Giriş
“Seksenler” (TRT 1) dizisine emekli asker rolüyle katılan Atilla Arcan ciddi bir özlem faslına da son vermiş oldu. Seksenli/ doksanlı yılların TV fenomenlerinden olan usta komedyeni hakikaten özlemiştik... Büyük usta dün gece ekrandan sevdiklerine el ederken, canlandırdığı muzip ama disiplinli karakterle yine ruhsal iç çatışmayı resmetti. Karakteri dizide tutacaktır...
O değil de bir de müjdem var. “Seksenler” dizisi çeşitli bölümlerde ekrana getirdiği o yılların popüler müziklerini bizzat oyuncuların seslendirdiği bir albümde topluyor... Yani Pastacı Sami’den Ergun Plak’a kadar bu albümde her sesi bulacağız. Ne denir ki; yakın çağ uzmanı olan yapımcı Birol Güven aynı zamanda pazarlama konusundaki dehasını da sıklıkla konuşturuyor!
PLAKANIZ SİZİ ELE VERİYOR!
Dönem dizilerinin yakayı ele verdiği en önemli açıkları araba plakalarında gizli. Yani sanırım mevcut birkaç yakın dönem hikayesinin hepsinde bir şekilde plaka yanlışı yapılıyor... Mesela “Karadayı” (atv) dizisi önceki gün 70’li yıllara üç harf haneli bir araba plakası koydu. Oysa üç harf uygulaması seksenli yılların ortasında araç sayısının çoğalmasıyla başlatılmıştı... O değil de bu üç harfin dışında önemli bir ayrıntı vardı ki sanırım herkesin gözünden kaçtı. TR yani ülkenin logosu o yıllarda plaka üzerinde mavi şeritle belirtilmiyordu. O da iki binli yıllarla başlayan yeni bir uygulamaydı kısacası... Peki, bu ayrıntı bütünün güzelliğini bozar mı? Hayır ama dikkate davet eder. Malum sinek de küçüktür...
[[HAFTAYA]]
Yemek deyince Show TV!
Vahe Kılıçarslan Show TV’de hafta sonunun fenomen programını yapıyor. “Vahe’nin Sofrası” izleyici gruplarında ilk on basamağı gören ender Show TV işlerinden... İzleyici çalışkanlığa bir şekilde prim veriyor. Karşısında istikrarlı giden şeyleri aynı istikrarla izlemeye başlıyor... Vahe’yi başarılı kılan tek başına çok çalışması değil elbette. İzleyici kodlarını iyi okuyan Vahe, programı sürekli hareketli kılarak ekran karşısında uyuşma duygusunu da bloke ediyor. Dilerim kanal elindeki bu hazinenin farkındadır...
Neyse. Bu arada Show TV’de yeni bir yemek yarışması da başlıyor. “Bence Benim Annem” isimli İngiliz formatını yerlileştiren kanal, annelerin el lezzetini yarıştıracak... Kanalın diziden çok format kanalı haline gelmesi de hayırlı bir iş. Şimdi kaybediyor gibi görünse de orta-kısa vadede Show TV’nin yüzü çok gülecek; benden söylemesi...
Ya Ahmet Kaya olmasaydı?
“O Ses Türkiye”de (Star TV) her hafta bir jüri üyesi ertesi gün en çok konuşulanlar arasına giriyor. Ben uzun bir süredir Hadise’nin kendisiyle oynamasına takıntılıyım... Öncelikle takma kirpikleri neredeyse yarışmacıların düello yaptığı ringin ebadına geldi. Önceki akşam saçları bir ilginçti. Verdiği kilolar ise herkesin dilinde. Bu kadar abartılı bir değişim şart mı, bilemem. Ama ekran önünde olunca mavrası yapılıyor. Neyse... Bir de aklımda şu soru var. Acaba merhum Ahmet Kaya olmasaydı bu ses yarışmaları kime tutunacaktı? Özgün ses diye nitelediğimiz yarışmacıların seslerinin tınısı bire bir mevcut başka bir sanatçının kopyası gibi... O hattan gelen iftihar duygusu yarışana mı, benzetilene mi; insan kestiremiyor...
Krem’i yanlış yere sürmek!
“Krem” (atv) dizisi yayından kaldırılıyor. Ama dizinin finali sosyal medyada duyurulduğu gibi bu hafta değil, gelecek hafta yapılacak... Bildiğim kadarıyla yapımcı şirket ikinci 13 bölümün çekimine başlandığından bu yana kanaldan ödeme alamıyor... Bunun üzerine bir de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in “örnek aile projesini” uygulayan ilk dizi olmasına rağmen içeriden destek de bulamayışını ekleyince mesele ortada... “Krem”, yeni yayın saatiyle izleyicisini şaşırtayım diyen yayın planlamacılarının eliyle yuvarlanıp giden iyi bir fantastik deneme olarak hafızalarda kalacak. Katlinden kendisi sorumlu değil yani. Eh, bu da bir şeydir, geçmişler ola!
OCAK ATEŞ İÇİNDE!
Kara Ocak bir türlü bitemedi. Efkarımızı içimize biriktiren bir ölüm haberi daha canımızı acıttı... Ferdi Özbeğen ağabeyimizi yitirdiğimizi duyduğumuz andan itibaren piyanoların yetim kaldığını düşünüyorum kendi adıma. Artık bir nota hep eksik olacaktır; nurlar içinde uyu Ferdi ağabey... Bir de aynı gün gelen bir başka kayba yürek yandı. Yıllarca birlikte çalıştığımız TV dünyasının en iyi teknik adamlarından İbrahim Tolu aramızdan ayrıldı... İbrahim’i çok genç yaşta, Ferdi ağabey ile aynı hastalık eliyle yitirdik. Allah rahmet eylesin... Dilerim şu Ocak ayı daha fazla ocağa acı düşürmeden çekip gider hayatımızdan. Hakikaten hüznü kış ortasına taşıdı!
