Rükzan Sağır Yapay zekada engelli ayrımcılığı başlamadan son bulmalı
HABERİ PAYLAŞ

Yapay zekada engelli ayrımcılığı başlamadan son bulmalı

3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle yapay zeka (AI) teknolojisinin engellilerin hayatındaki etkilerini okudum. Aslında AI, engelliler için müthiş bir imkan. Her engele karşı hayatı kolaylaştıran, özgürleştiren, dış dünyayla bağlantıyı artıran farklı çözüm önerileri getirebilir, engellilerin ihtiyaçlarını kişiselleştirmede kilit rol oynayabilir. Çünkü her insanın potansiyelini yükseltebilen bir teknoloji bu. İlk defa engellilerin dünyaya daha eşit ve kolay uyum sağlayabileceği bir süreçteyiz. Bu teknoloji, engellileri kendilerine uygun eğitimle, eğitime erişimle ve meslek imkanlarıyla buluşturabilecek bir dönüm noktası. Ama bir sorun var. Yapay zeka yazılımlarına (algoritmalara) işlenen bilgilerin neredeyse tamamı engelsiz (yani engelli adayı) kişiler tarafından sağlanıyor.

Haberin Devamı

Yapay zekada engelli ayrımcılığı başlamadan son bulmalı

YAZILIMLAR YOK SAYIYOR

Bu da yapay zekanın günlük hayatta engelli insanlar yokmuş gibi çözümler üretmesine yol açıyor. Hatta sadece engelliler değil, tüm ‘marjinal’ gruplar şu haliyle bugün baş etmek zorunda olduklarından daha büyük bir eşitsizlik tehlikesi altında. Engelliler, özellikle doğuştan engelliler zaten kendilerine uygun tasarlanmamış bir dünyaya maruz kalıyor. Temel ihtiyaçları konusunda bedensel engeller yetmezmiş gibi bir de günlük hayattaki engellerle uğraşmak zorunda bırakılıyorlar. Eğitim sistemleri onları çoğunlukla yok sayıyor. Hukuk sistemlerinde görmezden geliniyorlar. Sosyal hayattaki dışlanmaya gelmiyorum bile. Şu an, henüz yolun başındayken bu teknolojiyi kullanan tüm şirketlerin ve hükümetlerin engellilerle de birlikte yola çıkması gerekiyor. Engelliler bu sürece katılmadan onlarla ilgili yapılacak her şey eksik kalır.

Şehrin kaosuna karşı bir direniş: İyilik hareketi

İstanbul’un en işlek merkezinde şehrin karmaşasından uzaklaşmak mümkün, desem! Artık inziva ve iç dünyaya dönüş için şehrin ücra yerlerine sıkışmak zorunda değiliz. Bir süre önce başlayan ve Ritz Carlton’da da deneyimlediğim bu harekete katılan son lokasyon The Westin Istanbul Nisantasi oldu. Yoga eğitmeni Kübra Demir, bize burada ‘yoga ile enerji dolu bir deneyim’ dersi verdi. İçsel dengeyi güçlendirmeyi amaçlayan bu ders, iyi uyumak, iyi beslenmek, iyi hareket etmek, iyi hissetmek, iyi çalışmak ve iyi vakit geçirmek esaslarına dayanıyor. İnsanın kendini keşfetme ve ruhsal olarak en iyi mertebesine doğru yükseliş çağında olmamız, kendine zaman ayıran ve daha iyi halinde olmaya çalışan insanların artık birbirini daha kolay bulabilmesini sağlıyor. Böyle insanlar bir arada olduğumuz için ders sonrasında da iyi bir sohbet yakaladık. Işığını yansıtmak isteyenlerin bir araya geldiği bu etkinliklerin çoğalması dileğiyle.

Haberin Devamı

Yapay zekada engelli ayrımcılığı başlamadan son bulmalı

İSTANBUL’DA PARİZYEN DENEYİM

Paris’te 1998’de kurulan ulaşılabilir lüks moda markası Maje’nin 25’inci yılını İstanbul Galataport’taki şubesinde kutladık. Paris zarafetini yansıtan bir marka olarak zamansız, klasik ve aynı zamanda modern yani geçmişle bugünü buluşturabilen bir çizgisi var. Ama biliyorsunuz, Parizyen şıklık sadece giyimle olmuyor. Bu, Fransızlardan dünyaya miras ve artık dünyaya mal olmuş evrensel bir kültür.

Haberin Devamı

Yapay zekada engelli ayrımcılığı başlamadan son bulmalı

İşte o havayı kendi şehrimizde de böyle davetlerde yakalayabilmemiz büyük ayrıcalık. Bu da bu büyük markaların şehrimize yaptığı yatırımla mümkün oluyor. İstanbul’un evrensel kodlarından biri, Paris’i de Orta Doğu’yu da moda ve hayat tarzı yoluyla deneyimleyebilmeye verdiği imkan.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder