Sadık Gültekin’le Doğru Tercih İnsanlar güdülere yanıt verir!
HABERİ PAYLAŞ

İnsanlar güdülere yanıt verir!

Haberin Devamı

Son yıllarda ülkemizde üniversite ve öğrenci sayıları artarken, araştırmacı sayılarında aynı oranda artış görülmüyor. Araştırmacıların akademik verimliliğinde 2006 sonrasında durgunlaşma gözleniyor. Ülkemizdeki akademik yaş ortalaması artış gösteriyor. Verimlilik kazanımı sağlamak için akademiye yeni girişler desteklenmelidir. Araştırmacıların verimliliği, doktor öğretim üyesi olarak atanabildiği maksimum sınır olan 12 yıl boyunca sürekli artış gösteriyor. 12 yılın sonunda tahminen doçentlik unvanını alan bir araştırmacının verimliliğinde yavaşlama görülüyor. Profesörlüğü elde eden araştırmacının verimliliğinde hızlı bir gerileme oluyor. Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ufuk Akçiğit ve Dr. Elif Özcan Tok tarafından hazırlanan ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından yayımlanan “Türkiye Bilim Raporu”, bu alandaki en kapsamlı yayın özelliği taşıyor. Rapor, Türkiye’deki üniversite ve akademisyenlerin dünü, bugünü ve geleceğine ilişkin önemli ipuçları veriyor. İşte rapordan çarpıcı bazı tespitler:

  • Ülkelerin refah ve zenginliği, bilimsel faaliyet kapasiteleri ile orantılı. Yüksek bilimsel kapasitesi olan ülkelerin refah düzeyi de yüksek. Devletin bu alana yönelerek gerekli düzenlemeleri yapması ve yeterli kaynak ayırması gerekiyor.
  • Yapılan düzenlemelerin de etkisiyle, ülkemizde bilimsel yayınlarda hem nicelik hem de nitelik olarak artış var ama nitelik artışı yavaş seyrediyor, bu alana eğilmek gerekiyor.
  • Vakıf üniversitelerindeki araştırmacıların yayın performansları devlet üniversitelerinden daha iyi. Bunun hem sebebi hem de sonucu olarak, yayın potansiyeli daha yüksek olan devlet üniversitelerindeki araştırmacılar vakıf üniversitelerine, yayın performansı düşük olanlar da devlet üniversitelerine geçme eğilimde.
  • Eski üniversitelerin performansı yenilere göre daha iyi ve akademik birimi kuran “çekirdek ekibin” yayın performansı, üniversitenin yayın performansını etkiliyor.
  • Yükseköğretimde okullaşma artıyor, bu amaçla üniversite sayısı ve kontenjanları sürekli artıyor ama aynı oranda öğretim elemanı veya araştırmacı sayısının artmaması kalitede kayıp olarak kendini gösteriyor.
  • Öğretim üyesi başına düşen lisans öğrenci sayısı arttıkça, kısıtlı zaman araştırma ve eğitim arasında paylaşıldığı için araştırma verimi düşüyor. Bu sebeple de yeni kurulan üniversiteler önlisans ve lisans öğrencisi ağırlıklı eğitim yaptıkları için dezavantajlı.
  • Genelde ortak yazarlı yayınların kalitesi daha iyi. Ülkemizde de buna yönelim görülüyor.
  • Yurtdışında akademik çalışma amaçlı olarak bulunma ve uluslararası bilim topluluklarıyla etkileşim sağlayan konferanslara katılım verimliliği artırıyor.
  • Ülkemizin araştırmacıları öncü ülkelere daha çok atıf yapıyor, onların ülkemiz menşeili yayınlara iltifatı ise görece düşük. Yani atıf açığımız var. Yayınlarımıza atıflar daha çok öncü değil, izleyen ülkelerdeki araştırmacılardan geliyor.
  • Akademik yükselmelerde konan asgari yayın kriterlerinin çalışma motivasyonunu olumlu etkilemesine karşın, kaliteli yayın artışına etkisi, etki puanı düşük dergilere yönelme şeklinde gerçekleşiyor.
Sıradaki haber yükleniyor...
holder