama çoğu biterdi. Şimdi ilk kez ayrılma ihtimali daha baştan belli olan bir ilişkiyi kabul edip etmeme ikileminde kalmıştı. Murat beni aradı, olanları anlatıp “Ne yapmalıyım?” diye sordu. “Mutluluk” dedim, “Ayrıntılarda gizlidir. İnsan hayatında kesintisiz mutluluk yoktur. ‘Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar’ cümlesi sadece masalların sonunda söylenir.

Her anını mutlu geçiremez insan ama mutsuz da geçiremez. Bütün mesele, mutlu olduğun anların farkında olmanla ilgili.” “Şu an mutlu musun?” diye sordum Murat’a. “Onunlayken evet. Ama bir yandan da üç ay sonra ayrılacağımız aklıma geldikçe mutsuz oluyorum” cevabını verdi. “Zeynep’le ilk göz göze geldiğin anı düşün” dedim, “Ya da ilk el ele tutuştuğunuz, ilk öpüştüğünüz anı...

Tüm o anların mutluluğunu sana başka ne verebilir? Yanında olduğunda hissettiğin huzuru başka ne hissettirebilir sana? Bugün için seni mutlu eden en önemli şey onun varlığıysa, bu mutluluğu reddetmeyi doğru buluyor musun?” “Ama o reddedebiliyor” diye cevap verdi, “Benimle aynı duyguları yaşamasına rağmen ayrılmayı göze alabiliyor...”

“Kendine bir koruma kalkanı oluşturuyor belki de. Üç aylık bir süre koyarak yaşayabileceği düş kırıklığının önünü almaya çalışıyor. Belli ki Zeynep yaşadığı acı dolu ilişkilerin ardından böyle bir savunma mekanizması oluşturmuş. Oysa hislerinin sözlerini yansıtmadığını düşünüyorum. Bunu söylüyor olsa da onun da içinde ilişkinizin sürebilme ihtimaline dair umut var.” “O zaman nasıl bu kadar kesin konuşabiliyor doktor? Benim ayrılacağız diye uykularım kaçıyor. Ayrıca onun davranışını çok bencilce buluyorum. Kendi acısına karşı önlem aldığını söylüyor ama benim çekeceğim acı konusunda asla empati yapmıyor.”

Haberin Devamı

“Aslında sana seçenek sunuyor. ‘Acı çekeceğini düşünüyorsan girme bu ilişkiye’ diyor. Bu durumda bencil diyemeyiz ki ona... Ayrıca sen yarın ona ‘Ben böyle devam edemeyeceğim’ dediğinde hiç acı çekmeyeceğini mi düşünüyorsun? Elbette çekecek ama kendini, ‘Ben haklı çıktım’ diye avutacak.” Birkaç saniye sustu Murat, sonra “Aklımı karıştırdın” dedi, “Yani o aslında bu ilişkinin bitmesini istemiyor ama bitebilme ihtimaline karşı bir savunma mekanizmasıyla mı hareket ediyor?”

AKIŞINA BIRAKMAK

Haberin Devamı

“Evet, böyle söyleyebiliriz. Ancak şimdi ortaya yeni bir durum çıktı. Senin bu durumun farkında olduğunu bilmemesi gerekiyor. Bu onun küçük bir sırrı. Bildiğini ona fark ettirirsen uyguladığı şeyin işe yaramadığını anlayacak ve senden uzaklaşacak.” “Doktor, ne yapacağım o zaman?” “Sen bu üç ayı hiç bitmeyecekmiş gibi yaşayacaksın. Sanki uzun yıllar devam edecekmiş gibi davranacaksın. Kendini kısıtlama.

Duyguların sana hangi yolu gösteriyorsa o yolu tercih et. Akışına bırak. Senin bu rahatlığın onu da rahatlatacak. Böylece bir süre sonra o da kendini akışa bırakacak. Bir de bakmışsınız ki üç ay geçmiş ama kimse ayrılık konuşması yapmıyor.” “Diyelim ki her şey söylediğin gibi olacak. Ama ya tam tersi olursa? Ya her şeye rağmen zamanı gelince ‘Ben gidiyorum’ derse?” “O da senin bu ilişki için göze alabileceğin risk olsun. Belki pişman olacaksın ama asıl pişmanlık yaşanmayan şeyler için duyulacak pişmanlıktır. Şöyle düşün, yaşadın ve acıyla bitti.

Elbet bunu atlatırsın. Ama yaşamazsan, aklında her zaman bir soru olacak. Ve bu sorunun cevabını hayatının sonuna kadar bulamayacakın.” Telefonu kapattı Murat. Birkaç dakika sonra Zeynep’i arayacağından emindim. Çünkü aşk varsa, başka her şeyin hükmünün silineceğini biliyorum. Sonunda acı da sızı da, özlem de olsa aşk kazanır her zaman. Sezen Aksu da ‘Dört Günlük Bir Şey’ şarkısında öyle demiyor mu? “Dört kısa günden bana Bir garip sızı kaldı Bir de deli özlemin.”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder