Şafak Coştu Çocuğuna okuma sevgisi aşılamak isteyen ailelere tavsiyeler
HABERİ PAYLAŞ

Çocuğuna okuma sevgisi aşılamak isteyen ailelere tavsiyeler

İstatistiklere göre Türk insanı, kitap okumaya günde sadece 1 dakika ayırıyor. Okuma alışkanlığı sırasında ise dünyada 86'ncı sırada yer alıyoruz. Ne kadar romantik bir toplumsak artık; okuduğumuz kitapların yüzde 65’i de aşk kitabı! Peki durum bu kadar içler acısıyken çocuklara okuma sevgisini nasıl kazandıracağız? Yeri gelmişken söyleyeyim: Çocuklara hediye olarak kitap alan ülkeler sıralamasında 180 ülke arasından 140'ıncı sıradayız. Belli ki kitabı bir hediye olarak görmüyoruz.

“Çocuklara kitap okuma sevgisi nasıl aşılanmalı” diye bir konu tartışıyoruz. Bence “yetişkinlere nasıl aşılanmalı”yı tartışmalıyız, çünkü çocuklar yetişkinleri taklit eder.

Haberin Devamı

Eski bir velim çocuğunun kitap okumasını çok istiyordu. Ona evde anne ve babanın ne kadar okuduğunu sordum. Verdiği cevap, “Ben kitap okumaktan nefret ederim, ne olur benden bunu yapmamı istemeyin” oldu.

Birkaç tavsiye

  • Çocuğunuza siz televizyon izlerken ya da telefonunuzla uğraşırken “Git odana kitap oku” demeyin. Çocuk bunun bir ceza olduğunu düşünecek ve kitap okumanın keyifli yönlerini keşfedemeyecektir.
  • Çocuklar taklit eder. Gerçekten okuyan bireyler yetiştirmek istiyorsanız bunun için çaba harcamanız gerek. Ailece okuma saatleri yapmak çocuğu kitaba yakınlaştırır.
  • Çocuklara sadece kitap okumak zorundalarmış gibi hissettirmeyin. İlgi alanına göre dergilere abone olun, içinden sevdiği konuları okuyup sizinle paylaşmasını sağlayın.

Peki öğretmenler nerede yanlış yapıyor?

Çocuğuna okuma sevgisi aşılamak isteyen ailelere tavsiyeler

Okullar açılıyor, kitaplık oluşturmak için öğretmenler kitaplar okuyor ve tavsiyeleri kağıtlara yazıyorlar. Çocukların okuyacağı tüm kitaplar çocukların fikri alınmadan sınıf kitaplığına aldırılıyor. Çocuklara, “Bu kitapları seçtik, oku ve keyif al” diye zorbaca bir tavır sergileniyor. Çocuklar bu tavırdan sonra kitapçıda dolaşıp kendi okuyacağı kitapları seçen yetişkinleri görünce çelişkiye düşüyorlar. Kendilerine kitap okumanın keyifli bir alışkanlık olduğunu anlatırken, dikte edilmiş bir görev gibi başkalarının keyfini yaşaması uygun görülüyor.

Peki her çocuk en sevdiği kitabı sınıfa getirse, arkadaşlarına tavsiye etse ve birbirleriyle değişerek kitabı tartışarak okusalar olmaz mı? İlkokul döneminde paylaşım çok önemlidir. Bu paylaşımı kitapla yapsalar, arkadaş olmak istedikleri kişilerle ortak bir payda bulsalar?

Okullarda her yapılan iş sonucu bir proje ya da ürün çıkması gerektiği düşünülüyor. Ee tabii müşteri gözüyle görülen velilere verdikleri paranın karşılığında bu projeler makbuz olarak sunuluyor. Oysa en iyi proje düşüncelerdir. Kartonlar kesmeyin, resimler çizdirmeyin, çocukların yetiştirmek zorunda olduğu bir kağıt olmasın… Sadece minderlere oturtun ve okudukları kitaplar hakkında konuşmalarını sağlayın, en sevdikleri bölümleri arkadaşlarına anlatsınlar, çocuklar konuşmayı ve anlatmayı severler. Konuşacak bir şeyleri olması için bir şeyler okuyacaklardır. Lütfen kitap okumayı bir görev gibi algılamasına neden olmayın, kitaplarla ilgili ödevler vermeyin. Sohbet ederken konusunu zaten anlatacaktır; bunu kâğıda sizin istediğiniz cümlelerle yazmasına gerek duymayın.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder