Giriş
Türkiye gündemine bir bütün olarak bakmak gerekiyor.
Son 30 senedir bizzat gördüğüm şu ki, Ankara’da konuşulanlar zaten hep; bütünü oluşturan mütemmim cüzlerdir.
Fakat bugünün dünyası bambaşka… Artık okyanus ötesinde, ABD Başkanı’nın koltuğunu sallayan bir karar, doğrudan ilgilendiriyor Türkiye’yi.
Sadece uluslar arası ekonomi piyasalarına yansıması itibariyle değil üstelik…
Türkiye öyle bir ülke ki… İç siyaseti dış politik gelişmelerden, bölgesel güvenlik başlıklarını iç politik dengelerden bağımsız değerlendirmek mümkün değil.
Somutlaştırayım…
Yeni siyasi partiler kurulmasını, Türkiye – ABD ilişkilerinden ayrı düşünemezsiniz mesela. Ya da…
Muhalefetin özellikle yükleneceği konu başlığını seçmekteki zamanlamasının tesadüf olduğuna inanmak zordur Ankara’da.
Keza, o yeni partilerin siyaset sahnesine çıkma zamanlamalarında gözettikleri kuyumcu terazisi hassasiyetlerini…
Libya dosyasını Suriye’de yaşanan gelişmelerden bağımsız okuyamazsınız. İran-İsrail dengesini göz ardı eden bir Doğu Akdeniz politikasından söz edemezsiniz.
PKK / PYD / YPG’nin bölgede Türkiye’yi hedef alan hamlelerini, FETÖ’nün Washington DC’deki perde arkası lobi çalışmalarıyla ilintili düşünmezseniz yanılırsınız.
Geldiğimiz noktada şu gerçeği görmek şart…
Savunma sanayi sektöründe küresel rekabet ortamındaki dengelere, yani küresel piyasa gerçeklerine baş kaldıran bir ülkenin o başının ağrımaması mümkün değil.
Devler sahnesinde “Ben de varım” diyorsanız, bunun bir bedeli olacağını tahmin etmek güç değil.
Yaşananlara bu bağlamda bakmak gerek.
KADIKÖY'DEKİ DERBİ
Pazar akşamı Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi var Kadıköy’de…
Hafta sonunun gelişi hafta içinden belli olmasın lütfen.
Hafta içi yükselen tansiyon hafta sonuna yansımasın. “Futbol sadece futbol değildir” diye meşhur bir söz var evet.
Bunu biliyoruz ama hepimizin futbolun tadını çıkarmak için yapabilecekleri de var. Biraz da bu tarafından baksak konuya...
NBA’daki o sloganı hatırlasak mesela... “Bu oyunu seviyorum” desek yani... Diyebilsek..
