Murat Çelik

03 Mayıs 2024, Cuma 07:00

TTB'de seçim yaklaşıyor

Türk Tabipleri Birliği’nde (TTB) Şebnem Korur Fincancı dönemi gelecek ay sona eriyor. TTB’nin yeni başkan ve yönetimi haziran ayı içinde yapılacak büyük kongrede belirlenecek. Son dört yıldır, zaman zaman sert tartışmaların tarafı, bazen de açıklamalarıyla tepkilerin hedefi olan Dr. Fincancı, görev süresini tamamlıyor. TTB’de başkanlar iki yıllığına seçiliyor ve koltukta en fazla iki dönem kalabiliyor.

*

Birlik, ülke genelindeki tabip odalarından oluşuyor. Birçok ilde tabip odalarının genel kurulları yapıldı. Kalanlar önümüzdeki günlerde tamamlanacak. İstanbul ve Ankara tabip odaları, üye ve delege sayılarının fazla olması itibarıyla sürecin belirleyici adresleri. Bu iki ildeki tabip odası genel kurulları bu hafta sonu, 5 Mayıs Pazar günü yapılacak.

*

Dört listenin yarışacağı İstanbul’da Demokratik Katılım Grubu seçime iddialı giriyor. “Çağdaş, laik, demokratik bir ülkede bilimin ışığında iyi hekimlik” sloganıyla İstanbul Tabip Odası’nı yönetmeye talip olan grubun başında Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu var. Grup, Türkiye’de sağlık sektöründeki mevcut duruma dair kapsamlı tespitlere yer verilen bir program hazırladı ve sorunlara somut çözüm önerilerini sıralayıp internet üzerinden yayınladı.

*

İstanbul’daki Demokratik Katılım Grubu, Ankara Tabip Odası yönetimine aday olan Çağdaş Hekimler Grubu ile birlikte hareket ediyor. Başkentte yarışacak iki listeden biri olan Çağdaş Hekimler’de Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ve Op. Dr. Bayazıt İlhan gibi isimler yer alıyor. Çağdaş Hekimler Grubu da pazar günkü seçime “Çağdaş, demokratik, laik, katılımcı bir tabip odası için” sloganıyla giriyor.

Çağdaş Hekimler Grubu’nun seçim öncesi verdiği mesajlardan ikisini aktarayım.

30 Nisan 2024, Salı 07:00

Neden hasta oluyoruz? Nasıl korunacağız?

Yine çok sayıda insanın hasta olduğu bir dönem yaşıyoruz. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, geçen hafta ‘atipik zatürre’nin yaygın olduğunu açıklamıştı. 23 Nisan 2024 Salı günü bu köşede (https://www.posta.com.tr/ yazarlar/murat-celik/atipik-zaturrealarmi- 2713194) Prof. Dr. Şenol’un şu sözlerine yer vermiştim: “Son zamanlarda bir de ‘Adenovirüs’ tespitimizde artış var. Yüksek ateş, boğaz ağrısı, boğaz iltihabı, konjonktivit yani göz iltihabı ile seyreden bir viral infeksiyon. Bazen uzamış tablolara yol açıyor. Bunların yanında bir de ‘atipik zatürre’ dediğimiz, bildiğimiz zatürre gibi tipik bulguların, yani nefes almakla batıcı ağrı, balgam gibi bulguların olmadığı; onun yerine yüksek ateş, ishal, boğaz ağrısı, kırıklık gibi gribal bulgular ya da COVID-19 benzeri bulgular gördüğümüz bir hastalık var.”

NEDEN HASTA OLUYORUZ?

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’a bu kez ‘hastalık gündemimiz’in nedenlerini ve çözüm yollarını sordum. 

Hocam, biz çevremizde son dönemde yine çok hasta insan görüyor ya da duyuyoruz. Mevcut durumu, siz enfeksiyon hastalıkları çalışan bilim insanları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Normal sınırlar dahilinde miyiz, sıra dışı bir durum ya da bu yönde bir risk var mı? Toplu yaşam alanları, başta okullar ve toplu taşıma olmak üzere, bulaşıcı hastalıklar için çok elverişli ortamlar oluşturuyor. Havalandırma, el yıkama alanları gibi hiçbir çevresel önlem alınmıyor. Hasta olanları gündüz işe, gece acil servislere gitmeye zorlayan sistemsizlik ise hem bireysel hem toplumsal kırılganlığımızı artırıyor. Başta antibiyotikler olmak üzere çok fazla ve gereksiz ilaç kullanılıyor. Stres, uykusuzluk gibi olumsuz faktörler çok yaygın. Koruyucu hekimlik terk edildi ve en mühimi, iyi yaşam kuralları dediğimiz; uyku, neşe, aşılanmak, egzersiz, sağlıklı beslenmeye uyabilen, koşulları bunları yapmaya, erişmeye elverişli nüfus az. Evlerde birkaç kuşak bir arada yaşanması da yayılımı kolaylaştırıyor. Vaktimizi geçirebileceğimiz açık alanlar da yok denecek kadar az.

NASIL KORUNABiLiRiZ?

Son olarak klasik soru... Maske, mesafe ve hijyen üçlüsü dışında hastalıklardan korunmak için yapabileceğimiz bir şey var mı?

26 Nisan 2024, Cuma 07:00

Kaçak işçi kaçak içki

“Son bir buçuk-iki senede, başta işçilik (personel) olmak üzere işletme ve ürün maliyetleri inanılmaz seviyede arttı. Yemeiçme sektöründe işini layıkıyla ve dürüstçe yapanlar olarak çok zor bir dönem yaşıyoruz. Birçok işletmenin bu maliyetlere dayanması mümkün değil. Ayakta kalmak için ya bizim gibi öz sermayeniz güçlü olacak ve kârdan feragat edeceksiniz ya da piyasanın bir kısmının yaptığı gibi yasa ve etik dışı yollara sapacaksınız. Durum maalesef bu.”

Ankara’da yıllardır restoran işletmeciliği yapan Veysel Karani Yalçın gelinen noktayı böyle özetliyor.

AFİTAP VE BENZERLERİ

Yalçın, başkentte son yılların en gözde restoranlarından biri olan Afitap’ın ortaklarından. Afitap’ın Ankara’da üç şubesi var. Üçünde de rezervasyonsuz masa bulmak pek kolay değil. Hele hafta sonları neredeyse mümkün değil. Bu durumun sırrını “Kalite, lezzet, fiyat politikasındaki denklemi doğru yakalayıp ödünsüz devam ettirmek” olarak özetleyen Yalçın ile piyasayı konuştuk.

* Biz kaliteli ve güçlü bir markayız. Sektörümüzde Ankara’nın sayılı firmalarından biriyiz. Girdi maliyetlerindeki anormal artışlara rağmen ne gramajı düşürdük, yani ne porsiyonları küçülttük ne de müşteriyi orantısız bir zamla karşı karşıya bıraktık. Bunu, kâr marjımızdan feragat ederek ve kazandığımızı yeni stoklara yönlendirerek yapıyoruz.

* Maliyet artışlarını işletme kârından sübvanse ediyoruz. Öz sermayemiz güçlü olduğu için Afitap olarak biz bunu başarabiliyoruz. Bizim gibi sayılı marka var ama piyasanın genelinde durum hiç iç açıcı değil maalesef.

MALİYETLER ARTIYOR

23 Nisan 2024, Salı 07:00

Atipik zatürre alarmı

Kiminde sadece birkaç saat içinde ortaya çıkan ve 48-72 saat süren inatçı yüksek ateş, şiddetli baş, kas ve eklem ağrıları… Kimindeyse bunların yanında mide bulantısı, öksürük ve/veya ishal. Son haftalarda benzer vakaları sık duyar olunca, konuyu uzmanına sordum. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’a... Esin Hoca harika bir özet yaptı. Başlık başlık aktarıyorum.

KIŞ NASIL GEÇTİ?

Bu kışı ardışık ya da uzayıp bir türlü iyileşmeyen gribal tablolarla geçirdik. Hatırlarsınız, sosyal medya ve tıp dışı çevrelerde ‘kombo’ ya da ‘kokteyl’ virüs gibi tanımlamalar yapılmıştı. Ateş, halsizlik, kırıklıkla seyreden, yüksek ateşin 3-5 gün, halsizliğin ve öksürüğün ise günler, haftalar bazen de aylarca sürdüğü solunum yolu infeksiyonlarıyla…

Dünyada hâlâ veri toplayan ülkelerin verilerine göre; COVID-19’un yeni varyantı, nisan başına kadar yüksek düzeyde dolaşımdaydı ve kırılgan/yaşlı kişilerde ölümlere yol açıyordu.

SON HABERLER

Ama COVID-19, son 2-3 haftadır, pandemi başladığından beri en düşük düzeyinde seyrederken, İngiltere son bir haftadır artış olduğunu bildiriyor. Yakın komşumuz Suriye de nisanın ilk haftasından itibaren COVID-19 ve ilişkili ölümlerin arttığı bilgisini veriyor.

Grip, yani ‘influenza’ da aşı olmayanlarda ölümcül ve ağır seyretti. Bu yıl Türkiye’de aşılanma düzeyleri zaten çok düşük. Grip salgını, acil servisleri dolduran hızını kesti ama hâlâ var.

19 Nisan 2024, Cuma 07:00

Beşiktaş basketbol

Beşiktaş, futbolda tarihinin en başarısız sezonlarından birini geçiriyor. Böyle bir yılda camia, basketbol ile biraz olsun teselli buluyor. Erkek takımı Avrupa Kupası’nda yarı finale kadar ilerlerken, kadın takımı Eurocup’ı finalde kaybetti ve yurda Avrupa ikinciliği madalyasıyla döndü. BJK Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Arat, eski bir basketbolcu. Dolayısıyla basketbol şubesine farklı bir gönül bağı var. Arat, hem erkek hem kadın basketbolda yatırımlara ve yapılanmaya devam edeceklerini söylüyor. Aynı zamanda kulüp bütçesinden basketbola ayrılacak payın artacağını da…

YENİ MODEL

BJK Basketbol, yılbaşından bu yana 4 kişilik bir icra kurulu tarafından yönetiliyor. Özkan Arseven’in başkanı olduğu kurulda Görkem Bilgi, Ali Berke Tükenmez ve Ahmet Budan yer alıyor. Geçen hafta Londra’da bu 4 isimle beraberdik. Gördüğüm o ki, icra kurulu kısa sürede bir ‘takım’ olmuş. Bu önemli çünkü şube yönetimlerindeki uyum ya da uyumsuzluk, takımlara ve altyapıya doğrudan yansır. İcra kurulunun heyecan, özveri ve konsantrasyonu Beşiktaş Basketbol takımlarının yakaladığı ivmenin devam edeceğinin habercisi bence. Genel menajerler de baş antrenörler ile birlikte takımların başarısında büyük pay sahibi. Erkek takımı Beşiktaş Emlakjet’te Nedim Yücel, kadın takımı Beşiktaş BOA’da Bengü Arseven yeni ve daha büyük başarılar için mesai veriyor. İki eski basketbolcu, şimdi Beşiktaş’ın genç oyuncularının ağabey ve ablaları

AİLE ORTAMI

Takım sporlarında başarıyı getiren faktörlerden biri de ‘aile’ olabilmektir. Londra dönüşü, uçakta Beşiktaş Kadın Basketbol Takımı’nda bu havayı yaratan ‘aile’ ile de beraberdik. Arseven çifti ile… Genel Menajer Bengü Arseven ve eşi Basketbol İcra Kurulu Başkanı Özkan Arseven, takımların da birer ‘aile’ olduğunun altını çizip “Böyle devam edeceğiz” dediler.

İşte Arsevenlerin anlattıkları…

* Beşiktaş, kadın basketbolunda çıtayı üst seviyeye taşıdı. İlerisi için daha da büyük hedeflerimiz var ve bütün planlamalarımızı buna göre yapıyoruz. Orta bütçeli bir takımla yakaladığımız bu başarıyı, gelecek sezon daha geniş rotasyonlu, daha güçlü bir takımla daha ileriye taşıyacağız.

16 Nisan 2024, Salı 07:00

Beşiktaş'tan haberler

Bayram tatilini ailemle geçirdim. İkinci ve en büyük ailem; Beşiktaş ile. Beşiktaş Kadın Basketbol Takımı ve Basketbol İcra Kurulu üyeleriyle birlikte Eurocup finali için İngiltere’nin başkenti Londra’daydık. Beşiktaş basketbol şubesiyle ilgili güzel ve umut veren haberleri bir sonraki yazımda aktaracağım.

SİSTEM VE KURUMSALLIK

11 Nisan Perşembe akşamı Londra’dan İstanbul’a dönerken, uçakta Başkan Hasan Arat ve BJK Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Şakul ile sohbet ettik. İkili Londra’ya, İsviçre’nin Cenevre kentinden gelmişlerdi. Cenevre ziyareti ve devamında Beşiktaş’ın kurumsal gündemini yönetici Kaan Şakul şu başlıklar altında anlattı:

* Cenevre’de UEFA Başkanı Aleksander Ceferin ile görüştük. Beşiktaş’ı zaten iyi tanıyorlar ama gördük ki UEFA Başkanı Türkiye’yi çok yakından takip ediyor. Federasyon meselesine hakim. Bizim gündemimizdeki hakemler ve VAR konusu onların da gündeminde. Bu konularda da fikir alışverişinde bulunduk.

* Beşiktaş olarak İngiltere’de birçok kulüple ilişkilerimiz var. Hem kulüp sahipleri hem sportif direktörler düzeyinde... Bu seyahatimizde Fulham ve Arsenal’i ziyaret ettik.

* Fulham daha geleneksel, tesisleri şehir içinde. Bu anlamda Londra kulüpleri içinde biraz daha Beşiktaş’a benziyor. Gelenekçi yapısı ve altyapıya verdiği önemle de bize benziyor.

* Her iki kulüple de sadece futbolcu almak, satmak konularında değil, daha yapısal ve kurumsal konuları da konuştuk. Futbolun yönetimi, scouting (oyuncu izleme) sistemi, oyuncu datalarının değerlendirilmesi gibi konular...

05 Nisan 2024, Cuma 07:00

Her şey çocuklarımız için

Normal zamanlarda pek de hatırlamadığımız; değerini, ihtiyacımız olduğunda fark ettiğimiz bir grup insan var bu hayatta: Hekimler… Ancak sağlık sorunları yaşadığımızda biliyoruz tıp doktorlarının kıymetini. Misal cerrahların ‘hayati’ olduğunu ameliyata girerken idrak ediyoruz. Laf aramızda, ameliyat sonrası, sağlığımıza kavuşunca da yine unutuyoruz. Cerrahlar arasında bir grup var ki; onların yeri daha da ayrı. Çocuk cerrahlarından bahsediyorum. İnsan, kendinden önce çocuğunu düşünür. Hele evladının sağlığı söz konusu olduğunda, gözü dünyayı görmez.

HER ŞEY ÇOCUKLARA ÖZEL

Bu pazar özel bir gün. Anlatacağım… Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Çocuk Cerrahı Prof. Dr. Tutku Soyer, mesleğinin bilinmeyen ama kritik noktalarına dair şunları anlattı:

Çocuklar yetişkinlerin küçültülmüşü değildir. Genellikle sorunlarını ifade edemezler. Özellikle belli bir yaşa kadar durumları hakkındaki sorulara yanıt veremezler. Çoğu zaman sakince muayene etmemiz bile kolay olmaz.

Çocuğun muayeneden itibaren kendini rahat hissetmesi önemlidir. Çocuk cerrahları, çocukların gereksinimlerini anlamaya yönelik yoğun bir eğitimden geçmiş, bu konuda deneyim kazanmıştır. 6 yıllık tıp fakültesinin ardından en az 5 yıl da uzmanlık eğitimi alırız biz.

Fiziksel ortam ve kullandığımız donanım da çocuklara özel. Biz, hastalıkları, çocukları en az yıpratacak şekilde anlayıp tedavi etmeye odaklıyız. Bu hastalıkların çoğu da çocuklara özel durumlar ve bazıları nadir görülen hastalıklar.

TÇCD

Prof. Soyer’in genel sekreteri olduğu Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği’nin başkanı Prof. Dr. Çiğdem Ulukaya Durakbaşa’nın da önemli mesajları var:

02 Nisan 2024, Salı 07:00

Nedir, ne değildir?

Son söyleyeceğimi en baştan yazayım: Seçim bir yarıştır. Savaş değil. Siyaset de mücadeledir. ‘Ölümkalım’ meselesi değil. Kazananların da kaybedenlerin de en başta bu gerçeği görmesi gerek. Politikacılar bu işi kendileri ve yakın çevreleri için değil -gerçekten dedikleri gibi- toplum ve ülke için yapıyorsa; nöbet değişimlerini de normal karşılamaları gerekmez mi? Siyasi partiler bazen galip, bazen mağlup olur. Toplum ve ülkeye hizmet sadece iktidardayken değil, muhalefette de mümkündür. Demokrasi de zaten bu demek değil mi?

UMUT

31 Mart 2024 seçim sonuçları üzerine tarafların yaptığı açıklamaları bu açıdan değerlendirince, ben ülke adına umutlandım doğrusu. Umutlandım çünkü, kazananların şımarıklık ya da intikam duygusuyla hareket etmediğini gördüm. Umutlandım çünkü, kaybedenlerin sonucu sükûnet ve olgunlukla karşılayıp ‘özeleştiri’den bahsettiğini izledim. Cumhuriyet Türkiye'sinin genlerinde aslında zaten var olan demokrasi kültürünün yerleşmesi, hatırlanması adına önemlidir bu tablo.

BUNDAN SONRASI

Seçim sonuçlarıyla oluşan atmosfer çok yakında dağılacak. Başta CHP olmak üzere muhalif cenahtaki coşku, yerini dingin ve gerçekçi bir özgüvene bırakacak. Benzer şekilde, başta AK Parti olmak üzere iktidar kanadı da mevcut moral bozukluğunu geride bırakmak için adımlar atacak. Özetle Türkiye, kısa bir süre sonra, başta ekonomi olmak üzere rutin gündemine dönecek. 31 Mart’ta sandıktan çıkan sonuç, dün itibariyle başlayan yeni dönemin dinamiklerini muhakkak ki etkileyecek, hatta belirleyecek olsa da yerel yönetimler ile merkezi idarenin mesaileri kendi kulvarlarında devam edecek.

MESAJLAR, DERSLER

Bu sütunun takipçileri bilir; toplumun, parti farkı gözetmeksizin, siyaset kurumuna olan güveninin ciddi bir erozyona uğradığını defalarca yazdım. Bu bağlamda 31 Mart sandığına katılımın düşük olacağı yönündeki tahminimi de… Nitekim öyle de oldu. Ülke insanı, siyasetçilerin dertlerine deva olacağına pek inanmıyor artık. Bu, yakın vadede politikacıların üzerinde kafa yorması gereken bir nokta. Siyasete, dolayısıyla da demokrasiye olan inancın zedelenmesi, orta ve uzun vadede tehlikeli bir durum. Klasik ifadeyle bütün partiler şimdi seçmenin kendilerine verdiği mesajları irdeleyecek.

Yeni sınavlara da seçim sonuçlarından çıkartacakları derslere göre hazırlanacaklar. AK Parti-CHP ikilisinde örnek vereyim. CHP’nin yüzde 37 nokta 8’i ‘tarihi bir zafer’, AK Parti’nin yüzde 35 nokta 5’i ‘büyük bir yenilgi’ olarak adlandırılıyor. Arada yüzde 2 buçuk fark yok ama sonuç bu. Demem o ki; bütün partiler işte bu gerçek ışığında bakmalı geleceğe. CHP, zafer sarhoşluğu yaşamadan, AK Parti’nin bunca sene hep kazanırken bu defa neden kaybettiğini irdelemeli; AK Parti ise rakibinin bunca yıldır hep kaybederken bu sefer nasıl başardığını (tek bir kişi ya da faktöre indirgemeden) analiz etmeli. Çünkü…