Giriş
Seçimin meşruiyeti... Aday’ın yasal konumu...
Sandığın güvenliği... Hatta Hakim teminatı....
Eğer bunları şaibeli buluyorsanız, öyle bir seçime girmeyeceksiniz. Demokrasi mücadelesi odur. Ama hem şikayet etmek, hem de şartları bile bile seçime girip ya kazanırsam diye kumar oynamak...
Yoo, tutarlı bir yöntem değil bu.
Daha önce de böyle oldu. Mühürsüz seçim ilan edilen bir referandumun getirdiği şartları bile bile genel seçim’e girildi ve tek adam koltuğuna pekâlâ talip olundu. Galip gelinseydi hayat aynen devam edecekti. Ama acaba yakışık alacak mıydı?
Şimdi... Büyükşehirlerin çoğunun kazanacağını söyleye söyleye çıkılan yolda, bir taraftan da galiba - sigorta amacıyla - yerel seçimin meşruiyet tartışması peşinen ortaya atılıyor.
“Kurumsuz, kuralsız, alt yapısız ve adaletsiz” bir seçim iddiası var. E girme böyle bir seçime. Hayır... Giriliyor. Çünkü kazanma ihtimali var. Şansını denemeye değer...
Kaybederse de “seçim gayrimeşrudur” diye feryat etmeye hakkı olacak. Adı da demokrasi mücadelesi.
Bunlara nasıl anlatmalı ki:
- Seçim kaybetmek mühim değil... Yeter ki kendini kaybetme.
Öyle ya...
Seçim her zaman kazanılır. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa bir gün... Ve mutlaka...
Ama kendini kaybedersen, bir daha bulamazsın.
