Murat Çelik Türkiye'nin acı gerçeği
HABERİ PAYLAŞ

Türkiye'nin acı gerçeği

Geçen haftaki yazıların devamı niteliğinde, İsviçre’den not ve izlenimlerimi içeren üçüncü bir yazı daha yazacaktım bugün. İsviçre’den birkaç ilginç, bize farklı gelen notum daha vardı bugün için ama sonraya bıraktım. Bir uygun zamanda anlatırım.

Türkiye, hafta sonu 24 saat içinde 12 şehit verdi. Böyle durumlarda her şey bir anda anlamsızlaşıyor. 12 aile daha evladını yitirdi terörle mücadelenin sürdüğü dağlarda. O 12 aile için bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bizim uzaktan bir isim, bir fotoğraf olarak görüp üzüldüğümüz o gençlerin anne-babaları, eşleri, evlatları, kardeşleri perişan. Diğer aile üyeleri ve yakınları da elbette. Ateş -her zaman olduğu gibidüştüğü yeri yaktı.

Haberin Devamı

Pençe-Kilit harekât bölgesinden gelen 6 şehit haberinin acısı daha sıcakken, yine aynı operasyon bölgesinin bir başka noktasından ikinci acı haber geldi. Şehit asker sayısı toplamda 12’ye yükseldi. Acı katlanarak arttı. Hepimizin yüreği dağlandı. Katil teröristlerin bölgedeki yuvalarına art arda yapılan yoğun hava operasyonlarıyla, TSK mücadeledeki kararlılığını bir kez daha gösterdi. 29 hedefin vurulduğu, 30 PKK’lının öldürüldüğü açıklandı. Devlet yetkilileri benzer durumlarda hep verilen mesajları yinelediler. Özellikle de terör örgütü PKK’ya destek veren ülkeleri işaret ederek.

12 şehit haberi iç siyasetin gündemini de belirledi. AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi Meclis’te imzaladıkları ortak bildiriyle terörü kınadılar. ‘Ulusal yas’ ilan edilmesini isteyen CHP’nin bu bildiriye imza atmayıp ayrı açıklama yapması iktidarın tepkisini çekti.

Türkiyenin acı gerçeği

O ÇOCUKLARI UNUTMAYIN

Ankara’da yaşanan bu gelişmeleri izlerken yaklaşık 30 sene öncesine gittim. 1994 yılının temmuz ayında, özel izinle, Hakkari Dağ Komando Tugayı’na bağlı timlerin PKK’ya yönelik operasyonlarını izlemek üzere Türkiye-İran-Irak sınırlarının buluştuğu bölgedeydik. İkiyaka Dağları’nın Hisar Yaylası mevkiinde...

3 bin 200 rakımlı Eşek Kapısı’nda, gündüz 40 dereceyi geçen ısı, gece sıfırın altında 4 dereceye düşüyordu. Temmuz ayında! Böyle bir ortamda vatan toprağını korumak için görev yapan o gencecik askerlerle konuştuklarımız geldi aklıma. Bursalı bir asker vardı. Sabaha karşı nöbetine eşlik etmiştim. Sohbetin bir yerinde demişti ki “Abi evet zor ve tehlikeli ama biz burada gururla görev yapıyoruz. Ailemizi, sevdiklerimizi özlüyoruz tabii ama bak ben bu nöbeti tuttuğum için onlar rahat uyuyor şu anda.”

Haberin Devamı

“Peki korkmuyor musun?” diye sormuştum o askere, karanlıkta fısıldayarak. Verdiği şu cevabı hiç unutmadım: “Hepimiz şehit olabileceğimizi bilerek buradayız. Kaybettiğimiz arkadaşlarımız da oldu. Ölmekten değil, unutulmaktan korkuyoruz biz. Şehidi tek üzen, unutulmaktır abi.” Nurlar içinde yatın çocuklar.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder