Mehtap Belen

Salgın, bitmek bilmeyen kadın cinayetleri, kazalar, kalp krizleri, beyin kanamaları ve kanser… Ne kadar çok ölüm var çevremizde son 2 yıldır. Bayram da acı kayıplarla geldi. Bir doktor ve bir avukatın görev başında öldürülmelerini haber yapıp acılarına ortak olurken, biz de bir meslektaşımızı daha uğurladık sonsuzluğa…

Daha geçenlerde Ali Ekber Ertürk’e veda etmiştik, bu defa da Mehtap Belen’i kaybettik. Ankara’da işini layıkıyla yapan habercilerdendi Mehtap. 52 yaşındaydı. Mesleğe başladığı ANKA Haber Ajansı’nda Parlamento Muhabiri olarak görev yapıyordu. Mesleği hayatının merkezindeydi. Yaklaşık 2 yıldır kanser tedavisi görüyordu, sessiz sedasız. Aile üyeleri ve yakın arkadaşları dışında pek bilen yoktu aslında hasta olduğunu.

Reklam değil haber yapan gazetecilerden olduğu için bence. Yakınları “İyileşeceğine inancı tamdı. Tedaviye dört elle sarılmıştı, morali de hep yüksekti. Servisin en neşeli hastasıydı. Tedavisi sürerken çalışmaya da devam etti. Gündemden, haberden hiç kopmadı” diye anlattılar süreci. Ama olmadı. Mehtap Belen de aramızdan ayrıldı. Ardında binlerce haber, güzel anılar ve saygın bir isim bırakarak… Nurlar içinde yat Sevgili Mehtap.

SABRİ AKÇA

İki gün arka arkaya Ankara Karşıyaka Mezarlığı’ndaydık. 8 Temmuz Cuma günü Mehtap’ı toprağa verdik, ertesi gün yine aynı yerde, bu defa ressam Sabri Akça ile vedalaştık. 1936 doğumlu, Köy Enstitüsü çıkışlı bir öğretmendi Sabri Hoca. Türkiye’nin önemli ressamlarından, özellikle suluboyada dünyada isim yapmış bir sanatçıydı.

10 sene evvel, o dönem çalıştığım Vatan Gazetesi’nde Sabri Akça’yı ve resmettiği ‘Anadolu Kadınları’nı yazmıştım. O yazıdan alıntılarla anayım Akça’yı: “Türkiye’nin içinde bulunduğu bu ortamda, çiçek böcek çizmek içimden gelmiyor” diyen Sabri Akça’ya neden böyle söyleme gereği duyduğunu sordum.

“Bir sanatçının, içinde yaşadığı, içinde var olduğu ülkenin gerçeklerine duyarsız kalması düşünülebilir mi?” diye, soruya soruyla yanıt vererek başladı Akça sözlerine. Ve şöyle devam etti: - ‘Sanatçı, toplumun aynasıdır’ derler ya... Bu doğrudur ama sanatçı aynı zamanda ‘aydını’dır da toplumun. Eserleriyle mesaj verir, vermelidir. O mesajlarıyla toplumda farkındalık yaratır, yaratmalıdır.”

Akça, nevi şahsına münhasır bir insandı. Tanıdığım için kendimi şanslı sayıyorum. Yakınları, geçmiş sergilerinde imzaladığı önlükleri giyerek veda ettiler Sabri Hoca’ya. Resmettiğin Anadolu toprağında, nurlar içinde yat Sevgili Hocam.