Giriş
Dünya var olduğundan beri savaşlar ve salgınlar olmuştur diyeceğim ama sanırım bu konuda dünyayı suçlamamak gerek. İnsanlık var olduğundan beri demek daha doğru olur. Hırs, bencillik ve doğanın dengesini bozmak, bize hep intikam olarak döndü.
İşte bu intikamın en ağırlarından biri de veba, yani diğer ismiyle kara ölümdü. 1300’lü yıllarda Asya’da başlayıp tüm dünyayı etkisi altına aldı, en çok hasarı da Avrupa’ya verdi. Salgın tüm dünyada 100 milyon can aldı. O dönemde Avrupa’nın kıtlık yaşaması salgının yayılmasını arttırdı. İnsanların iyi beslenememesi, olumsuz hijyen şartları bu hastalığın hızla yayılmasına neden oldu. İnsanlar o dönemde vücutlarının hava almazsa hastalığın bulaşmayacağını düşündükleri için hiç yıkanmamış, bu da salgının tam tersi bir şekilde hızla yayılmasına neden olmuş.
Bir başka etkisi ise, doğanın dengesinin bozulması. O dönem din adamları kedilerin lanetli olduğunu, bu yüzden öldürülmeleri gerektiğini savundu. Öldürülen kediler yerini artışı durdurulamayan farelere bıraktı. Bu da hastalığın önünün alınamamasına neden oldu. Salgın öyle hızla yayılmaya başladı ki, sonunda kendi kendisini imha etti. Nasıl mı? Veba artık geldiği kişiyi başka bir insana bulaşamadan öldürmeye başladı. Bu şekilde de bir nevi kendi kendini bitirdi. Antibiyotiğin bulunmasıyla birlikte bu hastalık tarihe karıştı. Bu dönemde karantinayı avantaj haline getirenler de oldu. Mesela Newton bu insanlardan biri. Tüm insanlığı etkileyecek buluşlara bu dönemde imzasını attı.
Aradan tam 700 sene geçti ve yine bir salgın hastalıkla karşı karşıyayız. Artık Newton gibi birçok bilim insanının bilgileriyle doluyuz. Şimdi tıp ve teknoloji bize avantaj sağlayacak ve hastalık kısa sürede yayılmasını durduracak.
