Şirin Sever 5 yaşında canlı bomba eğitimi mi olurmuş!
HABERİ PAYLAŞ

5 yaşında canlı bomba eğitimi mi olurmuş!

Bazı haberleri okurken, paranoyaklık sınırını falan geçtiğimizi, memleket olarak kayışları kopardığımızı düşünüyorum…

Tuba Ünsal’ın söylediklerine bakın, haksız mıyım söyleyin: “Çocuğumun okulunun etrafı güvenlik kameralarıyla çevrilmiş. İçeri veli bile olsan, vaktinden önce giremiyorsun. Kapı ağzında konuşamıyorsun.

5 yaşında, okuluna canlı bomba gelirse ne yapmaları gerektiğinin eğitimini aldılar. Dehşet verici. Nasıl bir nesil yetişiyor, nasıl bir korku imparatorluğu!”

Tuba Ünsal bunu anlatırken ciddi miydi bilmiyorum ama Sare dediğimiz kız, lise öğrencisi değil…

Haberin Devamı

Annesi söylüyor işte, 5 yaşında bir çocuk. Peki 5 yaşındaki çocuğa canlı bomba eğitimi nedir arkadaş?

O yaşta canlı bomba nedir, kendini ondan nasıl koruyacak ne anlar? Ayrıca bu hangi okulmuş merak ettim gerçekten. Tuba Ünsal, bir anne olarak duruma isyan ediyor. İsyanı da şu yaşadığımız günlere belli ki.

Okulun, 5 yaşındaki çocuğa verdiği bu eğitimi sorgulamak aklına gelmemiş olmalı. O yaştaki çocuğun gerçeklikle algısı bu düzeyde mi kurulmalı gerçekten?

Tuba önce bunu sorgulamalı. Kaldı ki o çocuklar zaten travma yaşamıştır, canlı bombaya gerek yok!

AKIL SAĞLIĞIMIZI KORUYALIM

Günlerdir herkes birbirine aynı mesajları yolluyor; “Şu AVM’ye gitmeyin, metroya binmeyin, şu semtte tehlike var” diye korku yayıyor.

Kimse kötü niyetli değil elbette; sevdiklerini koruyor. Haftanın iki günü Craft Oyunculuk Atölyesi’ne gidiyorum. Anadolu yakasına geçmek için de metro, vapur, dolmuş ne bulursam onu kullanıyorum.

Dünkü derse de aynı şekilde gittim. Sınıfın yarısı yok. “Korkuyoruz, pazara kadar evdeyiz” diyorlar. Derse gelenler ise şaşkın. “Marmaray’ı ilk kez boş gördüm”, “Metro bomboş”, “Metrobüste ilk kez oturdum” diyen diyene.

Bense hayat akışımı hiç değiştirmeden yaşıyorum. Soranlara da “E zaten AVM’de çalışıyoruz!” demekten dilimde tüy bitti. Kaldı ki izin mi alalım toplu halde? Peki kaç günlüğüne?

İlle eve kapanacaksanız, akıl sağlığınızı koruyun bari. Spor yapın, kitap okuyun, güzel bir romantik komedi izleyin, sevdiklerinize sarılın, dolaplarınızı temizleyin. Elbet geçecek bu günler, enseyi karartmayın.

Haberin Devamı

Dergiciler isyanlarda

Türkiye’de çıkan kadın dergilerinin yayın yönetmenleri isyanlarda…

Aralarında tanıdıklarım, onların yanında çalışan arkadaşlarım var. Her ay iyi bir dergi çıkarmak, kapağa koyacak iyi bir yüz bulmak için nasıl kafa patlattıklarına sık sık şahit oluyorum.

Gel gör ki, kapağa ünlü bir yüz bulmaktan, buldukları yüzlerin kaprislerinden yılmış durumdalar! Tabii bu kaprislerin çoğu sanatçılardan değil; onların ajansı, menajeri ve basın danışmanlarından kaynaklanıyor.

Dergi yayın yönetmenleri de Türk yıldızları kapak yapmaktan vazgeçme noktasına gelmişler. Geçen gün bir arkadaşım “Yurt dışındaki yıldızların ekipleri o kadar profesyonel ki, onlarla anlaşmak daha zahmetsiz. Biz de yabancılara ağırlık vereceğiz, uğraşamayız” diyordu.

Ah şu bizim egosal durumlarımız bitmedi, bitmeyecek galiba.

Kraldan çok kralcı danışmanlar

Dergici arkadaşların isyanını dinleyince, geçen sene Boğaziçi Üniversitesi’nde sunduğum ‘Eğlence Zirvesi’ geldi aklıma…

Haberin Devamı

Eğlence piyasasının ünlü aktörleri, sinemacılar, iş adamlarının konuk olduğu bir paneldi ve şarkıcı Sıla da konuktu.

Sıla’nın basın danışmanlarının yaşattığı gerginlik ise akıl alır gibi değildi. “Biz seyircilerin arasından sahneye çıkmayız, sahne arkasından çıkarız” diye tutturmalar, “Kağıt bardakta kahve olmaz” demeler...

Paneli düzenleyen öğrencilerin burnundan geldi. Ki, öğrenciler ellerinden gelen özeni gösteriyordu.

Bunlardan Sıla’nın haberinin olduğunu sanmam ama basın danışmanları sanatçıyı düşürdükleri ‘antipatik’ durumu hesaplasa keşke…

1 saat karanlık

‘Dünya Saati Etkinliği’ kapsamında, bu akşam 20.30-21.30 saatleri arasında tüm dünyada eşzamanlı olarak ışıklar kapanıyor.

İstanbul’un simgelerinden Dolmabahçe Sarayı, Boğaziçi Köprüsü, Sultanahmet Camii gibi yapılar da bir saat boyunca kararacak.

Amaç iklim hareketlerine dikkat çekmek. Biz ise, şu aralar yaşadığımız karanlığa dikkat çekmek için bile bu eyleme katılabiliriz. Bir taşla iki kuş hesabı!

Neyin vefasızlığı?

Sanatçı Erol Büyükburç, ölümünün birinci yılında mezarı başında anılmış. Allah rahmet eylesin. Başlıklar şöyle: “Erol Büyükburç’a vefasızlık”...

“Katılım beklenenden azdı”...

Ne olmasını bekliyordunuz?

İnsanlar artık anne babalarının mezarına bile bayramdan bayrama gidiyor. Bir sanatçı ölünce millet akın akın mezarı başında mı toplanacak sanıyorsunuz?

Üstelik hayatını kaybetmiş kaç tane sevdiğimiz sanatçı var, saydınız mı hiç?

Ailesi, çocukları ansın ama “Herkes neden gelmedi?” diye veryansın etmek biraz abartılı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder