Sadık Gültekin’le Doğru Tercih İki sütun üç ölçeklik ömür!
HABERİ PAYLAŞ

İki sütun üç ölçeklik ömür!

Sinaüddin Yusuf bin Abdullah, daha çok Atik Sinan olarak bilinen Rum asıllı Osmanlı mimardır. 15. yüzyıl Osmanlı mimarlarının önemli temsilcilerinden biridir. İstanbul’un fethinden sonra yapılan Fatih Camii ile külliyesinin mimarıdır. Ancak 1766 depreminde Atik Sinan’ın yaptığı Fatih Camii yerle bir olur. Bugün Fatih’te gördüğümüz cami Atik Sinan’ın yaptığı değil, III. Mustafa döneminde yapılan Mimar Mehmet Tahir Ağa’nın elinden çıkan camidir… Bazı tarihi kaynaklarda Mimar Atik Sinan hakkında, Fatih Camii’nin sütunlarını kısalttığı için Fatih Sultan Mehmed tarafından ellerinin kesildiği yolunda kayıt vardır ancak bu gerçek değildir. Fatih Sultan Mehmed, Atik Sinan’ın ellerini kesmemiş, ölüm fermanını imzalamıştır...

Haberin Devamı

Evliya Çelebi, “Seyahatname” adlı eserinde Atik Sinan isimli bir mimarın çarpıcı hikayesine yer verir. Evliya Çelebi, Fatih Sultan Mehmed’in verdiği ölüm fermanının yanlış olduğunu belirtir ve kararı eleştirir. Evliya Çelebi aslında 1600’lerde yaşamış bir gezgin ve yazardır, ömrünün 50 yılı yollarda geçmiştir. Gördüklerini, duyduklarını biraz da kendinden eklediği detaylarla güçlendirerek on ciltten oluşan “Seyahatname” eserini yazmıştır. Atik Sinan’ın hikayesi, bu eserin ilk cildinde yer alır… Fatih Sultan Mehmed bu başarılı mimarı huzuruna çağırır ve ondan kendi adını taşıyan bir cami yapmasını ister. Atik Sinan kolları sıvar ve padişah için görkemli bir cami inşa eder. İstanbul’un fethinden sonra birçok kilise camiye dönüştürüldü, ayrıca yeni camiler de inşaa edildi. Fatih Camii de işte bu süreçte inşaa edildi. Evliya Çelebi’ye göre bu süreçte açılan bir dava dikkat çeker: Padişah Fatih Sultan Mehmed ile Fatih Camii’nin baş mimarı Atik Sinan davalık olur...

Atik Sinan, inşa ettiği Fatih Camii’ni Bizans’ın görkemli yapısı Ayasofya’dan daha kısa yapmıştır. Fatih Sultan Mehmed, “Benim adımı taşıyan cami neden Ayasofya kadar yüksek değil” diyerek, Atik Sinan hakkında dava açar. Kadının huzuruna çıkan davalılardan Atik Sinan’ın yanıtı şöyle olur: “Padişahım, İstambol’da zelzele çok olduğundan, cami ebediyen kalsın diye iki sütunu üç ölçek kesip Ayasofya’dan alçak ettim.” Bizans döneminde defalarca depremlerle yıkılan İstanbul için Atik Sinan’ın yaptığı bu tespit, doğru olmasına rağmen yine de padişahı öfkelendirir. Evliya Çelebi’nin anlattığına göre, bu savunmaya çok sinirlenen Fatih Sultan Mehmed, Atik Sinan’ın iki bileğini keser.

Haberin Devamı

Atik Sinan yeniden mahkemeye gider, bu kez o padişahtan davacı olur. Fatih Sultan Mehmed’in adını taşıyan caminin şehirdeki en yüksek yapı olmasını değil, kalıcı yapıcı olmasını amaçladığını söyler ve neticede dava uzlaşma ile sonuçlanır. Evliya Çelebi’nin bu kurgusu tabii ki gerçek değildir. Evliya Çelebi’nin burada vermek istediği esas mesaj, sadece yüksek olmadı diye bir mimarın cezalandırılmasını eleştirmektir. Peki, gerçekte ne oldu? Fatih Sultan Mehmed ile anlaşmazlığa düşen ve 1469 yılında Fatih Camii’ni tamamlayan mimar Atik Sinan bir zindana kapatıldı.

Tarihsel kayıtlara göre Atik Sinan, 1471 yılının sonbahar ayında hapsedildiği zindanda öldürüldü. Döneme tanıklık eden bazı yabancı gözlemcilere göre Atik Sinan, gerçekten de depreme dayanıklı olması için sütunlardan iki tanesini kısalttığı için padişahla sorun yaşamış ve sonunda öldürülmüştür. Başka bir anonim metne göre de padişahla mimar arasında masraflar ve rüşvet iddialarından sorun çıkmıştır. Ancak çoğu tarihçiye göre Atik Sinan’ın ölümünün gerçek nedeni Fatih Camii’nin Ayasofya’dan daha kısa olmasıdır...

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder