Sadık Gültekin’le Doğru Tercih Tarih kitaplarında geçmeyen bir olay
HABERİ PAYLAŞ

Tarih kitaplarında geçmeyen bir olay

1926 yılında İran’da bulunan terörist aşiretler, sınırı geçerek Türk topraklarına saldırır. O dönemlerde İran sınırı Ağrı Dağı'ndan geçiyordu. Dağın doğu, yani küçük bir kısmı İran topraklarında bulunuyordu. Teröristler Ağrı’ya saldırarak Türk askerlerini ve subaylarını kaçırarak İran’a götürür. Türkiye askerlerin iadesinin yanı sıra sınır güvenliğinin sağlanmasını ister. Askerler iade edilir ancak sınır güvenliği konusunda İran olumlu adım atmaz. Türkiye, İran’a nota verir ve sınır güvenliğinin sağlamasını bir kez daha talep eder. Ancak İran notayı ciddiye almaz ve teröristleri himayesine alır, sınır güvenliğini de sağlamaz.

Haberin Devamı

***

İsmet İnönü bu duruma sert tepki gösterir ve sınır ötesine askeri operasyon düzenlemeyi planlar. Atatürk, İran ile diplomatik müzakereler yapılarak sınır güvenliğinin sağlanmasını ister. 1930 yılında bardak taşar ve Ağrı’da büyük bir kalkışma meydana gelir. İsmet İnönü bu durum sonrasında İran’ın içlerine kadar giren büyük bir askeri operasyon yapar. Ağrı Dağı çevresindeki tüm teröristler imha edilir ve İran Türkiye’nin son derece ciddi olduğunu anlar ve savaş riskini göze alamaz.

***

Bundan sonra devreye Atatürk girer ve dönemin İran lideri Şah Rıza Pehlevi ile sınır güvenliği konusunda toprak takası yapar. Ağrı Dağı'nın tamamı Türkiye’ye bırakılırken, bazı Türk toprakları da İran’a verilir. Tahran’da Türkiye ile İran arasındaki sınırı belirlemek üzere 1932’de bir antlaşma imzalanır. Türk -İran sınırı 1932’de imzalanan bu antlaşma ile son halini alır. Bu antlaşma ile Ağrı Dağı bölgesi tümüyle Türk tarafında kalır ve karşılığında İran’a Van’ın Kotur bölgesinden bir arazi verilir. Bu olaydan sonra Atatürk ve Şah Rıza Pehlevi arasında ciddi bir dostluk bağı kurulur.

***

O zamanlar Nahçıvan denilen bölge, İran ve Ermenistan arasında sıkışan bir alandı. Atatürk, 1920’de Nahçıvan’ın Ermenistan’a hediye edilmek istenmesinden rahatsız olur ve “Nahçıvan Türk kapısıdır. Bu hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni yapınız” emrini verir. Anlaşmayla, Nahçıvan’ın Azerbaycan’a bağlanması Atatürk tarafından olumlu karşılanır ve “Kapımız mevcudiyetini muhafaza ediyor, bizim için mühim olan budur” der. Atatürk, Nahçıvan’ın Türkiye’nin Orta Asya’ya açılan kapısı olduğunun farkındadır ve bu yüzden o zaman sıkı ilişkiler kurduğu Şah Rıza Pehlevi’yi ikna ederek bu bölgeyi sınır kapısıyla Türkiye’ye bağlar. Atatürk’ün “Türk Kapısı”, Kazım Karabekir’in “Şark Kapısı” olarak nitelediği Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Türk devletleri arasında Türkiye’yle fiziki bağlantısı bulunan tek toprak olması nedeniyle ülkemiz için özel bir anlam ve öneme sahiptir.

Haberin Devamı

***

Bu olayla birlikte Atatürk hem sınır problemini çözmüş hem İran ile dostluk kurmuş hem de Türk dünyasına açılan stratejik bir kapıyı aralamış olur. Nahçıvan üzerindeki garantörlüğümüz bu koridor ile anlam kazanır. Bu olay, 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir. Bu bilgi tarih kitaplarında çok bulunmaz ancak Atatürk’ün ileri görüşlülüğü konusunda önemli bir örnek olarak gösterilebilir.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder