Oral Çalışlar Kaybedenlerin suçu seçmende arama hastalığı
HABERİ PAYLAŞ

Kaybedenlerin suçu seçmende arama hastalığı

Konuşmaya başlayan “Bu halk adam olmaz” diyerek perdeyi açıyor. Bunca tecrübeye, yaşanmışlıklara rağmen, birileri iktidar partisini destekleyen kitleyi bir anlamda “avanak” olarak görüyor. Bir zamanlar Aziz (Nesin) ağabey, “Bu milletin yüzde 60’ı aptaldır” demişti, yer yerinden oynamıştı. Yüzdeyi artırarak konuşanların sayısı yeniden dikkat çekmeye başladı. “Yüzde 90” diyen bile var. Özetle, “Bu halktan hiçbir şey olmaz” diyen, içinde bulunduğu durumdan seçmeni sorumlu tutan çevrenin tavırlarında bir değişim olmuyor.

Haberin Devamı

Halkı küçümsemek ve içinden çıkamadığı kötü durumu toplumun sırtına yıkmak bir aydın hastalığıdır. Demokrasiyle ara rejim arasında sıkışmış bir ülkenin aydınından söz ediyoruz. Bin bir meşakkatle okuyor, bir meslek ya da iş güç sahibi oluyor. Sonra karşısına siyaset çıkıyor. Ona şu mesajı veriyor: “Siyasi tercihin mesleki yükselişinin de ölçüsü olacaktır.” Oluyor da.

Türkiye’de seçim sonuçlarını dikkatle irdelediğimizde gördüğümüz manzara şu: Seçmen genellikle mağdur olanın yanında duruyor. Kendisi gibi aşağıdan geleni kolluyor. Son bazı seçimleri bu açıdan zıt bir tercihmiş gibi görebilirsiniz. Daha dikkatle ve çeşitli verileri dikkate alarak bu sonuçları irdelerseniz benzer kaygıların devam ettiğini görebilirsiniz. CHP’nin aday listelerine ittifak içindeki sağcı partilere mensup 40’a yakın ismi milletvekili seçilecek yerden sıralamaya koyması çok eleştiriliyor. Bu yönelimin partiyi sağcılaştırdığını ve böylece halkın geri duygularına teslim olunduğunu söyleyenlerin sayısı artıyor. Sağcı partilerle kurulan ittifak kamuoyuna açıktı.

Bazı ilkeler doğrultusunda protokoller yapıldı. İktidara gelindiğinde izlenecek bir yol haritası çıkarıldı. Bu metinlerin hepsinin ortak yanı demokrasi ve hukuk devletini temel alan bir anlayışa sahip olmasıydı. Ama halkın yine de yarıdan biraz fazlası bu protokollere bakıp görüşünü değiştirmedi. Karşısına konan programlara, yol haritalarına bakıp “işte beklediğim budur” demedi. Beklenti içindeki bir kısım muhalif çevre seçim sonuçlarına bakarak yine kabahati seçmende buldu. Halbuki öncelikle yapılması gereken muhalefetin hatayı öncelikle kendisinde aramasıydı. Neden aydınlar her seçim sonucunda hayal kırıklığına uğruyor? Neden her seçimden sonra günah keçisi olarak gördükleri seçmene kızmakla yetinip kendi yanlışlarına yönelik bir araştırma içine girmiyorlar? Bir gayret ve cesaret gerek.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder