Murat Çelik Ne simsiyah, ne bembeyaz
HABERİ PAYLAŞ

Ne simsiyah, ne bembeyaz

Şehitlerimizin acısı kalbimin tam orta yerine oturdu kaldı. Acı yarıştırma kervanına katılacak değilim. Ben biliyorum ne yaşadığımı. Bildiğim bana yetiyor. Her şehidin acısı aynı şüphesiz ama kabul edelim ki, böyle bir seferde çok sayıda kayıp olduğunda etkisi daha ağır oluyor. Ve yarattığı travma...

İçinde kaybolup gittiğimiz boğucu gündemde en önemlisi şu... Şu kritik günlerde ne sadece ‘siyah’lar var, ne bir tek ‘beyaz’lar. Somut örnek vereyim... Mesela şu cümle... “Tek bir saldırıda 34 şehit verilmişse, bir yerde bir hata var demektir. Birileri bir şeyleri eksik ya da yanlış yapmış demektir.”

Haberin Devamı

Bunu söyleyenleri doğrudan ‘hain’, ‘düşman’ ya da ‘art niyetli’ ilan etmek çözüm değildir. Ya da mesela şu: “Evet maalesef şehitlerimiz var ama o kahramanlarımızın kanı yerde kalmadı. Suriye’de rejime verdirilen kayıplar ortada.

Türkiye’nin kararlılığı ve gücünü herkes gördü ve görmeye devam edecek.” Böyle diyenleri hemen ‘şehitlere duyarsız’lıkla itham etmek ya da ‘yandaş’ vb şekilde yaftalamak da yanlış. Örnekleri çoğaltmak mümkün…

Sadece ‘siyah’, sadece ‘beyaz’ diye bakıldığında, sonuç yine ayrışma, yine bölünme, yine kamplaşma oluyor. İşin garibi, sonra da herkes ayrışmadan, bölünmeden, kamplaşmadan dert yanıyor.

BUGÜNÜN DÜNYASI

Bir kez daha görüyoruz ki... Bugünün dünyasında;

- Arkasında, caydırıcı askeri güç olmayan diplomasi nihai sonuç almaya yetmiyor.

- Uluslararası ilişkilerde duygulara yer yok.

- Devletler arası ilişkilerde intikam (ya da misilleme) soğuk yenen bir yemek.

- Dış politikayla askeri ve güvenlik konuları, iç siyasete doğrudan yansıyor, hatta tamamen belirleyici oluyor.

TURNUSOL GÜNLERİ

Böyle dönemler, sınav zamanları. Başta da; devletleri yönetenler, siyasetçiler, gazeteciler, sivil toplumu yönlendirebilenler için. Turnusol günleri bu günler... Misal bizler, turnusol kağıdına yazıyoruz. Kimin ne olduğu, ne olmadığı çıkıveriyor işte ortaya.

Ekranlar, gazete sayfaları, sosyal medya mecraları… Herkes yazıyor, herkes konuşuyor işte kendince. Takdir edilecek olanı da var, kınanması gerekeni de. Sağduyulu, aklıselim sahipleri de var; ırkçısı, cinsiyet ayrımcısı, nefret söylemiyle konuşup yazanı da.

Haberin Devamı

Bileni var, bilmeyeni var. Anlayanı var, anlamayanı var. Göreni var, göremeyeni var. Var işte. Biliyorsunuz siz... Allah hepimize akıl vermiş. Kullanalım diye... Muhakeme yeteneğimiz var. İyiyi-kötüyü ayırt edebilme yetimiz... Bakın, görün, okuyun, dinleyin ve değerlendirin. Nihayetinde de, herkese hak ettiği kıymeti verin. Ne eksik, ne fazla...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder