Giriş
Mitinglere bakın.
Kadınlarla dolu.
Binlerce, onbinlerce kadın. Hem de coşkulu. Partilerini destekliyorlar.
.........
Dost meclislerindeki siyasi sohbetlere bakın.
Kadınlar önde.
Kadınlar, bayraktar.
Hatta yönlendirici.
Yani “ben bilmem, kocam bilir” devri çoktan bitmiş.
.........
Miting meydanında mesela 10 bin kadın varsa, en az ikiyle çarpın. 20 bin kişi demektir. Çünkü evdeki erkek, yahut kahvedeki erkek cepte keklik.
Bütün partilerde bu böyle.
Peki, kalabalıklar bir şey ifade eder mi? Merhum Osman Bölükbaşı ne derdi:
- Alkışlar bana, oylar başka partiye.
Tatlı bir sitemdi bu.
Şimdi her partinin mitingi kalabalık olduğu için, halk hangisini işletiyor, belli değil.
Onun için soruyorum:
- Kalabalıklar bir şey ifade eder mi?
Her zaman etmez. Ama “tenhalıklar” her zaman çok şey ifade eder.
.........
Nitekim partilerin akıbeti, mitinglerinin tenha oldukları şehirlerle hep doğru orantılıdır.
Yani zafer değil ama hezimet hemen anlaşılır.
Farkında mısınız?
Bir kısım seçmene şu telkin ediliyor:
- HDP’ye oy ver. Ver ki barajı aşsın.
Masumane bir istek.
Lakin bu “ödünç oylar” gitse gitse CHP’den gider.
O zaman ne olur?
CHP oyları, eski seviyesinde, belki daha da aşağısında kalır. Böylece “Kılıçdaroğlu’nun kıymeti” anlaşılır.
Ne güzel.
Bir taşla iki kuş.
