Murat Çelik Muhalefet seçmeninin haletiruhiyesi
HABERİ PAYLAŞ

Muhalefet seçmeninin haletiruhiyesi

31 Mart yerel seçimlerine giderken siyaset sahnesi çok hareketli. İktidar cenahında (Cumhur İttifakı) daha sistemli ve stabil bir görüntü var. Buna karşılık muhalefet cephesindeki durumu en iyi özetleyen sözcük sanırım ‘kargaşa’. Yaşananları ‘parti içi demokrasi’ ya da ‘çok seslilik’ gibi kavramlarla tanımlamak pek mümkün değil gibi. Mevcut durum bu sınırı aşmış görünüyor.

Siyasetin geneline ilişkin röportajlar yaptım Ankara sokaklarında. Yukarıda sözünü ettiğim durum sebebiyle AK Parti ya da MHP dışındaki partilere oy veren insanları seçtim özellikle. Muhalefet seçmeninin hâletiruhiyesini (ruh durumunu) gözlemledim. Kısa kısa… Farklı kesimlerden ‘muhalefet seçmeni’ne aynı soruları sordum.

Haberin Devamı

Son söyleyeceğimi en baştan yazayım: Muhalif seçmen tepkili. En başta iktidara tepkili. Zaten bu yüzden muhalefetteki partilere oy veren insanlardan söz ediyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan memnun olmayan bu kesim, iktidara alternatif oluşturması gereken muhalefetten umudunu da neredeyse yitirmek üzere. Hatta bazıları topyekûn siyasetten umudunu kesmiş bile. Muhalif seçmen, sadece iktidara tepkili değil. Bugüne kadar oy verdiği partiye de tepkili, muhalefette yer alan diğer siyasi partilere de tepkili, ‘muhalefet’teki partilerin genel başkanlarına da tepkili, birkaçı dışında, belediye başkan adaylarına da tepkili.

Muhalif seçmenin tepkisi ciddi bir risk barındırıyor bünyesinde: Aday belirleme süreçlerinde yaşananlar, belirlenen adaylara doğan tepkiler, küskünler, istifa edenler, partisinden aday gösterilmeyince rakip partiden aday olanlar vb. örnekler herkesi çok rahatsız ediyor. Bu trafiği izleyen insanlar sadece o siyasetçileri değil, onları sorgusuz sualsiz kabul eden partileri de yadırgıyor. Ve sonuç olarak…

Gördüğüm o ki; insanlar, siyaset kurumuna olan inancını yitirme noktasında. Siyasetin toplumun refahı, huzuru ve mutluluğu için yapıldığını düşünen neredeyse yok. Sokaktaki genel kanaat -partilerden bağımsız- siyasetçilerin ve/veya partilerin toplum ve ülkeden önce kendi çıkarlarını gözettikleri yönünde. Bu inanç, insanların siyaset kurumuna olan güvenini örseliyor. Siyasete bir bütün olarak güvenini yitiren kesimler sandıktan soğuyor, uzaklaşıyor. Konuştuğum seçmenler arasında 31 Mart’ta sandığa gitmeyeceğini ya da gitse de ‘boş oy’ atacağını söyleyenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak seviyedeydi. Bahsettiğim ciddi risk bu işte. Güven vermeyen parti ve siyasetçiler, toplumun demokrasiyle olan bağını, demokrasiye olan inancını zedeliyor. Asıl tehlikeli nokta bu. Muhalefet partilerinin genel başkanları ve bu partilerde siyaset yapanlara duyurulur. Saygılarımla…

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder