Otobüsteki gazeteciler meselesine dair hiç yazı yazmadım. Nesini yazayım? “Bizimkiler-Sizinkiler”den gayrı ne var ortada?
*
Bu olay, iktidara geldiklerinde “bizden olmayan” gazetecilerin nasıl aforoz edileceklerini anlatıyor. G Sadece gazeteciler mi? Hayır. İş adamları, sanatçılar, sporcular dahil, toplumun nasıl kategorize edileceğini o otobüse bakıp pekâlâ görebilirsiniz.
*
Anketçi arkadaşlar hâlâ hayret içerisindeler.
- 20 yıllık iktidar oy kaybettiği halde, ana muhalefet neden bir gram bile ilerlemiyor” diye... E aşkolsun. Nedeni belli değil mi? Aşağılanmayan meslek erbabı mı kaldı? Öğretmene öğretmen demem ben / Hakime hakim demem ben / Çiftçiye çiftçi demem / Bizden olmayan sendikacıya sendikacı demem. Çok iyi edersin. Vatandaş da çıkıp der ki:
- Bizden olmayan siyasetçiye siyasetçi demem ben. Buyurun bakalım.
*
Madem öyle, işte böyle... 25 puana kilitlenir kalırsın... Geriye kalan yüzde 75, seni istemiyorsa, gökten zembille inecek yeni oyları bekler durursun... Temel Bey’in, yüzde 2’lik oy potansiyeline bile muhtaç olursun.
*
Temel Bey zannediyor ki iktidar olurlarsa, tabanındaki mütedeyyin kitle, ayrı bir saygı görecek. Ne münasebet. Dindarların istiskal edileceği muhakkaktır. Bütün iş köprüyü geçene kadar. G Yeni ümit, Z Kuşağı’nda öyle mi? Kolay.
- “Bizden olmayan gençliğe, gençlik demem ben.”
.............
Not: İktidarın oy kaybettiği meselesine gelince. Unutmayın ki, 2002’de iktidara geldiklerinde, oyları sadece yüzde 34 idi... Şimdi (yani 20 yıl sonra) kaybettikleri oyu bana söyler misiniz?