Şirin Sever ‘Deep fake’ gerçeği sizi korkutmuyor mu?
HABERİ PAYLAŞ

‘Deep fake’ gerçeği sizi korkutmuyor mu?

Öyle bir teknoloji çağına giriyoruz ki... ‘Gözlerimle gördüm’ demek bile hiçbir şey ifade etmeyecek artık! Kendi gözlerinizle izlediğiniz görüntülerin bile gerçek olup olmadığı tartışmaya açık olacak.

Hazır mısınız böyle bir geleceğe? Ben değilim! Üstelik korkuyorum. Düşünsenize şu anda bile kirli bilgiler havada uçuşurken, kimse duyduğu gördüğü şeyin doğruluğunu araştırmazken…

Şimdi de ‘deep fake’ denilen ‘icat’ çıktı. Bu öyle bir şey ki, büyüklerimizin ‘icat çıkarma şimdi’ dediği bir kıvam tam!! Nedir özetle? Yapay zekayla yüz ifadesi yaratılıyor. Birkaç açıdan çekilmiş yüz fotoğrafları başka birisinin yüzüne yapıştırılıyor ve o kişinin yeni videosu oluşturuluyor.

Haberin Devamı

Tekniği iyi kullananlar, müthiş başarılı montajlar yapabiliyor. Yapay zekanın yarattığı suratı gerçeğinden ayırt etmek de epey zor. En son Cem Yılmaz’ın Tarkan taklidi yaptığı ‘Arif V 216’ filmindeki görüntülerinin üzerine deep fake tekniğiyle Tarkan suratı koymuşlardı mesela...

İnanılmazdı. Çok örneği var; Tom Cruise için yapıldı, Obama için yapıldı, bir talk show programında orada olmayan Eddie Murphy konuşturuldu. Hatta Mona Lisa bile konuşuyordu en son tablosundan!

Şu sıra sürekli deep fake videoları izliyorum, kafayı yemek üzereyim. Bu teknik, sinema sektöründe epeydir kullanılıyor ancak şu sıra herkesin elinde oyuncağa dönüşmüş durumda. Bu da en tehlikeli kısmı zaten! Düşünsenize bir siyasetçiye hiç olmadık şeyler söyletebilir veya sahte porno görüntünüzü ortalığa saçabilirler...

“İnternette büyük tehlike: Deep fake” diye yazın, videoları izleyin derim. Bakalım siz de benim gibi “Teknoloji şahane bir şey ama iyi ellerde şahane” diyecek misiniz? Bu saatten sonra bilişim konusunda özel yasalara ihtiyaç var.

İnsanın dili varmıyor ama kısıtlamalara ihtiyaç var. Zira kimilerinin “Artık Kemal Sunal’lı Şener Şen’li yeni Hababam filmleri çekilebilir” demesi kadar naif olmayabilir bizi bekleyen hayat!

EKRANDA NE VAR NE YOK?

Ekranda yeni sezon başladı. Yeni diziler, eski dizilerin devamı, izlenenler, eski dizilerin tahtını sarsanlar derken heyecan yine dorukta. Yarışın ilk haftasındayız ama birkaç notum var:

Haberin Devamı

Taner Ölmez’in otistik savant ‘Ali’ karakterini oynadığı ‘Mucize Doktor’ sezonun en sıradışı, cesur işi! Uyarlama bir dizi ama bu kadar nazik bir konunun ekrana taşınması, farkındalık yaratmak adına da gerçekten muazzam. İlk eleştiriler Taner Ölmez’in bu işi başardığı yönünde. Ki ben de ilk bölümden sardım bu işe.

‘Çocuk’ dizisi, yine iç parçalayan hikayelerden... Anneliği sınanan kadınlar, her şeyden habersiz babalar, entrikalarla dolu kayınvalide derken, tansiyonunuz yükselebilir! Nazan Kesal, Serhat Teoman, Merve Çağıran ve İsmail Hacıoğlu başrolde ama çocuk oyuncu Mehmet Emin Güney’e dikkat! Müthiş oynuyor, bakışları insanın içine işliyor.

‘Çukur’un dönüşü muhteşem oldu. Pazartesi gecelerinin birincisi, “üçüncü sezonda anlatacak ne kaldı?” denilirken, yine reytinglerde birinci oldu! İşte karşınızda, incelenmesi gereken bir vaka.

Yaz dizisi olarak başlayan ‘Afilli Aşk’ ve ‘Her Yerde Sen’ iyi ki devam ediyor; ekranda romantik dizi açığını dolduruyorlar. Onca mafyöz dizinin, entrikanın içinde resmen soluk almamızı sağlıyorlar.

Haberin Devamı

Onur Saylak, nöbetçi kötü adam gibi! Bu sezon da ‘Kuzgun’ kadrosunda. Diziyi hiç izlemedim ama Onur Saylak ağırlığı ve karizması diziye yarar. Ama onu aynı rollerde görmekten sıkıldık artık; yapımcılar iyi bir hikayede, iyi adam rolü yazsa, bizi biraz olsun şaşırtsa, fena mı olurdu?

EFSANE GERİ DÖNÜYOR

Son zamanlarda duyduğum en iyi haber: Demet Akbağ tiyatroya dönüyor! Onu en son 2007 yılında Yılmaz Erdoğan’la birlikte oynadığı ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’ oyununda, iki yıl önce de ‘Bir Demet Muhabbet’ isimli stand up’ıyla tiyatro sahnesinde izledik. Şimdi... Pek çok oyuncu gibi o da ilk göz ağrısı tiyatroya dönüyor.

Önceki akşam TESYEV yemeğinde karşılaştım Demet Akbağ’la, kendisi anlattı. Oyunu Yılmaz Erdoğan yazıyor ve yönetiyor. Ekimde de provalar başlıyor. “Artık sıkıldım ve bir an önce çalışmaya başlamak istiyorum” diyecek kadar heyecanlı.

Oyunun adı ve konusuyla ilgili ser verip sır vermedi ama 7-8 kişilik bir kadrosu olduğunu öğrendim. Oyunculara henüz karar veremedikleri için de provalar gecikmiş. Bu sezon sahneler çok bereketli olacak demiştim size.

Yolda kitap bulmak...

Can Yayınları şahane bir kampanya başlatmış… Kitaplarının, özellikle de klasiklerin herkese ulaşması için şehrin farklı yerlerine kitaplar bırakıyorlar. Şöyle bir duyuruları var:

“Bu kitaplar şimdilik sadece İstanbul’da; metroda, trende, vapurda, hiç beklemediğiniz anda karşınıza çıkabilir. Başka şehirlerde başka zamanlarda yinelenebilir. Siz de beyaz kapaklı klasiklerimizle karşılaşırsanız #YoldaCanBulmak etiketi ile bizimle paylaşın...” Hadi bu akım hızla yayılsın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder