Bodrum ve Çeşme trafiği gayet akıcı

Her yazın klasik tartışmasıdır Bodrum mu, Çeşme mi? Bodrum bu sene dolar mı, dolmaz mı? Bayram çok kalabalık olur mu, olmaz mı? Lahmacun fiyatları fırladı, kim yer ki? Falan filan. Ben size bir şey diyeyim mi… 10 gündür yemek yazarı bir arkadaşımın işleri yüzünden onunla Bodrum/Çeşme dolaşıyorum; 200 liralık lahmacuna, geceliği en az 5 bin TL’lik oda fiyatlarına, feci enflasyona rağmen oteller de, restoranlar da dolu. Elbette bu doluluk, göreceli.

En iyiler, haklı üne sahip olanlar ve ortalama üzeri gelire hitap edenler dolu, gerisi boş. Yani bayramda, hafta sonlarında falan idare ediyor kalanlar. Eskiden trafiğin tıkandığı yollar belli saatlerde yoğun sadece. Yani trafik Bodrum’da da, Çeşme’de de gayet akıcı! Zira büyük bir kesim evinde. Haftada bir-iki çıkabiliyorlar ancak. Çünkü yemek/içmek, plaja gitmek falan gerçekten pahalı.

Diğer kesim ise; lahmacun fiyatıymış, su fiyatıymış gibi şeylerle hiç enterese olmayanlar. Yani Bodrum ve Çeşme’yi ayakta tutanlar. Şunu kabul edelim özellikle Bodrum; Türkye’nin İbiza’sı, St. Tropez’si artık!

Turizmi kalkındıracak gelir grubu yüksek yabancı turistin, jet set’in cenneti. Onlar geldikçe, yiyip içtikçe fiyatlar artıyor, fiyatlar arttıkça gastronomi dünyası canlanıyor ve dünyaca ünlü başka markalar da Bodrum’a gelmek için sıraya giriyor. O sıra arttıkça da, o trilyonluk tekneler koylara sıralanıyor.

DÜNYANIN EN ÜNLÜLERİ BURADA

Son yıllarda dünyaca ünlü restoranların, plaj işletmelerinin ve otel gruplarının bir bir Bodrum’a gelmesi çok önemli çünkü bu markalar Türkiye’ye prestij, zengin turist ve para kazandırıyor. Üstelik dünyanın pek çok farklı bölgesinde şubesi olan bu markaların toplu olarak buluştuğu tek yer Bodrum! İşte bu da Bodrum’u eşi bulunmaz bir yer yapıyor.

Evet bu markalar az önce dediğim gibi belli bir gelir grubuna yani o lüks teknelere, o trilyonluk cüzdanlara hitap ediyor ama yeter ki turizm gelişsin. Herkes her yere gitmek zorunda değil, ait olmadığı yerde görünmek zorunda değil sonuçta! Bakın son birkaç yılda Bodrum’da açılan dünya markalarına… Zuma epeydir var zaten...

Yalıkavak’ta açılan Sakhalin ve Novikov, Mandarin Oriental’ın içindeki Hakkasan, Bodrum Loft’un içinde bu yıl açılan Nobu, yine yenilerden Türkbükü Divan’ın içinde geçen hafta açılan Japon Maromi öne çıkanlar… METT Hotel’in içinde açılan İsola Bodrum ve Yalıkavak Marina’daki Güney Fransa menşeli Bagatelle ise yurt dışından gelen beach’ler. Bizim bazı markalarımız da, onlar kadar iddialı ama! Lucca by the Sea mesela...

İki sezondur fahiş fiyatlarına rağmen Bodrum’un en dolu yeri. Talep o kadar fazla ki, bu sene Lucca Beach adında plajını açtı aynı yerde. The Beach of Momo da Çeşme’nin en ‘in’ yeri. Hele dünyaca ünlü DJ Valeron’un çaldığı gün, iğne atsan yere düşmeyecek bir ortam vardı.

Momo bu ilgi sonucunda, Yalıkavak’ta da şube açtı bayramdan hemen önce. Evet pahalı ama iyi yemek, iyi müzik, iyi ortam isteyenlere hitap eden bir mekan burası. Mutfağı dünyanın en iyi restoranlarıyla yarışacak kadar iyi. Mesela o parmesanlı, tıraşlanmış enginar salatası neydi öyle?!!

PEKİ BU MEKANLARIN OLAYI NE?

Dediğim gibi, Bodrum ve Çeşme’de belli yerler dolu, çoğu yer boş maalesef. Adamına göre, pardon mekanına göre muamele yani!

• İlginçtir, Türkbükü’ndeki eğlence mekanları inişler çıkışlar yaşarken Bodrum Sess hep tıklım tıklım. ‘Türkçe pop dinlemez’ sandığımız Z kuşağının en eğlendiği mekan! Bizim yaş kitlesinin zaman içinde gençlere kaptırdığı bu mekanın sırrı nedir diye epey düşündük tartıştık geçenlerde... Bir kere yılların deneyimi var. Başta Nedim Binler olmak üzere, Ecevit ve Yüksel Yılan kardeşler sürekli işlerinin başında. Artık kemik müşterilerinin çocuklarını eğlendiriyorlar. Babalarının kredi kartlarıyla gelen 18-20 yaş arası gençliğe resmen hamilik yapıyorlar, anne babalar çocuklarını onlara emanet ediyor. Nereye giderseniz gidin, geceyi Sess’te bitiriyorsunuz anlayacağınız. Çünkü coşturmayı iyi biliyorlar ama playlist’i elden geçirmenin zamanı geldi Nedim Bey!!!
• Sess’in Çeşme’deki karşılığı ise Esnaf... Bu mekanın da müdavimleri bol çünkü çalışanlar samimi, efendi ve eğlenceli. Bir anda barmenle göbek atarken bulabilirsin kendini. Bayramın son gecesi, müzik yasağına az kala gittik. İçerisi tıklım tıklım. Şampanya açan açana. “Gecede kaç şişe açılıyor?” dedim mekanın patroniçesi Feyzan Cihan’a. “Ortalama 10-12 arası” dedi. Tanesi 4 bin lira olsa, siz düşünün bu mekanlar pahalı mı, değil mi? Ya da kime göre, neye göre pahalı? Ünlü isimleri sahneye çıkaran Günay, Cahide, Jolly Joker gibi mekanlar da hep dolu. Açıkhavadaki konserlerde kuyruklar kapıya kadar. Bunları görünce, ‘pahalı mı değil mi?’ denklemini çözmekten vazgeçiyorum zaten!

İKİ ŞEF İKİ LEZZET DURAĞI

• Bodrum’un yaz kış açık şehir oteli The Marmara Bodrum’da yeni bir restoran açıldı; Tuti. Genç şef Hakan Süve ‘Ege ve Akdeniz’in mutfağı’ olarak tasvir ettiği menüsünü yerel üreticilerden, pazarlardan aldığı taze ürünlerle hazırlıyor. Tabaklar sanat eseri gibi ama zorlamıyor; taze, doğal ve çok lezzetli. Ev yapımı tepsi mantı da var, taze yeşilliklerden mücver de, şahane ahtapotlar da. En güzeli de bu tatları şahane bir Bodrum manzarasına bakıp yemek. Çok huzurlu, çok gidilesi. Denemek için otelde kalmanız da şart değil.

• Bodrum Ortakent’in en şık, en tatlı oteli Khai Hotel’in restoranı Tuzz’u geçen sene de yazmıştım. Genç şef Nilay Lale, öyle tabaklar hazırlıyor, öyle soslar kullanıyor ki, resmen umami patlaması. (Umamiyi merak eden google’lasın!). Akşam yemekte bir pastırmalı peynirli yumurta sundu mesela, ‘akşam yemekte yumurta mı olur’ dedik hepimiz ama kıtır ekmekleri yumurtaya banarken görmeliydiniz bizi! Enginarın yorumu ise anlatılmaz yaşanır diyeyim, siz anlayın. Ortakent gibi bir yerde fine dining menü yapmak için bu kadar iddialı olmak lazım zaten. Bir de vegan burger yapıyor ki Nilay şef, vegan olabilirsiniz dikkat! İskele üzerinde servis veren bu restoranı deneyin, pişman olmayacaksınız.