Atan kazanır

Baraj yok... Ne yüzde 10 telaşı, ne yüzde 50+1 çıtası... Ne de puan cetveli.

Bunlar yok.

1 gol atan kazanıyor.

1 oy fazla alan, göğüs farkıyla şampiyon.

Zaten bunun içindir ki sağlam aday aranıyor. Parti, ikinci planda kalıyor. Kalıyor ama -eğer kaybedersen- fatura yine parti liderine çıkıyor.

Golcü santrafor’a, işte bu yüzden ihtiyaç var.

Nasıl derler hani:

- Kodu mu oturtacak.

Yıldız adaylar aranıyor.

Tribünleri coşturacak cinsten, usta oyuncular aranıyor. Titiz bir çalışma var... Yani “odunu aday göstersem kazanır” dönemi bitmiştir. İttifak arayışları bile zarfa değil mazrufa yönelik bir garanti peşindedir... Kalite aranıyor. Ehliyet aranıyor. Sicil aranıyor.

Aransın.

Sonunda halk kazanacak.

Bu bakımdan...

Partilerin aday tespiti konusundaki çalışmalarını çok ciddi buluyor ve saygı duyuyorum.

Burada bir parantez açayım.

Muharrem İnce’nin derdi nedir anlayamıyorum. Ortalıkta niye geziyor?

- İstanbul’a belediye başkanı olmak mı istiyor?

Hay hay.

Çıksın ortaya... Bağımsız adaylık bile yasal hakkıdır.

- CHP’ye genel başkan olmak mı istiyor?

Hay hay.

Ama şimdi mevsimi değil birader.

- Cumhurbaşkanı mı olmak istiyor?

Hay hay.

Ama daha en az 4 yıl var.

Öyleyse sahada ne işi var, ne arıyor?

- Oyuncu değil.

- Top değil.

- Hakem değil.

Daha ziyade yabancı madde’ye benziyor.

İşte benim canımı da bu sıkıyor.