Murat Çelik Liyakat
HABERİ PAYLAŞ

Başlıktaki sözcüğün karşısında, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde şu yazıyor: “Bir kimsenin kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu; yeterlilik.” Bugün Türkiye’nin en önemli meselesi ‘liyakat’. Daha doğrusu, en önemli sorunu ‘liyakatsizlik’. Yani ‘yetersizlik’. Bir kişinin, bir işi yapma konusundaki yetersizliği…

Bizim çocukluğumuzda, gençliğimizde; misal evde bir sorun çıktı, usta çağırılırdı, gelen usta sorunu tespit eder, bozuk olanı tamir eder, parasını alır ve giderdi. Adı üzerinde ‘usta’ydı çünkü. Bugün durum ne? Bugün ‘usta’ diye gelenlerin çoğu sorunu ya hiç çözemiyor ya ancak bir kısmını çözüyor ya da o sorunu çözdüyse, başka bir şeyi bozuyor! Şaka gibi ama işinde gerçekten usta olanlar istisna artık.

Haberin Devamı

Evde bir sorun var diyelim. Su tesisatında bir problem. Ya da elektrik sisteminde... Usta çağırıyorsunuz, geliyor. Daha başında, sorunu tespit etme aşaması bayağı zaman alıyor zaten. Sonra da başlıyor “Abi şimdi bu durum şundan da olabilir, bundan da…” türünden cümleler. “Buraya şöyle kablo çekmişler. Aslında bilmem kaçlık kablo olması lazım bunun…” gibi devam cümleleri... Veya “Abi bak, bu boruları yanlış bağlamışlar. Şuraya T, buraya dirsek koymaları lazımdı aslında…” gibi sıralı, bağlı cümleler. Sonuç?.. Sonuç, dediğim gibi ya bir şeyler eksik kalıyor ya bozuk olan tamir ediliyor ama sağlam bir başka nokta arızalanıyor.

Bahsettiğim tesisat ustalarının durumu, ‘liyakatsizlik’ başlığının en basit örneği. Çok daha ciddi, çok daha önemli, hatta hayati konularda da vaziyet sıkıntılı. Düşünün… Misal bir öğrenci yurdunda asansörlerin periyodik bakımını yapan teknisyenlerin liyakatsizliği ne gibi sonuçlar doğurabilir? Mesela bir fabrikanın doğalgaz tesisatını döşeyen ekip ve sistemi denetleyen firma çalışanlarının liyakatsizliği sebebiyle neler olabilir? Örneğin liyakatsiz bir cerrahın bilgi ve deneyim yetersizliği nelere mal olabilir? Örnekleri çoğaltmak mümkün. Yetersiz bir garsonun servisinden tutun, liyakatsiz bir öğretmenin verdiği derse kadar…

İş bilmez bir bilgi işlemcinin bilgisayarınıza format atarken bütün arşivinizi kaybettiğini düşünsenize… Ya da liyakatsiz bir mali müşavirin şirketinize verebileceği maddi zararı. Hayatımızın her alanında, her sektörde var ‘liyakat’li insan kaynağı eksikliği. Sadece Türkiye’ye özgü de değil bu durum. Daha az olsa da dünyanın önde gelen ülkelerinde de var aynı problem. Ama Türkiye’yi gelişmiş ülkelerden ayıran, bizde liyakatsizliğin bir müeyyidesi, bir bedeli olmaması. Aksine, adeta ödüllendirilmesi. Liyakatsiz, yetersiz insanlar başarısızlıkları sebebiyle işlerini kaybetmiyorlar bizim ülkemizde. Değil işlerini kaybetmek, eğer bir şekilde ‘ilişkileri, bağlantıları iyi (!)’ ise terfi bile ediyorlar. Bizdeki asıl sorun bu.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder