Giriş
Sofralar yüzyıllardır insanları bir araya getiriyor. Keder ve neşenin paylaşıldığı, zaman zaman siyasetin, çözümsüz konuların bile yumuşatıldığı en özel alanlar… Tarihteki ilk sofralar, M.Ö. 3000-2350 tarihleri arasında Sümer Tanrıçası İnanna'ya adanmak üzere hazırlanan tereyağlı keklere dayanıyor. M.Ö. 1700-1046 yılları arasında Çin'deki Shang Hanedanlığı’nda görülen bronz kaplar var. Ölmüş atalarına şarap, çorba ve taze meyve ikram edildiğini gösteren tarihsel veriler, ziyafet sofralarının binlerce yıl öncesinde kurulduğunun ve bu ritüelin insanlık kadar eskilere dayandığının ilk kanıtları.
TANRISAL BİR MEYVE: İNCİR
Çok sayıda ülkede, farklı dinlerde pek çok hikayeye, inanışa konu olan incir ağacı, hem tarihe tanıklık etmiş hem de tarihin biçimlenmesine destek olan hikayelerin bir parçası olmuştur. Yeryüzünde 750'den fazla incir türü olduğu söyleniyor. İncir, eylül ayının en sevilenidir. Her dinde kendinden söz ettirmiş, kralların, kraliçelerin meyvesi olmuş incir sadece tatlı ve lezzetli değil, vitamin, mineral ve lifle dolu bir meyvedir. Tarihe baktığımızda bu ağacın sadece meyvesi değil, kabuğu, yaprakları, kökleri ve reçinesi ilaç olarak kullanılmıştır.
İncir ağacının kökleri çok güçlüdür ve yayılma eğilimi yüksektir. Bir evin yanına dikilirse evin temeline zarar vereceğine dair görüşler vardır. Bu da eskilerin “Ocağıma incir ağacı diktin” deyimini kullanmasına neden olmuştur. İncir ağacının yaprağı ve meyvesi kutsal olarak kabul edilmiştir.
İncir, kimi kaynaklara göre ilk kez Mısır’da yetiştirilmiştir. Bazı kaynaklara göre ise vatanı Akdeniz, Anadolu ve Orta Doğu’ya dek uzanır. İncir ağaçları dişi ve erkek olarak ikiye ayrılır. Dişi ağaçların meyvesi bol, iri ve lezzetli, erkek ağaçların meyvesi daha küçük ve az miktarda oluyor. Erkekler sadece tozlaşma için gerekiyor. Genellikle üretimde dişi ağaçların arasına bir tane erkek ağaç dikiliyor.
Belli başlı incir çeşitleri:
Sarı lop: Özellikle Ege Bölgesi’nde yetiştiriliyor. Türkiye incir üretiminin yüzde 90’ına yakınını oluşturan ve kurutmaya en uygun incirdir.
Sarı zeybek: Ege Bölgesi’nde yetişen, kurutmalık olarak kullanılan bir incir türüdür.
Bursa siyahı: Morumsu rengi olan bir incir cinsidir. İri ve yuvarlaktır.
Göklop: Yeşile yakın bir sarı renge sahiptir. Kabuğu kalın bir sofralıktır.
Bardakçı/Bardacık inciri: Sarımsı ince kabuklu, lezzetli ve tatlı incir cinsleri arasındadır.
Akça incir: Hem sofralık hem de kurutmalık olarak kullanılır. Hoş kokulu ve ince kabukludur.
Sultan Selim inciri: Mora yakın ve kalın bir kabuğu olan incir cinsidir. Lezzetli ve etli bir incir çeşididir. İstanbul ve Marmara’da yetişir.
‘HAYATSIZ KADIN AYŞE’NİN BAŞARISI
Sevgili dostlarım, biz şefler yaptığımız yemeklerin hayata anlam ve değer katması için insana, hayata dokunmaya çalışıyoruz. Ancak bazı restoranlar var ki kuruluşunun hikayesi, hizmet ettiği şeye kattığı değer paha biçilmez. Hayata Sarıl, tam bu restoranlardan biri. Geçmişi geleceğe; farkındalıkla, iyilikle, umutla bağlamayı başaran nadir insan Ayşe Tükrükçü, şimdi aldığı ödülle gündemde. ‘Hayatsız Kadın Ayşe’ kitabı bugüne kadar beş baskı yaptı. Tüm geliri hayatsız kadınlara ve onların çocuklarına adanan bu kitap ile Ayşe Tükrükçü; ‘Yaşayan Roman Kahramanı’ ödülüne layık görüldü. Başta Ayşe Hanım olmak üzere tüm hayata sarıl ekibini, gönüllülerini ve destekçilerini kutluyorum.
İncir Dolması
Malzemeler (Beş porsiyon)
- 10 adet kuru incir
- İki su bardağı su
- 100 gr. bal
- İki adet karanfil
- 250 gr. toz fındık
- Bir kahve kaşığı tarçın
- 100 gr. manda kaymağı
Yapılışı:
Ilık suda bekletin ve yumuşamış incirlerin sap kısımlarını kesin. Bir tencereye iki bardak suyu, balı ve karanfilleri ilave edip kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra incirleri de ekleyin, yaklaşık 20 dakika daha kaynatıp ağdalı bir kıvam almasını sağlayın. Daha sonra incirleri çıkarıp bir tepsiye dizin ve soğumaya bırakın. Bir kap içine toz fındığı, tarçını ve kaymağı ilave edip iyice karıştırın. Hazırladığınız iç dolgusunu sıkma torbasına alın. Soğuyan incirleri sap kısmından bıçak yardımıyla açıp içlerini dolguyla doldurun. Kaymağına değmeyecek şekilde, tencerede kalan şerbetten tatlıların üzerine dökün ve servis edin.
